Türkiye’de 70 binden fazla camii varmýþ. Belli ki bu rakama bazý küçük mescitler de dâhil edilmiþ. Laikçi yorumculara göre camii sayýsýndaki artýþ Türkiye’nin ne kadar hýzlý bir þekilde din devletine doðru ilerlediðinin açýk bir kanýtýymýþ. Bu kiþilere göre Türkiye, camii sayýsýnda ‘din devleti Ýran’ý bile geçmiþ.
Laikçilerimize göre Türkiye’de meyhane sayýsýndaki azalýþ da laik toplum için alarm verici bir durumdaymýþ. Bu hususta herhangi bir veri sunmuyorlar, ama bazý belediyelerin alkol ruhsatý vermede sorun çýkardýðýný, böylece alkol kullanýmýnýn gettolaþtýrýldýðýný iddia ediyorlar.
Ellerinde sosyolojik veya iktisadi bir analiz yok ama camii ve meyhane sayýsý üzerinden olaðanüstü yorumlar yapýyorlar. Çünkü bu kiþilere göre laikliðin kriterleri minare sayýsý ile meyhane sayýsý arasýna sýkýþmýþ durumda. Haksýzlýk etmeyelim, laiklik ölçerlerinde kadýnlarýn etek boylarýna ve denize nasýl girdiklerine dair kriterler de var (!)
Oysa ki toplumun dindarlýðý ve laikliðindeki deðiþimi anlamak için çok daha derin analizler gerektiriyor. Camii sayýsýndaki artýþ tek baþýna dindarlaþtýðýmýzýn bir göstergesi olamaz. Bu verileri analiz etmek isteyenlerin mutlaka nüfus artýþ hýzlarýný ve kýrsaldan þehre göçün niteliðini camii sayýlarý ile birlikte deðerlendirmesi gerekiyor. Bu konuda Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan 1971-88 yýllarýný kapsayan bir çalýþma yapmýþtý. Belli ki bu çalýþmanýn devamýnýn gelmesi þart.
Ýran’ý býrak, ABD’ye bak
Ayný þekilde Türkiye’deki ibadethane sayýsýný sadece Ýran’la kýyaslamak da yanýltýcý olacaktýr. Bu kýyaslama çok daha fazla sayýda ülke ile yapýlmalýdýr. Örneðin kimilerinin laikliðin kalesi sandýklarý ABD’de ve Avrupa’daki ibadethane sayýsý Türkiye’dekinden daha mý azdýr? Cevap hayýr. ABD’de 350 binden fazla kilise varmýþ. Ýngiltere’deki kilise sayýsý ise 50 binden fazla.
Bu rakamlarý Türkiye ile kýyasladýðýmýzda çok da garip bir durumla karþýlaþmýyoruz. Hatta nüfusa vurduðunuzda ABD’deki ibadethane sayýsýnýn Türkiye’dekinden daha fazla olduðunu görüyoruz. Ama ABD’de hiç kimse çýkýp da dindarlýðý sadece kilise sayýsýyla ölçmüyor, “haftada bir kez kullandýðýmýz kiliseler boþuna yapýlmýþ yatýrýmlardýr, bunlarýn yerine okul yapalým” da demiyor. Çünkü Amerikalýlarýn laiklik anlayýþý ibadet yerleri ile diðer kamu hizmet binalarýný ikame edebileceklerini düþünmelerine yol açabilecek kadar yüzeysel deðil.
Ýstanbul’da camii az
Hatýrlatmak istediðim bir diðer nokta ise dini binalarýn sadece dini amaçla yapýlmýyor olmalarýdýr. Tam tersine toplumlar zenginleþtikçe gösteriþ amaçlý olarak yaptýrýlan dini yapýlarýn sayýsýnda olaðanüstü artýþlarýn olabildiðini de görüyoruz. Örneðin Avrupa’da gündelik yaþamýn en hýzlý þekilde dünyevileþtiði 19. ve 20. yüzyýlda kilise yapýmýnda sýradýþý bir artýþ yaþanmýþtýr. Bunu sadece kiliseye devam edenlerin sayýsýndaki deðiþimle veya nüfus artýþ hýzýyla açýklayamazsýnýz. Belli ki zenginleþen toplum dini yapýlar inþa ettirmeyi artan günahlarýný affettirmek için alternatiflerden biri olarak görmüþtür. Yani kilise sayýsýndaki artýþ dindarlaþmadan çok laikleþmeye de iþaret edebiliyor.
Demem o ki bu tür tartýþmalar sadece bir veya birkaç veri ile yapýlamaz. Bu konuda çok daha derin sosyolojik araþtýrmalara, hatta doktora tezlerine ihtiyacýmýz var. Bu arada hatýrlatmak isterim, sadece bin kiþiye düþen ibadet yeri rakamlarýný esas aldýðýnýzda Ýstanbul Türkiye ortalamasýnýn da, ABD ortalamasýnýn da çok gerilerinde kalmaktadýr. Yanlýþ anlaþýlmasýn, bu þekilde endiþeli modernlerimizi bir nebze olsun rahatlatmak istedim (!)