Türkiye’de futbol yayıncılığı nasıl kurtulur?

Şu an bütün kulüplerin derdi bir sonraki yayın ihalesinde yılda 450 milyon doları bulan naklen yayın gelirlerini arttırmak, bu sayede kasaya daha fazla para koymak. En fazla seslendirilen formül de yayınların bir kaç kuruluşta yayınlanmasını sağlayacak formüller. Hangi formül geçerli olursa olsun, bu gidişat, bu futbol ve kulüp yönetimlerinin yapısı sürdükçe yayıncı kuruluş ya da kuruluşlar batar.

***

İnsanlar futboldan soğudukları zaman sadece stadyumlara değil toplu maç gösterimi olan mekanlara da gitmezler.

Oysa yayın bedelinin karşılanmasında ticari abonelikler şu an Digiturk için en hayati alan.

Toplu gösterim hakkını satın alıp da müşteri gelmediği için zarar eden adam bir süre sonra üyeliğini iptal eder ve sistem tıkanır. Reklamlar deseniz, RTÜK’ün son kısıtlamalarından sonra Digiturk’un reklam gelirleri ister istemez düşecek. Buna bir de zaten reklam geliri kısıtlı olan maçların operasyon giderlerini ekleyin. Kafanızda canlanması için bir rakam vereyim, 10 ayda sadece 1 canlı yayın aracı kirası, personeli, ulaştırması, harcırahı demek yaklaşık 1 milyon liralık bir bedele katlamak demek. Yılda 450 milyon dolar artı operasyon masraflarını varın siz hesaplayın...

***

Pasolig seyirciyi kaçırdı iddiası çok doğru değil zira ortalamalar geçen seneden çok farklı değil. Kayıp 3 büyüklerde ve bu kaybın sebebi de belli.

Galatasaray’ın yönetim tartışmaları, aldığı sonuçlar, gelecekte canının yanacağını gösteren finansal tablolar,Fenerbahçe’de taraftarın içine sinmeyen teknik kadro, Başkan Yıldırım’ın “ben yaptım oldu” anlayışı, UEFA’nın verdiği ceza, Beşiktaş’ın stadı olmayışı, stadyum bulamayışı...

Bunlara bozuk zemini, kötüye giden futbol kalitesini, hakem hatalarını ekleyin.

Değeri atıyorum 200 ya da 250 milyon dolar olan bu işe 450 milyon dolar öderseniz batarsınız...

***

Peki ne yapmak lazım?

Mesela kulüplerin gelirlerini har vurup harman savurmasını engellemek için yasal düzenlemeler lazım.

Mesela üniversiteler için bir lig düzenlemek, iyi futbolculara vakıf üniversitelerinden burs sağlamak lazım ki, unutulan alt yapılar canlansın.

Mesela maçların özet görüntüleri yeniden satılabilsin, kısa özet paketleri yeni bir gelir kapısı yaratsın.

Mesela, Edirne ötesinde 900 bin Euro etmeyecek futbolculara 9 milyon Euro ödenmesinin önüne gerçekten geçilsin.

Mesela Alex Ferguson’dan Collina’ya kadar dünya futboluna damga vurmuş herkesin katılacağı arama konferansları yapılsın. Mesela her hafta en az bir maç gündüz oynansın gerekirse yayın akışı dışında bırakılsın.

Yapılabilecek çok iş var ama futbol camiası şu an “aman para muslukları kesilmesin” derdinde. Bu kafayla gidilirse bırakın suyu o musluktan damla aklamayacak haberleri yok...