Basýnýmýz genelde olaylarýn popüler kýsmý ile ilgilendiði için bazen hatta çoðunlukla “satýr aralarýndaki” önemli detaylarý atlýyor. Bu noktada Türk kamuoyuna bir soru sormak istiyorum; Baþbakan Erdoðan’ýn TOBB konuþmasýndaki “tüketici ile baþlayan” cümleleri doðru algýlayabildik ve analiz edebildik mi?
Sorum bu kadar, cevabý tartýþmya açýyor ve Türkiye’de 1800’lerin baþýndan bugüne bu “topraklarý kontrol altýna alan” EKONOMÝK-FÝNANSAL VESAYET BÝTECEK tezime geçmek istiyorum...
Sevgili dostlar, ne zaman “ekonomik vesayet altýnda” kalmaya baþladýk?
Cevap çok zor deðil; Osmanlý’nýn tasfiye edilme sürecinde “Hasta Adam” olarak damgalanýp, özellikle Avrupa sermayesi kontrolüne “borç alma” dinamiði ile sokulduðumuzdan beri...Cesur bir tespit daha; Cumhuriyet Kurtuluþ savaþý ile kuruldu ama “ekonomik kurtuluþ savaþý” yapýlamadý ! Peki nasýl bir adým ileri gideceðiz ? Bu cevap da çok zor deðil; “YENÝ DÜNYA DÜZENÝ’nin YENÝ HASTA ADAM’ý AVRUPA ile anýlmaktan kendimizi kurtarýp, baðýmsýzlýðýmýzýn algýlanmasýna imkan verdiðimiz “ andan itiabaren...
Sevgili dostlar, Türkiye’nin Osmanlý’dan bugüne “ekonomik-finansal” tutsaklýðýný iyi analiz eden biri olarak, 2001 krizinden bugüne ayný tezi savunuyorum; Türkiye, 1930’lardan sonra “içine çekildiði” YALNIZLAÞTIRMA- ÇARESÝZLEÞTÝRME denkleminden çýkarak geçmiþinden getirdiði gücü geleceðe taþýyacak þekilde AVRUPA harici projeleri sorgulamalý...
Bu noktada soralým; bu adým atýldý mý? Dikkatli bakanlar ve yakýn geçmiþi hatýrlayanlar, Baþbakan Erdoðan’ýn “Türkiye her türlü sorgulamayý yapacak güç ve baðýmsýzlýktadýr” çýkýþlarýný hatýrlayacaklar. Ýsterseniz bir tanesini ben hatýrlatayým. O günlerde de yazmýþtým, ayný cümleleri tekrar ediyorum; “...bir Türk vatandaþý olarak, Türk Baþbakaný aðzýyla Türkiye AB’ye yeter diyecek hatta Þangay için adým bile attýk sözlerini duyacaðýmý 10 sene önce söyleselerdi inanmaz, rüya mý görüyorum-Türkiye nasýl AB bataðýndan kendini kurtarabilir derdim! Bugün artýk rüya deðil, ülkem AB’den daha iyi þartlara sahip, ülkemin baþýna AB çorabý ören medya teþkilatý darmadaðýn ve en önemlisi ÜLKEM, BAÐIMSIZ, KENDÝ KARARINI VEREBÝLEN bir yapýya kavuþuyor...”
Sevgili dostlarým, yukarýda sadece bir karesini örneklediðim sözleri duyduðum dakikadan itibaren; kendim, çocuðum, torunum adýna çok daha umutluyum. Bu topraklar 1830’lardan sonra içine düþtüðü “batý hayranlýðý-batý sömürüsü” ve içeride 1930’lar sonrasý”BATI sahipliðinde oluþan montaj burjuvazisi ve uzantýlarý” tarafýndan kurulan “finansal vesayet” döngüsünden kurtulmak, kendi geleceðini çizmek için yola çýkmýþ durumda! Bundan sonrasý oluþacak BÝLÝNÇ ile çok daha hýzlý ve kolay olacak.
Sonuç: 1980 darbesi sonrasý ve özellikle 28 Þubat süreci ile “Türkiye’nin geçmiþi ile baðlarýný koparma” ve AB algýlamasý adý altýnda içerideki YERLEÞÝK YAPI tarafýndan TURBO KAPÝTALÝZM ve BATI EMPERYALÝZM’ine teslim edilme süreci hýzlandý...2001 krizi bu sürecin “zirve noktasýydý” ve bu kriz çýkmadan önce-sonrasýnda”yerleþik medya” teslim alýnma þartlarýný içeride “dikta etmeye” ve “kamuoyunu alýþtýrmaya” baþlamýþtý. 2003 yýlýndan itibaren bu yapý kýrýlma yoluna girdi ve 2003-2013 arasýnda Türkiye TAM BAÐIMSIZ olma yolunda çok büyük yol aldý. 2013 yýlýnýn ilk ayýnda þimdi çok daha net idrak ediyoruz ki; her türlü senaryonun sorgulanabileceði yeni bir yola giriyoruz. Bu 10 yýllýk bir yol ve ilk hedefimiz 2023...
Son söz: Türkiye’yi AB ve IMF çýpasýna “medya silahi zoruyla” baðlayan YERLEÞÝK YAPI, biz kýpýrdayamazken içimizi boþalttý-kaynaklarýmýzý transfer etti. 10 yýllýk bu yapýdan kurtulma döneminde Türkiye önüne bakmayý ve “yeniyi-doðruyu” sorgulamayý öðrendi. Þimdi bu zorla YERLEÞTÝRÝLEN PARADÝGMA Baþbakan Erdoðan tarafýndan kýrýlýyor...Bu yeni bir BAÞLANGIÇ ve Türk Halkýnýn da bu YENÝ ALGILAMAYA göre zihnini “þartlanmalardan” kurtararak ileriye bakmayý denemesi, sýnýrlarý zorlamasý gerekli...Haydi Türkiye bu 100 yýlda gelen bir þans, KULLAN bu þansýný ve kýr iç-dýþ EKONOMÝK VESAYETÝ !