Türkiye ve Ýran Soðuk Savaþ döneminde ciddi rakiptiler. Ayný patronun gözünün içine bakar, “Ben daha fazla yakýným” mesajýný vermek için deli olurlardý. Þah Rýza Pehlevi’nin çýlgýnca silâhlanmasýnýn altýnda Türkiye ile rekabetin bir gün farklý bir zemine kayabileceði endiþesinin yattýðý bilinirdi. Ýki ülke o dönemde çatýþmamýþ ve savaþmamýþsa, böyle bir duruma ihtiyaç bulunmadýðý içindir.
Sonuçta, iki ülke arasýnda 1639 tarihli Kasr-ý Þirin Anlaþmasý’ndan bu yana kesintisiz süren savaþmazlýk hali Soðuk Savaþ dönemi rekabeti sýrasýnda bile bozulmadý.
Yoksa þimdi mi bozulacak?
Aylardýr alttan alta süren gerginlik ve Tahran’dan gelen son þaþýrtýcý açýklamalar bu soruyu akla düþürüyor. “Suriye’den sonra sýra Türkiye’de” diyen Ýran’ýn genelkurmay baþkaný; eleþtirenler kervanýna bir ara Ankara’da büyükelçilik yapmýþ eski dýþiþleri bakaný da katýldý.
Gerilim yeni deðil. Baþbakan Tayyip Erdoðan mart ayý sonunda Kore’den dönerken âni bir kararla gittiði Tahran’da Cumhurbaþkaný Mahmud Ahmedinejad’la gecikmeli görüþebildi. 24 saatlik gecikme ‘rahatsýzlýk’ gerekçesiyleydi; oysa randevu saatinin biraz öncesiyle hemen sonrasýnda iki ayrý yabancý konukla görüþmeler yaptýðý biliniyor Ahmedinejad’ýn...
Tavýr Ankara’da dikkatle not edildi.
Özellikle BM Güvenlik Konseyi’nde geçici üyeliði sýrasýnda, Ýran’ýn en sýkýþýk olduðu dönemde (haziran 2010), ABD ile ters düþmeyi de göze alarak, yeni yaptýrýmlar öngören karara Türkiye ‘Hayýr’ oyu kullanmýþken...
Ankara Tahran’ýn tavrýný ‘kadirbilmezlik’ olarak kayda geçirdi. Daha önce hep Ýran’la iliþkilerin özel olduðundan söz eden önemli bir yetkilinin, “Ýranlýlar lehlerine davranýþlarý olaðan kabul edip yeni jestler beklemeye devam ederler” dediðini kendi kulaklarýmla iþittim.
Ýran’ýn Türkiye karþýsýnda þimdilerde sertleþmesinin ve bazý yetkililerinin aðýzlarýný bozmasýnýn sebebi belli: Suriye’de Beþþar Esad rejiminin zorlanmasý ve ayakta kalamayacaðýnýn anlaþýlmasýyla ortaya çýkan belirsizlik... Esad Türkiye’ye yakýnken ondan da rahatsýzdý Ýran, ancak þimdiki rahatsýzlýðý daha büyük. Rejimin çökmesiyle yerini almasý mukadder yönetim seçeneklerinin hepsi Esad ve Baas’tan daha kötü görünüyor Ýran’a...
Görüyor ve rahatsýzlýðýný Türkiye’nin yeniden teröre muhatap edilmesine katkýda bulunacak noktaya kadar götürüyor mu Ýran? Artan PKK eylemlerinde parmaðý var mý?
Tahran’da karar alma mevkilerinde bulunanlar hayretle karþýlayabilirler, ancak burada giderek yaygýnlaþan bir kanaati dile getiriyor bu soru. Kimi bölge liderliði için Türkiye ile rekabet ettiðini, kimi Suriye rejimine nefes aldýrmak amacýný öne sürerek, kimi baþka sebeplerle Ýran’ýn PKK ile yakýnlaþtýðýný söylüyor ve yazýyor...
Doðru olabilir mi bu? Ýran Türkiye’nin canýný acýtacak bir þey yapabilir mi?
Henüz “Yapar” diyecek bir kanaate þahsen eriþmiþ deðilim; ancak yaygýnlaþan kuþkular herkesi etkisi altýna alabilecek vahamette. Hiç kuþkum yok, bir süre sonra bu algý yapýþýp kalacaktýr.
Muhtemelen Ýran’da iki farklý çizgi var ve onlar arasýndaki çatýþma Türkiye’ye böyle yansýyor. Daha üstte görünen çizgi Türkiye’nin dostluðunu o kadar önemsemiyor gibi...
Yanlýþ yapýyorlar.