Geçtiðimiz gün otobüs beklerken aklýma bir soru takýldý. “Sizce Türkiye’de bilim neden ilerlemiyor?” diye sordum duraktakilere. Kimseden çýt çýkmadý. Bir kez daha sordum. Yine cevap gelmedi. Anladým ki insanlarýn bu konuda en ufak bir fikri yok. Oturup ülkemizde bilimin önünde ne gibi engeller var, onlarý yazdým.
1- Coðrafi koþullar: Kabul etmeliyiz ki Türkiye engebeli bir coðrafyaya sahip. Gün içinde habire yokuþ inip çýkýyoruz. Düþünün ki laboratuvar evinizden daha yukarýlarda bir yerde. Oraya gitmek için o bayýrý çýkmak zorundasýn. Pek çoðumuz böyle bir durumda “Amaan kim çýkacak o yokuþu, bugün de bilim yapmayývereyim!” der. Oysa ki bir Hollandalý evinden laboratuvara koþarak gider çünkü yol dümdüzdür. Düz ülkede herkes bilim yapar.
2- Kýskanç kadýnlar: Maalesef Türk kadýnýnýn kýskanç yapýsý da bilimin önünde engeldir. Geçtiðimiz günlerde bilimsel bir araþtýrma için laboratuara kapanayým dedim, kýz arkadaþým burnumdan getirdi. Ben tam deney tüplerini ýsýtýrken habire telefon çalýyor, mesajlar geliyor “Nerdesin sen?” diye. En sonunda lanet olsun deyip deney tüplerini kýrdým.
Deneyin ortasýnda insan rahatsýz edilir mi? Arþimet suyun kaldýrma kuvvetini bulurken içeri biri girseydi ne olurdu hiç düþündünüz mü? Ben söyleyeyim, rezil olurdu. Çünkü banyodaydý. Bugün gemiler suyun üstünde batma korkusu olmadan gönül rahatlýðýyla yüzüyorsa bunda Arþimet’in bizlere aþýladýðý güven var.
3- Kýlýk kýyafetine dikkat etmeyen öðrenciler: Bu öðrenciler akademisyen ve bilim insanlarýnýn vaktini çalmaktadýr. Pek çok bilim insaný buluþ yapmak yerine kampus kapýsýnda bu öðrencilerin içeri girmesine engel olmak, hatta onlarý kameraya çekmekle meþgul. Yazýk deðil mi o bilim insanlarýna? Bu öðrenciler derhal kýyafetlerine çekidüzen vermeli.
4- Bilim insanlarýnýn maaþlarý çok yüksek: Bugün bir akademisyen maaþý bin 500-2 bin liradan baþlýyor. Siz onlara bu kadar para verirseniz har vurup harman savururlar. Bence hiç maaþ verilmemeli. “Buluþu getir parayý götür”, “Üç buluþ yapana aylýk akbil bedava” gibi kampanyalar bilim insanlarýný gayrete getirecektir. Neymiþ, kendilerini geliþtirmek, Batý’daki geliþmeleri takip etmeleri için paraya ihtiyaçlarý varmýþ... Ne gerek var ki? Neyini takip edeceksin, adamlar aþmýþ diyorum.
5- Batý’nýn acayip ilerlemesi: Batý son 200 yýlda çok fazla ilerledi. Öyle böyle deðil, aþýrý ilerledi. Bir yerde durur dedik, hayýr, gene ilerledi. Tam bir tur bindirme söz konusu. Ýnsanýn ister istemez þevki kýrýlýyor. Biraz müsaade etseler, þöyle bir 5-10 yýl hiçbir þey yapmadan bekleseler olmaz mýydý? Maalesef bu vicdan Batýlýlarda yok. Oysa ki biz onlarý tam 500 yýl bekledik. Tabii çok ilerleyince anlamsýz mevzulara yüklenmeye baþladýlar. Son olarak Batýlý bilim adamlarýnýn ýþýk hýzýný geçmeye çalýþtýklarýný okudum. Sizce de biraz abartmadýnýz mý? Iþýk hýzý neyinize yetmiyor anlamýþ deðilim. Bir yere mi yetiþeceksiniz? Iþýk hýzý bence gayet iyi. Büyüklerimiz bize aza kanaat etmeyi öðretti. Bence siz de yetinmeyi bilmelisiniz.
6- Ýklim koþullarý: Ýskandinav ülkelerinin geliþmiþ olmasý soðuk iklimle alakalý. Onlar þu an serin serin otururken burada kavurucu bir sýcak var. Bu sýcakta insanýn bilim yapasý gelmiyor ki... Deney için tüp ýsýtsan “Kapat la þunu” derler. Norveçli bilim adamý açýyor laboratuvarýn pencerelerini, iki taraftan esiyor efil efil. O ortamda herkes bilim yapar. Biz burada pencereyi açtýðýmýzda içeri adeta alev giriyor. 10 yýllýk AKP iktidarýnda sýcaklarýn arttýðýný da not düþmek lazým. Yoksa unuturuz. Benim böyle bazen aklýma bir þey geliyor, bir yere not etmeyince hop aklýmdan çýkýveriyor. AKP öncesi yazlarý sýcak ve kurak, kýþlarý soðuk ve yaðýþlý geçen bir ülkeyken artýk yazlarý ateþ gibi yanan bir iklime savrulduk. Sokakta deve görsem þaþýrmayacaðým. Gittikçe Ortadoðu ülkelerine benzediðimizin farkýndayýzdýr umarým. Buna sessiz kalamayýz, Türkiye Katar olmayacak!