Dijital dünyada takvimden uzaklaþýyoruz. Yapraklarýný kopardýðýmýz duvar takvimleri bizi tarihin derinliklerine götürürdü. Mayýs ayýna girdik. Kurtuluþa giden yolda 19 Mayýs'ýn önemini bir kez daha hatýrlayacaðýz.
Balkan Harbi, Cihan Harbi ve Kurtuluþ Savaþý'nda büyük bedeller ödedik. Merhum dedem Kurtuluþ Savaþý gazisiydi. Madalyasýný alabilmek için yýllarca uðraþmýþtý. Seneler sonra ahbabý Fazýl Polat Paþa müracaatýný bizzat takip etmiþ ve madalyayý yakasýna elleriyle takmýþtý. Kitaplýðýmda duran bu madalya milletin hangi zorluklarý aþtýðýný hatýrlatan bir niþane.
Cumhuriyetin 100. yýlýnda ülkemizi tehdit eden unsurlar var. Bu tehditleri hafife alarak gözlerimizi kapatmak, kulaklarýmýzý týkamak da mümkün. Konforlu bir hayatý kim istemez ki.
Ancak olup bitenlere sessiz kalmanýn mesuliyeti bir ur gibi bizi içten içe büyüyecektir.
Türkiye'de siyaseti dizayn etmek ne yazýk ki çok kolay. Otoriter devlet algýsýyla bizi yargýlayan Batý Medyasý içerdeki çoksesli korodan besleniyor. Türkiye'yi anlamayan, milletin refleksini inatla reddeden aydýnlarýmýz kendi geçmiþlerinden nefretle bahsediyorlar.
ABD'de meþhur bir kuruluþun Türkiye seçimlerini irdelediði çevrimiçi panelde konuþan gazetecilerimiz mandacý bir zihniyetle devlet baþkanlarýna kin kusuyorlar. Bunu yaparken de karþýlarýnda burnunu silen Amerikalýdan daha akýcý, aksansýz bir lisanla konuþmak için gayret gösteriyorlar. Oysa herkes ülkesini yöneten Cumhurbaþkanýný sevmek, yüceltmek zorunda deðil. Elbette eksikleri göreceðiz, yurttaþýn þikayetine kulak vereceðiz ve bunlarý gündeme getireceðiz. Sistemin aksayan taraflarýný görmez ve tenkit etmezsek arþivlerde kaybolmayý hak ederiz.
Demokrasimizin kurumsallaþmasý için çaba sarf edeceðiz ancak güvenlik politikalarýmýzýn ne denli önemli olduðunu fark edeceðiz.
Irak'ta, Suriye'de, Ukrayna'da yaþananlar bize bir mesaj veriyor. Okyanusta bir ada olmadýðýmýzý anlama ve idrak etme zamaný.
Cumhuriyetin 100.yýlýna yaraþan Kýzýlelma, Hürkuþ, Kaan gibi kanatlarýný gökyüzüne açan gurur duyacaðýmýz iþlerle yükseliyor. Çift baþlý Selçuklu Kartalý bizim için sembol ve anlatý deðil. Kolektif hafýzamýza yerleþmiþ ve iliklerimize kadar iþlemiþ bilincin çýktýlarý. Gökyüzünde, denizlerde var olmak isteyen bir milletin yolculuðu.
Türkiye'nin bu asýrdaki yürüyüþü birçok ülkeyi rahatsýz edecektir ve müdahale etmek için gayret gösterecektir. Yaþadýðýmýz zorluklarý baþkalarýna fatura etmek yerine önlem alan, ön görülü kuþaklarýn yetiþmesi zaruri.
Türk siyaseti kritik bir döneme gebe. Siyasi projeler, þahsî hýrslar, yüksek egolar bir masada toplandýlar. Bu ülkenin attýðý önemli adýmlarý yok saydýlar ve mevcut hizmetleri taþladýlar. Oysa ilave hizmetler, yeni fikirler, politikalar bekliyordu millet.
Kemal Kýlýçdaroðlu ve Selahattin Demirtaþ birden bire Dark Web'den bahsetmeye baþladý. Birçok kalem, yapay zekâ ile yapýlan montaj videolar çýkabileceðini iddia etti. Ýlginç kalemler bu konuda yazý ve makale paylaþmaya baþladýlar. Demek ki ortada bir kayýt söz konusu. Þimdi kamuoyu merakta.
Oysa siyasetin þeffaf olmasý gerekiyordu. Dün gizli/kirli pazarlýklar yapanlar yarýn bunlarýn ortaya çýkacaðýný bilmek zorunda. Kim kiminle ne konuþtu, kimlere ne vaat edildi?
Türkiye'nin dostlarý var bu coðrafyada. Hem de hiç tahmin etmediðiniz yerlerde.
Bu ülke için fedakârlýk yapanlar var. Canlarýný hiçe sayanlar var. Dünyanýn gidiþatýný ve bölgemizi okuyamayanlar, millî çýkarlarýmýzý yok sayanlar siyasi tarihimize kara bir leke olarak geçecektir.