Türkiye’de ‘gazeteci þýmarýklýðý’ ve basýn denklemi

Son günlerde tuhaf bir durum ortaya çýktý; bazý gazeteciler özellikle gazete yayýn yönetmenleri ve köþe yazarlarý, benzer bir pazarlamaya giriþtiler: Türkiye’de basýn baský altýnda, köþe yazarlarý susturuluyor, sesini çýkarmak isteyenler sorun yaþýyor... Kamuoyuna bu pazarlama yapýlýrken ayný arkadaþlar kendi patronlarýna karþý da farklý bir malzeme kullanýyorlar; bize kimse karýþamaz, buralarý bizimdir, bize baský yapýlmasýna aracý olamazsýnýz...

Sevgili dostlar, yýllarýn “usta kalpazanlarý” tarafýndan kamuoyuna, kendi patronlarýna ve birbirlerine karþý oynanan bu oyun artýk kabak tadý verdi. Bu denklem sayesinde “Türkiye’de bir zümre üretmediði iþin, asla üretmediði kalitenin karþýlýðýný haksýz yere alýrken”, Türk kamuoyu önünde Siyasi Otorite ve onlara yeni yeni “kalite hesabý” sormaya çalýþan patronaj ciddi bir dayak yiyor. Patronaj ile aralarýndaki dinamik benim ana konum deðil, serbest piyasa ekonomisinde herkes verdiði paranýn karþýlýðýný tam olarak almayý bilmeli ve eðer istenilen gerçekten gazetecilik kalitesiyse, alamadýðý karþýlýðýn da hesabýný sormalý... ÝÞTE asýl sorun da burada baþlýyor, Türkiye’nin “kronik basýn dramý” tam bu noktada belirginleþiyor. 1980 sonrasý Türkiye’sinde “patronlar asla gazetecilik kalitesi talep etmedikleri” gibi gazetecileri “iþ adamý” gibi konumlandýrýp, böyle kullanýyorlar ve en önemlisi bunu fark eden gazeteci milleti “verdiklerine karþýlýk” patronajla sýký maddi iliþkiler geliþtirirken iliþkiyi de “dejenere ederek” kendi tarafýnda menfaatini “maksimize etmeyi” baþarýyor. Son 10 yýlda “sandalyesinden düþen” genel yayýn yönetmenlerine bakýn. Patronlarýn “CEO’larý” ve 1980-2003 arasýnda BASIN GÖRÜNÜMÜ altýnda hükümetler ile kurulan menfaat iliþkileri...

Sevgili dostlar, bir hükümet manþetlerin yardýmý ile iktidara gelmiþse ve en önemlisi “güçsüz koalisyonlar” medya baronlarý ve onlarýn CEO’ya dönüþmüþ gazetecileri sayesinde kurulmuþ ve ayakta kalmýþsa, BASIN da yerini, özünü ve misyonunu kaybediyor. Türk Basýný içinde “bir kýsým medyanýn” bugün yaþadýðý “kimlik bunalýmý” da iþte bu gerçekte yatýyor. 1980-2003 arasýnda “ALIÞTILAR” ve sonrasýnda sandýlar ki; 2003-2013 arasý da böyle geçecek. Gözden kaçýrdýklarý bir gerçek vardý; 2003’te kurulan hükümet “geçmiþ iþbirliði modeline” dayanmýyor ve gücünü medya binalarýndan almýyordu. Arkasý bildiðiniz gibi geliþti ve gerek patronlar da, gerekse CEO’larýn da “kimlik bunalýmý” artarak 2013’e kadar geldi...

Sonuç: Türk Basýný içinde bir bölüm bugün CAN CEKÝÞÝYOR! Sebebi ise ne BASKI, ne ENGELLEME, ne de baþka bir þey! TEK SEBEBÝ VAR; 1980-2003 arasýndaki kurduklarý “iþ modeli” ve tezgahtan baþka bir numara bilmedikleri için” HÜKÜMET’e bulaþmadan” yaþayamýyorlar. Daha açýk yazayým; 1980 sonrasý ortaya çýkan “gazeteci modeli” HÜKÜMET-PATRON denklemi olmadan beslenemiyor ve “ayakta kalamýyor”! Bu noktada Türk Kamuoyuna þunu net olarak söylemek istiyorum; bugün gördüðünüz ortada dolaþan, Hükümet’e “çatar gibi” pazarlama yapýp, kendi patronlarýna “tiyatro sahneleyenler”, tükenen bir nesil ve gördüðünüz dram o neslin çöküþü, tükeniþi... Sakin olalým, bekleyelim, hep birlikte göreceðiz TÜR TÜKENECEK!

Sonuç: Bu noktada gazete patronlarýna da bir çift lafým var; Hükümetlere, Baþbakanlara, milli-manevi deðerlerimize küfretmenin serbest olduðu, “iyi olanýn” asla yazýlmadýðý-ortaya konmadýðý bir BASIN olamaz! Bunu düzeltmek, kaliteyi getirmek ve en önemlisi “vicdaný hakim kýlmak” sizin göreviniz. Bunu yapmak istediðinizde karþýnýzda “gazetecilik etiði perdesine” sarýlýp þýmaranlar varsa, buna asla ama asla izin veremezsiniz!


SPK ‘Türkiye’de devlet var’ dedi

Türkiye’de 2003 yýlýna kadar alýþýk olmadýðýmýz, HÝÇ GÖRMEDÝÐÝMÝZ bir durum; Devlet “güçlülerin elinde bir yere” müdahil olsun ve yumruðunu MASAYA vursun! Artýk oluyor, Türk Devleti “yeter” demeyi, gerektiðinde “vatandaþýnýn” haklarýný korumayý çok iyi biliyor ve göz kýrpmadan yapýyor...

Sevgili dostlar, Turkcell’de yýllardýr devam eden ve yüz binlerce “yatýrýmcýnýn elini kolunu” baþlayan gidiþe, DEVLET, SPK eliyle müdahil oldu ve gerekli adýmlarý attý. SPK Baþkaný baþta olmak üzere bu gücü Türk Halkýna gösteren herkesi kutluyorum...

Peki bu ne demek?

Þu demek; bundan sonra halka açýk olup, birileri tarafýndan “istendiði gibi yönetilen” her þirkete Türk Devleti “müdahil olabilir”, halkýn yatýrýmýna sahip çýkabilir... Daha açýk yazayým; þirketi kurayým, halka açayým, paralarý toplayýp keyfime bakayým diyen “BÜTÜN PATRON” þirketleri, bir gecede “Türk Devleti’nin kontrolüne” geçebilir... Herkes aklýný baþýna alsýn; HALKIN PARASI ARTIK BEDAVA DEÐÝL!