Türkiye’de ne ‘oda’lar varmış

Önümde bir dosya var üzerinde şöyle yazıyor; “İstanbul SMMM Odası ve İktisadi İşletmeleri Denetleme Raporu”... Detaylar korkunç ve “Türkiye’de zorunlu oda aidatı ile üyelere maddi manevi işkence yapılıyor” tezini savunan beni çok yakından ilgilendiriyor...

Bu Oda çok da ilginç bir yer, sanki uzun yıllardır koltuğunu her ne pahasına olursa olsun kaptırmayan Başkan Yahya Arıkan’ın çiftliği!

Sevgili dostlar, bu noktada gelelim raporda yer alan detaylara, bazı bölümleri aynen aktarıyorum;

1- “...bilanço ve gelir tablolarının ayrıntı içermediği neredeyse tüm giderlerin genel yönetim giderine yansıtıldığı... mükerrer hesapların kullanıldığı, detay harcamalarda limit oluşturulmadığı, hesapların ayrıntısının olmadığı görülmüştür...”

2- “...temsil, ağırlama, akaryakıt, yeme içme ve başka işletme giderlerine başlangıçta limit belirlenmediği görülmüştür...”

3- “...İSMMMO Akademi İktisadi İşletmesi’ne ait defter ve bunların dayanağını teşkil eden belgeler talebimize rağmen Denetleme Kurulu’na ibraz edilmemiştir... 30/11/2012 tarihi itibariyle, 132 iştirakten alacaklı olan hesapta bulunan 1,531,429 TL’lik toplamın 622,546 TL’si İSMMO Akademi’ye aittir...”

4- “...49 kişilik personel gideri 30/11/2012 itibariyle 5 milyon 166 bin TL’yi geçmiş olup, personel başına aylık maliyet 9585 TL olarak gerçekleşmiştir... Yüksek ücret politikasına rağmen ilginç bir şekilde kıdem tazminatı karşılığı ayrılmadığı görülmüştür...”

5- “...Yönetim Kurulu’na yapılan 11 aylık huzur hakkı gideri 990,594 TL olup, üye sayısı 9 kişidir...”

Sevgili dostlar, raporda daha birçok detay “uzun yıllardır” canıyla tırnağıyla çalışan üyelerin aidatlarının nasıl “harcandığını” net olarak ortaya koyuyor. Bu noktada bu Oda’nın üyelerine soruyorum; siz bu kadar rahat yaşıyor musunuz? Yaşamıyorsunuz! O zaman sizin zorla ödediğiniz aidatlarla KRALLIK kuran bu arkadaşlara neden DUR demiyorsunuz!

Sonuç: Bu rapor sadece “11 ayı örnek alarak” hazırlanmış. Şimdi geriye dönüp SORUMSUZCA üyelerin paralarının harcandığı onlarca yılın hesabını sormak gerekli! Bu da bu mesleğe gönül verip yıllarını adayan ve çocuğundan kesip o Oda’ya aidat ödeyen üyelere düşüyor! YAPIN GEREĞİNİ mesleğinize lütfen sahip çıkın...

Son söz: “Türkiye’de ZORUNLU AİDAT olamaz” tezini yıllardır savunan biri olarak soruyorum; HAKSIZ MIYIM?

3. nükleer santral ve Toryum

ABD’de 1950’li yıllarda ortaya çıkan “Uranyum yerine Toryum” tezi ile başlayan çalışmalar, Amerikan Hükümetlerinin “Uranyum’u tercih etmeleri” ve neredeyse “Uranyum bağımlılığı” göstermeleri ile kısıtlanmış ve bütçeleri kısılmıştır. Bu araştırmalar daha sonra Çin, Hindistan ve Rusya’ya kaymış son 10 yıl içinde “çalışan modeller” ortaya çıkmış ve hayata da geçmiştir...

Sevgili dostlar, Toryum santralleri “reaksiyonun kontrol edilebilmesi” açısından “risk” anlamında Uranyum’a göre daha güvenli ve UCUZ olup, Türkiye sahip olduğu rezerv ile dünya üzerinde bu konuda ilk sıralarda yer almaktadır... Bu bilgiler ışığında konuyu kamuoyunun tartışmasına açıp “neden olmasın” sorusunu sormak istiyorum...

Sonuç: Türkiye, Çin, Hindistan ve Rusya ile Toryum konusunda önemli adımlar atabilir. Atabilir fakat başta bu konudaki tek modeli Türkiye’de geliştiren Engin Arık’ın, düşen uçakta ekibiyle birlikte şüpheli şekilde ölmesi gibi, bu konu hakkında “adım atanların” başına bireysel hatta ülkesel olarak ilginç şeyler gelebilir! Ne dediğini, ne yazdığını özellikle rakamsal analizleri iyi yapan biri olarak SÖYLEYEBİLDİKLERİMİ, SÖYLEYEMEDİKLERİMİ de düşünerek lütfen gözden geçirin!

Önemli not: Engin Arık’ın hayatını kaybettiği uçak kazası ile ilgili “suçu pilotlara yükleyen” bilirkişi raporlarının “rüşvet ile yazdırıldığına” dair çok ciddi iddialar geçen hafta basına yansıdı hatta birbirlerine dava açtılar! BU KONUYU TÜRK DEVLET’i lütfen ele alsın! LÜTFEN! İnanılmaz verilere ulaşılabilir! Benden söylemesi!