Yazarlýk yaþamým boyunca, baþka ülkelerin Türkiye’deki adamý olanlara karþý çýktým.
Türkiyeli olup da Türkiye’nin adamý olmayan, örneðin ABD’nin Türkiye’deki adamý olanlarý hiç hoþ karþýlamadým.
ABD’nin Türkiye’deki adamlarýna karþý çýktýðým gibi, geçmiþte solcu örgütlerin, partilerin, liderlerin Sovyet Rusya’nýn, Çin’in, kýsacasý baþka sosyalist ülkelerin Türkiye’deki adamý, Türkiye’deki þubesi gibi olmalarýna da karþý çýktým.
Çünkü ben Türkiyeciydim.
Ve ben “Türkiye’de sol olacaksa, Türkiyeci sol olsun” demekteydim
Nitekim tanýþýklýðýmýzýn ta 1978 yýlýna dayandýðý medya grubumuzun baþkaný Ethem Sancak, yýllar sonra karþýlaþtýðýmýzda “Sen hep Türkiyeci solu, yerli solu, baðýmsýz solu savunmuþtun” diyerek o günlere götürmüþtü beni.
Ethem Sancak, o günlerde sol bir partinin yöneticilerindendi.
O günler solun, sosyalistlerin 49 gruba bölündüðü günlerdi.
O günlerde “Türkiyeci sol” dediðimizde kimse raðbet etmezdi.
Kimi Sovyet Rusyacý, kimi Çinci, kimi þucu bucu sol anlayýþlarý yüceltirdi.
Bu taklitçilikti.
Ben ise taklitçiliði hiç benimsemedim.
Fikirsel alandan sanayi alanýna kadar her alanda yerli üretimciliði önceledim.
Dolayýsýyla da bize has, yerli, Türkiyeci sol için kafa yormayý önemsedim.
Ne var ki yalnýz kaldým.
Oysa solun evrensel deðerlerini dikkate aldýðý gibi, ülkenin deðerlerini de dikkate alan bir sol pekala olabilirdi.
Mesela ülkenin manevi, milli deðerleri dikkate alýnabilirdi.
Bu yapýlsaydý ülke halkýyla ters düþülmezdi.
Ne yazýk ki 1970’lerin sosyalist partileri, sosyalist liderleri bunu benimsemedi.
Solun evrensel deðerlerini dikkate aldýðý gibi, ülkenin deðerlerini de dikkate alan yerli üretim sol, Türkiyeci sol üzerine kafa yormayý önemsemedi.
Türkiyeci sol yerine baþka ülkelerin taklitçisi olmayý, Sovyet Rusyacý, Çinci, þucu bucu olmayý tercih etti.
Öyle olunca da Türkiye halký, onlarý dýþlayýp ötekileþtirdi.
Oysa Türkiyeci sol anlayýþta olunsa, Türkiye halký buna sahip çýkabilirdi.
Nitekim Türkiye halkýnýn çoðunluðunu oluþturan sað kesimin sözcüleri de bunu dile getirmiþlerdi.
Mesela geçmiþte 1 milyon 350 binlik tirajýyla Türkiye’deki sað kesimin sözcüsü olan Türkiye gazetesinin baþ köþesinde yazan Gürbüz Azak, “Ýlk olarak Lütfü Oflaz Türkiye’ye has bir sol olmasý gerektiðini kavradý. Lütfü Oflaz’ý dinleyin ki milletin yadýrgamayacaðý, hatta oy bile vereceði mýknatýslarý yakalayýn. Dertlere deva diye sizi bilsinler; bu adamlarýn ardýna düþülür desinler” þeklinde bir yazý yazmýþtý.
Yine saðcý bir yayýn organý olan Ortadoðu gazetesinde de Muhsin Ýdukut Kadýoðlu, “Türkiye’de yerli sol olsun diyene, sol kesimler tahammül edememiþlerdir. Yerli sol olsun diyen Lütfü Oflaz gibi aydýnlarýn önünün kapatýlmasý için varyasyonlar üretmiþlerdir” þeklinde bir yazý kaleme almýþtý.
Keþke solumuz Türkiyeci sol, yerli sol anlayýþta olsaydý.
O zaman sol, ülke halký arasýnda kök salardý.
Ve de demokrasimiz sað bacaðý olup da sol bacaðý olmayan bir halde olmazdý.