Türkiye'nin en büyük talihsizliði darbelerse hemen ardýndan mutlaka Kenan Evren gelir: "Benim babam Akhisar imamýydý; onun için dinimizi çok iyi bilirim(!) " gibi ipe sapa gelmez ne kadar seçme-saçma varsa bunlarýn mucidi (!) Kenan Evren'dir! Durup durup "ben ve konsey arkadaþlarým" diyerek adamlarý da ikide bir töhmet altýnda býrakan, 17 yaþýndaki çocuðun yaþýný sýrf onu idam edebilmek için bir gecede büyüten, "ne yani asmayýp da besleyelim mi?" gibi gerçekten insanlýk dýþý bir lafa imza atan Evren, herhalde bu ülkenin en sevilmeyen Ali kýran baþ kesenidir.
Türkiye 12 Mart sonrasý ve 12 Eylül öncesi güçsüz hükümetlerin yönetiminde ve bunalýmlar içinde kývrandý durdu. Darbe sonrasýnda ilk seçime CHP kimlik ve genel baþkan deðiþtirerek girer. Sol bir parti olarak tanýmladý kendini. Erbakan, Milli Nizam'ýn yerine Milli Selamet Partisi’yle girerken, AP'den ayrýlan eski Demokratlarýn kurduðu Demokratik Parti ve MHP'nin katýlýmýyla sað bölünmüþlüðü simgeler. Asker, AP oylarýnýn bölünmesini hesaplayarak DP'nin kurulmasýna izin vermiþtir. Celal Bayar, DP adýna seçim meydanlarýna çýkar konuþur ve asker öyle seyreder. Ve 1973 seçimlerinden CHP hiç beklenmedik bir biçimde birinci parti olarak çýkar. Bu sonuç CHP tabanýnýn hem Ecevit'i hem de partinin yeni kimliðini onayladýðý anlamýna gelir. Seçimin kesin sonuçlarýna göre CHP yüzde 33 oyla 185 MV kazanýr; AP yüzde 29'la 149; MSP yüzde 11'le 48; Demokratik Parti yüzde 11'le 45, Güven Partisi yüzde 5'le 13, MHP yüzde 3'le 3 milletvekili çýkarýr. Baðýmsýzlar 3, Birlik Partisi de 1 MV kazanýr.
Bu sonuç herkesi þaþýrtýr. "Karaoðlan" halkýn sevgilisi olmuþtur artýk. Ne var ki, TBMM'deki bu tablodan istikrarlý bir hükümet çýkarmak mümkün deðildir ve 1980'e kadar, pamuk ipliðine baðlý, 7 hükümet kurulur. Her hükümetin ömrü bir yýldan kýsa olmuþtur. Derken 9/12/1993'te yapýlan yerel seçimler de CHP'nin zaferiyle sonuçlanýr ve genel seçim sonuçlarýnýn bir raslantý olmadýðý kanýtlanýr. Ve 01/07/1994 tarihinde alýnan bir kararla haþhaþ ekimi yeniden baþlatýlýr. Bunun üzerine ABD askeri yardýmý keser; iliþkiler kopma noktasýna gelmiþtir artýk.
CHP-MSP koalisyonunun sona ermesinden sonra görev Kontenjan Sentörü Sadi Irmak'a verilir. Bu hükümet de kýsa ömürlü olur ve yol cephe hükümetlerine açýlýr. Demirel I. Milliyetçi Cephe hükümeti uzun pazarlýklar ve ince hesaplar sonucu ve DP'den ayrýlan Bilgiç önderliðindeki 9 milletvekilinin desteðiyle kurulur. Böylece "yamalý bohça" olarak da adlandýrýlan ilk MC hükümeti iþe baþlar ama ömrü uzun sürmez, 12 Eylül 1980 tarihine kadar 7 kez hükümet kurulur... Ve yýkýlýr. Siyaset kýsýr bir döngünün içinde debelenmeye mahkum býrakýlmýþtýr. Bu döneme, "sol ve sað" olarak nitelendirilen gençlik örgütlerinin silahlý mücadelesi damgasýný vurur ve sokaklar kan gölüne dönüþür. Olaylar birbirini kovalar, her gün insanlar mezarlýklarda toplanýp daha býyýðý terlememiþ gençleri topraða verir. Sonu CB seçimleriyle belirlenen bu dönem gerçekten de bir yanlýþlar, yanýlgýlar ve þaþkýnlýklar manzumesidir. CB seçimleriyse tam bir kara mizahtýr. CHP, 12 Mart'ý yapan generallerden Muhsin Batur'u, AP'de emekli general Faik Türün'ü aday olarak gösterir. Bunu salt "dönemin koþullarýyla" açýklamak mümkün deðildir. Tümüyle azgeliþmiþ demokrasi anlayýþýna baðlamaksa mümkündür elbet. Siyasiler bir türlü CB seçemez ve darbenin kapýlarý ardýna kadar açýlýr...