Türkiye-Ýsrail iliþkilerinde normalleþme

Uluslararasý politikada bir günde ortaya çýktýðý sanýlan bazý geliþmeler, uzun bir geçmiþe sahip olabilir. Türkiye-Ýsrail iliþkilerinin yeniden gündeme taþýnmasý, tam da bu duruma bir örnek durumunda.

Mavi Marmara krizi sonrasýnda Ýsrail-Türkiye iliþkileri epeyce tartýþýlmýþ, ardýndan gündemi “Arap Baharý” kaplamýþ, sonra da tüm dikkatler Suriye’de toplanmýþtý. Tüm bunlar yaþanýrken kamuoyu Türkiye-Ýsrail iliþkilerini unutmuþ olabilir, ancak devletler her koþulda ikili iliþkilerini, öyle ya da böyle, unutmaz ve üzerinde çalýþmaya devam eder.

Türkiye, Mavi Marmara sonrasýnda ikili iliþkisinin zeminini, özür-tazminat- Gazze ablukasýnýn kaldýrýlmasý konularýyla belirlemiþti. Tabi bu arada krize yol açan geminin nereden hareket ettiði, neden Ýsrail’in ne yapacaðýný bildiði halde bu yola çýktýðý üzerine de çalýþýldý. Ýki ülke arasýnda siyasi gerilim ve diplomatik diyalogsuzluk saðlanmasý için kimlerin çaba gösterdiðini de kaydetti.

Ýsrail, Mavi Marmara konusunu yönetemedi ve iki ülkenin arasýnýn açýlmasýna yol açabilecek geliþmeleri öngöremedi.

Ýsrail’in yalnýzlaþmasý

Türkiye ile Ýsrail’in siyaseten birbirlerinden uzaklaþmalarý, Ýsrail’in bölgede çok daha fazla yalnýzlaþmasýna yol açtý. Gazze’ye uygulanan abluka, bir anlamda Ýsrail’in kendi çevresine duvar örmesine neden oldu. Bu arada Obama ABD’sinin Ýsrail’e Filistin konusunda yaptýðý baskýlarý da bu sürece eklemek gerekiyor.

ABD baþta olmak üzere geleneksel müttefikleriyle iliþkileri gerilen Ýsrail, Rusya, GKRY ve Yunanistan eksenine yakýnlaþtý. Rusya dýþýndaki diðer iki ülkenin Ýsrail’in güvenliðine bir katký saðlayacaðý yoktu; bu sadece Türkiye’yi çevreleyerek üzerinde bir baský oluþturma amacý taþýyordu. Ancak kýsa bir süre sonra koþullar deðiþti.

Ýran, Suriye’de giderek daha etkin hale geldi ve Ýsrail’in esas çekindiði oyuncu olan Ýran, Ýsrail’e ulaþtý. Bunun hemen ardýndan Rusya Suriye’ye müdahale edince muhtemelen Ýsrail bir miktar rahatlamýþtýr.

Ancak bu sefer de Ýsrail ABD ile Rusya’yý dengeleme siyasetini uygulama imkanýný yitirdi, zira Suriye’de aðýrlýk Rusya’ya geçti. Bu, Rusya’nýn Ýsrail’in de hareket alanýný kaplama ihtimaline iþaret etti.

Gazze’nin hatýrlanmasý

Rusya’nýn Ýran ve Ýsrail’in kendileri için açtýklarý yollarý ele geçirme siyaseti, Ýsrail’in sessizce üzerinde çalýþýlan iki konuya yeniden odaklanmasýna neden oldu. Bunlardan birisi Türkiye iliþkileri tamir etmek, diðeri de Filistin konusunda dünya kamuoyunu ikna edecek bir adým atmak.

Tam bu sýrada Yunanistan’ýn Filistin devletini tanýdýðýný hatýrlatmak gerek. Bu, Rusya-GKRY-Yunanistan ekseninin kýrýlmasýnýn iþareti olarak yorumlanabilir.

Gazze konusunda Ýsrail’in iç dinamiklerine dayanarak adým atmasý çok zor, dýþarýdan bir ivmeye ihtiyacý bulunuyor. Diðer bir ifadeyle Ýsrail yönetimi, güvenlikleri ve hatta gelecekleri adýna Türkiye ile yeniden yakýnlaþmak durumunda olduklarýný, karþýlýðýnda da Gazze’de taviz verdiklerini kendi kamuoylarýna açýklayabilirler. Bu “bizim hiç niyetimiz yok ama Türkiye bastýrýyor” anlamýna gelir ve devletlerarasý savaþ riski taþýyan bu ortamda toplum ikna edilebilir.

Türkiye’nin de istediði bu deðil mi? Filistin sorununun Gazze ile birlikte ele alýnmasýný savunan Türkiye, bugün Ýsrail ile yeniden bu konuyu görüþme imkanýna sahip olacak gibi. Uzun zamandýr süren çalýþmalarýn çýktýsýnýn Türkiye-Ýsrail iliþkilerinin normalleþmesi þeklinde olacaðýna kuþku yok; ancak bu ayný zamanda Gazze konusunda da yol alýnmasý ihtimaline karþýlýk geliyor.