Mustafa KARAALÝOÐLU
Mustafa KARAALÝOÐLU
Tüm Yazýlarý

Türkiye’nin bütünlüðü için kime güvenirsiniz?

Çözüm süreci tartýþmalarý tam da beklediðimiz gibi içerikten çýkýp gündelik siyasete dayandý. Hem de en seviyesizinden ve tehlikeli cinsinden bir polemik formunda.

Parmaklarýmýz, yakýn vadede 30 yýl, uzak vadede ise bir asrý devirmiþ olan derin, kanlý ve kuþatýcý bir meselenin çözümüne deðmek üzereyken, bazýlarý hala, “Erdoðan bu meseleyi de çözerse halimiz nice olur” derdindedir.

Geride bir asra yakýn acý hatýralarla dolu bir tarih var fakat, Kemal Kýlýçdaroðlu ve Devlet Bahçeli ile onlarýn medyada, akademide, piyasadaki þeriklerinin kafasýndaki tek tarih yaklaþmakta olan erken seçimin tarihidir.

Son köprü de yýkýlýrken

Biraz yüklenirlerse, iktidar partisinden birkaç oy, birkaç belediye alýrlarsa önlerinde yeni bir ufuk açýlacaðýna inanýyorlar. Esasen tek kaygýlarý var. O da Kürt meselesi çözülecek olursa Eski Türkiye ile Yeni Türkiye arasýndaki son büyük köprünün yýkýlacak olmasý ve oradan bir daha geriye dönüþün mümkün olamamasý...

Bu yüzden büylük laflar ediyorlar. “Türkiye bölünüyor, PKK ile al-ver pazarlýðý yapýlýyor... Ýhanet þebekeleri vs...”

Hakikatte bu büyük ithamlarýn vukuuna dair tek bir delil yok. Olmasý gerekiyor mu? Tabii ki gerekmiyor!

Týpký, 28 Þubat’ta, Danýþtay cinayetinde, 27 Nisan’da, 367 olayýnda, parti kapatma davasýnda olmasý gerekmediði gibi...

O tarihlerden, o vak’alardan bildiðimiz ayný kadrolar, bir eksik bir fazla bugün çözüm sürecine karþý seferberdir.  

Deðiþmeyen ezberleri, devletin elden gitmekte olduðudur. Dün laiklik, þeriat, gericilik üzerinden konuþurken de bunu söylüyorlardý, bugün çözüm bahsinde de aynýsýný tekrarlamaktadýrlar: Devlet elden gidiyor! 

Doðrudur... Tekellerinde olan devlet ellerinden gitmekte, milete geçmektedir. Türklerin, Kürtlerin, Çerkezlerin, Lazlarýn vs... Hepimizin eline.

Ýki tarafý da yeterince tanýyoruz...

Bir yanda çözüm isteyen siyasi irade öte yanda da çözüme karþý “öl de ölelim” þiddetinde bir reaksiyon var.

Þimdi bir soru soralým...

Bu ülkeyi bütünleþtirecek, üniter yapýyý güçlendirecek, milli devleti ve topyekün Türkiye’nin deðerini artýracak olan kimlerdir?

BÝR TARAFTA Kemal Kýlýçdaroðlu, Devlet Bahçeli, Ergenekon paþalarý, Osman Pamukoðlu, Hüsamettin Cindoruk, Vural Savaþ, Yaþar Okuyan, Mümtaz Soysal (ve 300 imzacý arkadaþý.)

Bu isimlerin ya kendileri ya partileri veyahut da selefleri Türkiye’yi uzun yýllar yönetti.  

O Türkiye’nin nasýl bir Türkiye olduðunu hatýrlatmaya gerek var mý bilmem! 2002’ye gelindiðinde dünya, “Türkiye’nin ordusundan baþka ihraç malý yok” diyordu.

Ne ekonomik, ne diplomatik, ne siyasal bir güçten söz edilebilirdi; ne de gerçekte üniter-milli bir devlet olma gücünden... Nitelikli beyinler, üniversite mezunlarý yurt dýþýna kaçmak için yarýþýyordu.

Bu guptaki asker, siyasetçi, bürokrat sýnýfý Kürt sorununu ve beraberinde terörü doðuran, geliþtiren geleneðýi de temsil etmektedirler. Bugün, çözülmeye çalýþýlan þey bizatihi onlarýn kaynaklýk ettiði bir meseledir. Buna raðmen, üniter yapý, birlik, bütünlük endiþelerinden söz etmektedirler.

DÝÐER TARAFTA ise Tayyip Erdoðan ve arkadaþlarý var. Geçmiþten bugüne Abdullah Gül, Sadullah Ergin, Bülent Arýnç, Ali Babacan, Ahmet Davutoðlu, Binali Yýldýrým, Recep Akdað, Hakan Fidan ve iktidar kadrolarý...

Türkiye markasý için, bu ülkenin siyasi, ekonomik, diplomatik üniteleri için yaptýklarý ortada. Karayollarý, hastaneler, sosyal güvenlik imkanlarý, makro ekenomik rakamlar... Türkiye’nin bütün coðrafyalardaki diplomatik gücü de, mesela Tel Aviv’in Ankara karþýsýnda içine düþtüðü durum da ortada...  

Söyler misiniz, Türkiye’nin üniter yapýsýnýn devamý, milli bütünlüðü, marka deðeri ve uluslararasý pazar gücü, milli gelir hedefleri için hangisi daha güvenilirdir?

Ýkisini de denedik...

Hatta ilkini neresinden bakarsanýz 70- 80 yýl kadar deneme imkanýmýz oldu. O kadrolarýn tek parti döneminden baþlayarak Türkiye’yi hem bölünmenin hem de sefaletin eþiðine getirdikleri bir gerçektir.

Þimdi söyler misiniz? Hangisinin tezleri emniyetli ve güvenli sýnýrlarý, herkesin kendi kimliðiyle ve inancýyla eþit bir þekilde yaþama idealini ve müreffeh bir geleceði vadediyor?

Bahçeli, Cindoruk, Kýlýçdaroðlu, Pamukoðlu mu, Erdoðan ve arkadaþlarý mý? 

Hangisine inanýrsýnýz, hangisine güvenirsiniz?

Soruya dürüst bir cevap verilsin de bitsin bu vatan-millet-sakarya edebiyatý...