Türkiye Ortadoðu’da mutlak belirleyici deðil, doðru, ama bu coðrafyada Türkiye yok farzedilerek de bir þey olmaz.
Yaþananlar, Türkiye’nin buna inanmasý, bunun içinin doldurulmasý ve Türkiye’nin belirleyiciliðinin artýrýlmasý yönündeki çabalarý hayati kýlýyor.
12 yýl içinde Erdoðan öncülüðündeki Ak Parti liderliðinin, Gül ve Davutoðlu’nun da belirleyici katkýlarýyla yaptýðý çalýþma, Türkiye’nin bu anlamdaki özgül aðýrlýðýný artýrma gayreti niteliðinde olmuþtur.
“Hayalperestlik”le suçlanmak vs... “Birinci Dünya Savaþý fýrtýnasýndan Anadolu’yu zor kurtardýk” psikolojisinin biçimlendirdiði “Eski Türkiye” refleksi, dýþ politikada da “Aman fincancý katýrlarýný ürkütmeyelim, kimsenin ayaðýna basmayalým, bir büyük güce eklemlenirsek en güvenli sularda yol almýþ oluruz” gibi bir çizgiye hapsolmuþtur.
En baþta liderliðin danýþmaný olarak devreye giren Davutoðlu “stratejik derinliðimiz var bizim” dedi ve onu efektif hale getirebilme cehdine soyundu.
Aslýnda bu Türkiye potansiyeli, dünyanýn süper güçlerinin de gördüðü bir gerçeklikti. Eski ABD Baþkaný Bill Clinton TBMM’de yaptýðý konuþmada, “Dünyada 13 problemli konu var ki bunlar Türkiye’nin katkýsý olmadan çözülmez” demiþti.
Bu sözün bizde Davutoðlu’nu “hayalperestlik”le, “Ýttihat Terakki maceracýlýðý” ile suçlayan siyasi-bürokratik odaklar nezdinde karþýlýðý var mýydý, tahmin etmiyorum. Bu yaklaþýmlar bile “Amerika bizi kendi küresel politikalarýnda araç olarak kullanmak istiyor” þeklinde okundu. Belki gerçekten Amerika’nýn böyle bir niyeti olabilirdi. Türkiye’ye AB’nin ilgisi de benzeri niyetleri ihtiva edebilirdi.
Ama Türkiye’nin böyle bir potansiyeli var ise onu, bizim sýrf Türkiye hesabýna, belki o süper odaklarýn ihtiyacýný da Türkiye lehine çevirerek deðerlendirmemiz neden mümkün olmasýndý?
“Sýfýr sorun”lu dýþ politika perspektifleri bu iradenin içinden çýktý.
Türkiye Amerika ile, AB ile, Rusya ile beraber yürüdü, ayrý yürüdü, ama kendi stratejik derinliðini efektif hale getirme hedefini hiç terketmedi.
Burada belki ikinci ana hassasiyet noktasý, bu coðrafyaya karþý, sorumluluktur, samimiyettir, sadakattir. Daha açýkçasý kendi çýkarlarý ile, coðrafyanýn çýkarlarýnýn bütünleþtiði bir konsept içinde hareket etmektir.
Mýsýr’da Sisi, kendi ülkesini, Filistin’i ve tüm coðrafyayý satarak süper odaklarla iliþki kurdu. Bu tarz hareketlerin Türkiye tarafýndan çok keskin tepkilere muhatap olmasý, Türkiye’nin coðrafya bütünlüðüne sadakatinin, samimiyetinin ve sorumluluðunun sonucudur.
Türkiye belli ki coðrafyanýn en geliþmiþ ülkesidir, bu geliþmiþliði artýrmak için çok farklý enstrümanlarý devreye sokabilir, sokmak ister, ama bunun en güvenilir yolunun coðrafya ile bütünleþerek gerçekleþeceði tespitiyle yola devam etmeyi tercih etmiþtir.
Bu çizginin Ýslam coðrafyasýnda karþýlýk bulmasý kolay olmuyor. Çünkü coðrafya tarlasý, neredeyse 100 yýlý aþkýn zamandýr sürülüyor. Yer yer týkanmalar yaþýyor Türkiye bölgedeki iliþkilerde. Ama bu duruþun, çýkar odaklarýnýn yeterince nüfuz edemediði halklarýn saðduyusunda ciddi karþýlýk bulduðu muhakkak.
Türkiye, hem kendi içinde hem bütün coðrafyada yüz yýlýn yaralarýný sarmaya uðraþýyor ve bu ikisinin de birbirinden çok uzak sorumluluklar olmadýðý hassasiyetiyle gayret sarfediyor.
Türkiye’de Batýya eklemli zihinler “Mescid-i Aksa sadece Filistin’in sorunu deðildir, oraya saldýran ayný zamanda Türkiye’ye saldýrmýþtýr” sözünü yadýrgýyor olabilir, ama bu duruþ da, Yeni Türkiye’nin Yeni Ortadoðu öngörüsünde önemli yer tutuyor.
Amerika, Ýsrail’in bütün saldýrýlarýna kýlýf bulma çabasýnda, ama Filistin sorununa çözüm ararken “Türkiye ne der” sorusunu ihmal edebilir mi? Buna mukabil yine ABD’nin böyle bir soruyu mesela “Sisi ne der” þeklinde formüle etmesi söz konusu olmayacaktýr.
Irak’ta taþlar Türkiye’nin tavrý ekseninde yeniden yerine oturmaya baþlamýþtýr.
Suriye’de, eninde sonunda Türkiye’nin durduðu yere gelinecektir.
Cumhurbaþkaný Afrika gezisinde. Baþbakan Irak’ta. Yakýnda Filipinler’den döndü. Cumhurbaþkaný kýsa süre önce Türkmenistan’daydý. Baþbakan “Yakýnda Irak’la ortak bakanlar kurulu toplantýsý yapacaðýz” dedi.
Evet fetretler olmuyor deðil, ama iradeniz diri ise ülkenizin özgül aðýrlýðýna inanýyorsanýz, tarihin yürüyüþünü etkileme imkaný her zaman vardýr.