Türkiye’nin dostluðuna ABD’nin ihtiyacý var

Galiba artýk “Ne oluyoruz?” diye sormanýn zamaný geldi. Önce Wall Street Journal’da iki imzalý bir deðerlendirme çýktý, ardýndan Washington Post meþaleyi eline aldý ve istihbarata yakýn duran bir yazarýyla kafileye katýldý. Arkasýnýn da geleceði anlaþýlýyor...

Dediklerinin özeti þu: Türkiye’de hükümet istihbarat örgütü MÝT’i ‘Ýran yanlýsý’ birine teslim etti... Tabii, yazýlarda, Türkiye’nin Suriye’de el-Kaide yanlýlarýný desteklemesi baþta olmak üzere baþka vahim yanlýþ iddialar da yer alýyor.

Bu da, ABD yönetiminin ya da yönetim içerisinden birilerinin, ‘kara propaganda’ veya ‘psikolojik savaþ yöntemleri’ kullanarak, Türkiye’ye bir þeyler söylemeye çalýþtýðý biçiminde yorumlanýyor...

Söylemeye çalýþtýklarý nedir acaba?

Türkiye’nin Ýran’la iyi geçinmesi sorun deðildir herhalde; son on yýl içerisinde hiç olmadýðý kadar ikili iliþkiler þimdi bozuk çünkü... Kaldý ki, sürekli ‘Ýran’ ismi anýlýyor, ama ABD son on yýlda hiç olmadýðý kadar bugün Ýran’a yakýn duruyor...

Bir baþka ihtimal, Ýsrail’in þikâyetlerinin ABD tarafýndan ciddiye alýnmasýdýr. Netanyahu yarým aðýzla ‘özür diledi’ ve bunda da Barack Obama’nýn baskýsý rol oynadý ya; ABD Türkiye’ye “Ýsrail ile araný düzelt, yoksa kötü olur” mesajýný mý veriyor?

Olabilir; rahatsýz edici deðerlendirmeler, Ýsrail’in etkisine açýk iki Amerikan gazetesinde çýktý...

Yoksa þu mu: Uygulanan baðýmsýz politik çizgisini býrakmasý, Washington ne diyorsa onu takip etmesi? Bölgesinde etkili bir güç olma hevesinden vazgeçmesi? Komþularla iyi geçinme politikasýnýn doðurduðu imkânlarýn kullanýlmasý ‘Osmanlý rüyasý görmek’ olarak yorumlanýyor; buna son verilmesi?

Hangisi, yoksa hepsi mi?

Türkiye ve ABD gibi aralarýndaki iliþkinin bazen ‘stratejik ortaklýk’ olarak tanýmlandýðý iki ülkenin, rahatsýzlýklarýný, birbirlerine dolaylý mesajlarla iletmesi çok garip, hatta rahatsýz edici. ABD Baþkaný Barack Obama’nýn fikir almak üzere baþvurduðunu açýkladýðý az sayýdaki devlet adamlarýndan biri Baþbakan Tayyip Erdoðan; rahatsýzlýðýn telefonun tellerine deðil de iki gazeteye emanet edilmesi ‘ortaklýk’ sözcüðüne ters düþüyor...

Diplomatik kanallar açýk olduðu gibi ülkeler arasýnda gidip gelen siyasi heyetlerin sayýsý da az deðil. Derdi neyse Washington’un, gerçeklerle örtüþmeyen iddialarla Türkiye (veya hükümet) üzerinde baský kurmak yerine, rahatsýzlýðýný doðrudan muhataplarýna aktarmasý beklenir.

Aksi halde, yarýn hiçbir dýþ müdahale bulunmaksýzýn baþgösterecek geliþmeler bile, sýrf yanlýþ anlaþýlmaya muhtaç bu bir-iki yazý yüzünden, Washington’a mal edilebilir. Aranýn daha da açýlmasýna sebep de olabilir yanlýþ anlaþýlmalar...

Türkiye gibi önemli bir ülkenin, dünyanýn içinden geçtiði bugünün muhataralý ikliminde ABD ile sürtüþme haline gelmesini, herhalde Washington’daki politika planlamacýlarý da arzu etmez...

Þimdiye kadar tek olumlu unsur, Washington’daki resmi aðýzlarýn, iki yazýdaki iddialara sahip çýkmamasý, kendilerine bu konuda soru yöneltildiðinde iddialarý üstlenmemesidir. Washington bir adým daha ileri gitmeli ve düþmanca bir yaklaþýmý yansýtan iddialarýn doðru olmadýðýný da açýklamalýdýr.

Herkesin —ama bilhassa ABD’nin— Türkiye’nin dostluðuna ihtiyacý var...