Yaklaþýk 5 yýl önce bir haber kanalýnda katýldýðým bir akþam programýnda “Bu ülkede Finansal Ergenekon var” tezimi ortaya atmýþ, detaylý bir þekilde “ülkenin ekonomik-finansal manipülasyonlarla” nasýl dize getirildiðini açýklamýþ ve “medya uzantýlarýna da” dikkat çektikten sonra “çalýþtýðým medya grubunu” terk etmiþtim....
O günden bugüne özellikle “o grup içinde yer alan bazýlarýnýn” tutumlarýndan ve ýsrarlarýndan da net olarak bir kez daha gördüðüm gibi; BU ÜLKEDE MEDYA UZANTILARI DA olan bir FÝNANSAL ERGENEKON var ve her zaman olduðu gibi “PÝYASALARIN sopasýyla hükümet terbiye etme” eðilimi devam ediyor! Tekrar ediyorum; “PÝYASALARIN sopasýyla hükümet terbiye etme” eðilimi devam ediyor...
Sevgili dostlar, bu sabah okuduðum bir gazetenin ekonomi sayfasýnda þöyle diyordu: “Piyasalarda kargaþa-kaos çýkarmaya çalýþanlarýn kim olduðu sorgulanmayacak mý? Bu da bir suç deðil mi?”...
Dostlarým, bu kavramý aylar önce ortaya atým ve “askeri darbeyle hükümet devirmeye teþebbüs gibi, finansal darbeyle hükümet devirmeye teþebbüsün de suç olduðunun” altýný çizmiþtim! Bugün görüþlerim çok daha net: Türkiye, 1946’dan sonra hep finansal darbeyi takip eden devalüasyon, sonrasý karýþan sokak ve gelen askeri darbelerle yan yattý ve battý! Yöntem hep aynýydý: Siyasetteki bütün büyük deðiþimler EKONOMÝK dengelerle oynanmasý sonucu geldi. Son “finansal darbe” 2001 sonrasýnda 57. hükümete düzenlendi ve “bu darbe” sonucu KEMAL DERVÝÞ, seçilmeden “fiili devlet baþkaný yetkilerine” kavuþtu.
Sevgili dostlar, son “ekonomik dalgalanmalar” ve bu dalgalarý bazýlarýnýn ýsrarla “artýrma-kabartma”, TSUNAMÝ þekline çevirme çabasý, bir gerçeðimizi net olarak kanýtladý: Türkiye’yi “kavruk-güdük-kýsýr” tutmak için yerli ve yabancý yerleþikler tarafýndan tasarlanan ve onlarca operasyona raðmen hâlâ internet sitelerinden gazetelerine, finans kurumlarýndan bankalarýna, polislerinden askerlerine kadar kesin bir þekilde örgütlenen YAPI tam olarak yerinde duruyor...VE EN ÖNEMLÝSÝ; ekonomik uzantýlarý-MEDYA uzantýlarý ile birleþerek hâlâ ülkede “finansal darbeye” teþebbüs edebiliyor...
Sonuç: Son yaþadýklarýmýz, Türkiye’yi “alýnan pozisyonlar, yapýlan yayýnlar ve yorumlar” ile medya vasýtasýyla FÝNANSAL DALGALANMA içine düþürerek KAOS’a itme çabasý; APAÇIK BÝR FÝNANSAL DARBE giriþimidir ve BALYOZ’dan asla farký yoktur! Türkiye Cumhuriyeti DEVLETÝ, bütün bileþenleriyle “1946’dan sonra her askeri darbenin nüvesinin finansal darbe olduðunu” idrak etmeli, içselleþtirmeli ve YARGI makamlarý gereðini yapmak için adým atmalýdýr!
Not: Türkiye “finansal DARBE’nin” kýyýsýndan dönerken hatta hala etkileri piyasalarda devam ederken, hâlâ tedirgin olanlara bir çift sözüm var: DÜNYA piyasalarýndan ve “Türkiye’nin cari açýk gibi” klasik “tanýmlamalarýndan” yola çýkarak yapýlan yorumlara bakarsanýz; “Tek bir çýkýþýmýz bile yok, hatta bittik” bile diyebiliriz! Oysa Türkiye’yi “Türkiye’ye özgü” yeni senaryolar eþliðinde deðerlendirince ve özellikle nereye bakmamýz gerektiðini doðru tanýmlayýnca, durum çok farklý: Yeni düzen içinde oluþan ana denklem “yeni bir Türkiye fiyatlamasý” ortaya koyacak ve her þeyimiz yeniden fiyatlanacak-FÝYATLANIYOR... Dünya yeni bir þekle bürünürken ekonomiden siyasete, sosyal yapýdan finansal alýþkanlýklara kadar yaygýn bir þekilde deðiþen-baþkalaþan yeni bir düzen oluþuyor. Bu düzen içinde en önemli ayrýntý “merkezlerin kaymasýnda” gizli. Merkezler kayýyor ve yeni deðerlerin odak olduðu dünya merkezleri þekilleniyor. Bu ana merkezlerden biri de Türkiye, daha doðrusu Türkiye’nin belkemiði olduðu bölge... “Türkiye’deki fiyatlamalara” klasik parametreler eþliðinde deðil yukarýda tarif etmeyi denediðim “yeni paradigma” eþliðinde bakýn lütfen. Böyle baktýðýnýzda göreceksiniz ki; sermaye piyasasýndan gayrimenkul deðerlere kadar Türkiye’de her þey hâlâ çok ucuz!
Önemli not: Ýçeriden kendimizi vurmasak, YENÝ DÜNYA’nýn “süper güçlerinden” biri olmamýz inanýn zor deðil! Lütfen herkes hatasýný ve yapýlabileceklerini bir daha düþünsün!