Yaþadýðýmýz coðrafya ve çevresi son birkaç yüzyýldýr tarihinin acý dönemlerinden birini yaþýyor. Ýnsan gücümüz þiddete uðrayarak travmatize oldu, fakirleþti, eðitim imkanlarý azaldý, yaþam düzenleri bozuldu.
PKK terör örgütünün Türkiye’nin Güneydoðu’suna getirdiði tahribat bölgenin insan gücünü önemli oranda olumsuz etkiledi. Güneydoðu’daki insanlarýn bir kýsmý terör ve þiddetin oluþturduðu ortamda ölümler, yaralanmalar, þiddete þahit olma ve yaþam alanlarýnýn terk edilmesi gibi bir dizi travmatik yaþantýdan olumsuz etkilendi. Türkiye’nin eski devlet anlayýþý da bölgede önemli oranda yanlýþ yaptý. Allah’tan devlet demokratikleþerek kendi yanlýþlarýný toparladý.
Irak, Suriye, Libya, Afganistan, Yemen, Filistin gibi ülkeler ya iþgal ya da iç savaþlar sonucunda hem insan gücü hem gündelik yaþam hem de þehirler açýsýndan tahrip oldu. Ýnsanlar öldü, kalanlar baþka ülkeler tarafýndan istenmeyen, vebalý gibi algýlanan sýðýnmacýlara dönüþtüler. Ýnsan gücü daha fakir, daha eðitimsiz üstelik travmatik hale geldi.
Batý ülkeleri bu yakýn coðrafyamýzdaki insani trajedinin bazen geçmiþ veya þimdiki müsebbibi, bazen trajedinin derinleþtirici tarafý bazen de çirkin bir izleyicisi oldular. Ama insani trajedi için asla bir çözümün parçasý olmadýlar. Batý kendi insaný için bir düzeyde demokrasiyi kurup insancýl uygulamalarda bulunabilirken; kendi dýþýndaki coðrafyalar için iyi bir düzen kurma ve insaný koruma sorumluluðu göstermedi.
Bölgemizdeki insani trajedinin giderilme ihtiyacý var. Travmatik yaþantýlarý durduran, insanlarýn geliþimlerini saðlayan, þehirlerin imar edilmesini mümkün kýlan bir sosyal ve siyasal düzenin kurulma ihtiyacý var. Tam da bu noktada, Türkiye’nin bu coðrafyada insaný koruyan bir sosyal ve siyasal düzen kurulma sürecine katký saðlama hatta öncüsü olma sorumluluðu var.
Savaþ ortamlarýnda ve baskýcý rejimlerde yetiþen insan gücü bir yandan travmatize olurken bir taraftan da geliþip serpilecek sosyal ortamý bulamýyorlar. Travmatize olmuþ kiþilerin bir kýsmý kendilerini koruma hatta geliþtirme imkâný bulurken; kalan büyük kýsmý oluþan güçlü psikolojilerle ya hasta oluyorlar ya da kendileri de yanlýþlar yapabiliyorlar.
Travmatize olmuþ, kötü þartlarda büyümüþ çocuklarýn az bir kýsmý her þeye raðmen hayatta tutunup geliþecek bir yol bulabilirken, büyük kýsmý ise ya zihni bölünerek hasta oluyorlar ya da olumsuz psikolojik duygu-düþünce-davranýþ kalýplarýna sýkýþýp kalýyorlar. Bu kiþiler ülkeleri içinde veya sýðýnmacý kaldýklarý ülkelerde gettolara sýkýþýp kalýyorlar. Sonra da yeniden þiddet, eðitimsizlik ve yoksulluða mahkûm kalarak bozulmuþ bir nesle dönüyorlar.
Türkiye’nin Barýþ Pýnarý Hareketi sýrasýnda sivillerin zarar görmemesi için incelikli hassasiyet göstermesi takdire þayan. Türkiye þu anda yapmasý gerekeni doðru bir þekilde yapýyor Operasyon askeri olarak baþarýlý olacak gibi görünüyor. Ama ardýndan da insaný koruyan, geliþtiren sosyal ve siyasal düzen kurabilmemiz gerekli. Bu iþ ise harekattan daha zor iþ. Çünkü bunun için emperyal olmayan, dýþlamayýp kabul edip içerleyen, kimliklerin geçirgenliðine izin veren sosyal bir benliðin devlet ve sivil toplum düzeyinde temsiline ihtiyaç var