Takvim yapraklarý bir dönem okuma kültürümüzü tetikleyen evlerin ve iþyerlerinin vazgeçilmez nesnesiydi. Zamanla duvarlarýmýzdan inen takvimler ansiklopedi gibi farklý meraklara hitap ediyordu.
26 Aðustos ve 30 Aðustos haftasýna giriyoruz. Büyük Taarruz emri ve Zafer'e doðru giden bu kritik günlerde memleketin istikbali için son bir gayret þarttý.
Cumhuriyetin 100. yýlýndayýz. Selçuklu, Osmanlý ve Türkiye Cumhuriyeti bu topraklardaki son üç devletimiz. Daha fazlasý da var. Hepsinden gelen tecrübeler bizi var ediyor. Sýnýrlar, idare biçimleri deðiþse de bu dünyaya asýrlarca verdiðimiz pek çok katký var.
Bu milletin eksiði var gediði var. Göz göre göre düþtüðü çukurlar var. Zamanla tecrübelerinden ders çýkaran ve yoluna devam eden bir hayat tarzý var. Deðiþime meyyal, kabýna sýðmayan, aksiyoner bir tabiatý var. Özünde merhamet hissiyle kendinden olmayana kucak açan bir idraki var.
Kendi noksanlýklarýna raðmen dünyanýn gidiþatýna karþý itirazý olan bir millet var. Yeri geldiðinde bir olan, dirlik olan, mazluma el uzatan Türkler, bugünün insanlýðýna seslenmek zorunda.
Bugün dünyanýn gidiþatý insan neslini tehdit eder boyuta ulaþtý. Savaþýn gölgesinde insanlýðýn çektiði nice acýlara tanýðýz.
Dünya nüfusunun 800 milyonu açlýk tehlikesiyle karþý karþýya. 45 milyon çocuk ise aþýrý derecede beslenme yetersizliðiyle ölüme çok yakýn.
Rusya-ABD geriliminin arenasý olan Ukrayna'da nükleer silahlar gündeme geliyor.
Suriye'den ve Ukrayna'dan milyonlarca insan yurdunu terk ederek göç etmek zorunda kaldý.
Afrika'da filler tepinirken insanlýk yeni bir çatýþma sahnesini sessizce seyre hazýrlanýyor.
Covid-19 travmasý unutulmadan yeni virüslerin dünyayý etkileyeceði haberleri dolaþýyor.
Yapay Zekâ'nýn geldiði nokta tüyler ürpertici.
Oppenheimer filmiyle ilgili konuþan Christopher Nolan'ýn sözleri endiþelerimizin göstergesi "Atom Bombasý ve Yapay Zekâ arasýndaki iliþki bence de çok ilginç. Yapay Zekayý bir araç olarak görmeliyiz. Onu kullanan kiþi hala bu aracý kullanma sorumluluðunu sürdürmek zorundadýr. Yapay Zekâ'nýn en büyük tehlikesi, ona bu tanrýsal özellikleri atfetmemiz ve böylece kendimizi kancadan kurtarmamýzdýr. Tarih boyunca insanoðlunun sahte putlar yaratma ve sonra da bunu yaptýðýmýz için tanrýsal güçlere sahip olduðumuzu söyleme gibi bir eðilimi vardýr."
Sözde geliþmiþ ülkelerde bazý lobilerin ýsrarla dayattýðý "toplumsal cinsiyet eþitliði" adýmlarý ise aile kurumunu küçümseyen ve marjinal olaný normalleþtiren bir dayatma olarak karþýmýzda.
Ýnsanlýðýn iklim kriziyle, çatýþma alanlarýyla ve göçle karþý karþýya olduðu bu dönemde uluslararasý sistemin iþlevsizliði aþikâr. Daima zorbadan yana bir tutum sergileyen küresel hegemonlara karþý Türkiye'nin sesine ihtiyaç var. Ýnsanlýðýn bu topraklardan yükselecek bir çaðrýya ihtiyacý var
100. yýlý hamasetle geçirmek ise kolaya kaçmak olacak. Oysa yeniden toparlanmak ve küresel hedeflerimize odaklanmak için önce ebeveyni, gençliði ve toplumsal kesimleri inþa etmek zorundayýz.
Bu dünyadaki temel misyonunu unutmuþ bir toplumla tekrar içerdeki tartýþmalarda boðuluruz. Geçen asýrda çokça ýsýtýlýp önümüze konan tartýþmalardan yorulduk. Millete dayatýlan kutuplaþmalarýn hiçbir kesime faydasý olmadý. Ne zaman ki uzlaþmaya çalýþtýk araya yeni bombalar kondu. Bomba deyince aklýnýza patlayýcý nesneler gelmesin. Dilin kemiði yok hesabý her aklýna geleni söyleyen, ötekini düþman görenden artýk uzak durma vakti.
Herkesin kendi hamasetini yücelttiði bir asýr yaþarsak eðer bir arpa boyu mesafe alamayacaðýz.
Þimdi toparlanma vakti.
Eski defterleri kapatmanýn ve eski ezberleri unutmanýn vakti geldi de geçiyor.