Türkiye’nin zaferi

Şu sıralar keyfim pek yerinde. Ülkemizde yaşanan onca güzel gelişme ve bilinçlenme, halkın iradesinin ne kadar doğru bir yönde ilerlediğini ve bu durumun gelecek yılların müjdecisi olduğunu o kadar aşikar gösteriyor ki... Toplumumuz her geçen gün özündeki güzelliği daha bir geliştirip değerleriyle daha bir bütünleşiyor. Geçmiş hatalardan derslerini almış bir nesil ve bu aydınlanmayla yetişecek gelecek nesillerle milletimiz çağa damgasını vuracak, tarih yazacak inşaALLAH. ALLAH CC. izni ve yardımıyla millet olarak yaptığımız duaların cevabı, her an bir umutla her an bir sevinçle yağmur gibi Türkiyemiz'in üzerine yağıyor. Öyle bir yağmur ki; bu bir rahmet bu bir müjde...

Güzel yurdumuza ve milletimizin vatansever evlatlarına onca kötülükleri yapanlar, bugün gelinen noktada elde edilen başarıları gördüklerinde yaptıkları kötülüklerle milletimizin daha bilinçli, daha uyanık ve daha agah olmasına, insanımızın daha bilinçlenmesine hizmet ettiklerinin farkına vardılar mı acaba? Kendi oyunlarında boğuldular, daha da boğulacaklar. Yani şer hayra dönüştü.  ALLAH 'a rağmen bir şey yapılamayacağını anlamış olmalarını umuyoruz.

2023'e gidildiğinde, Türkiye'nin önündeki bütün engellerin ve bütün vesayet kurumlarının ortadan kalkacağı bir düzene doğru, kurtuluşa doğru ilerliyoruz. Bir vizyon… Bu vizyon doğrultusunda giden bir yürütme ve bu yürütme organına canı yürekten destek vermiş bir millet var. Yapılması gerekenlerin adım adım yaşanacağı bir yola girildi; Türkiye anayasal değişiklikle 2023'e bambaşka bir kimlikle girecek inşaALLAH. Bizler hukukun üstünlüğüne inanırız. Hukuk herkes için adil olmalı; yasama, yürütme ve yargı erkleri bu çatı altında kendi görevlerini bağımsız bir şekilde yapmalıdırlar. Tek devlet, tek vatan, tek bayrak, tek millet olmanın bilinciyle; devlet içinde devlet oluşturma sevdalısı ikincil, üçüncül veya bilmem kaçıncıl yargısal, bürokratik yapıların ortadan kaldırılacağı ve çökertileceği günlere doğru gidiyoruz inşaALLAH.

Bu toplum, sevgi toplumu. Bazen unuttuğumuzu veya unutulduğunu sandığımız özümüze ait değerler, birbirimize olan sevgi ve saygımızla öyle çabuk ve hızlı hatırlanır ve gelişir ki. Asıl başarı da bu değil midir? Toplumların ve bireylerin, refah ve mutluluğunun yolu sevgiyle geçilir, saygıyla geçilir, edep ile geçilir ve en önemlisi samimiyetle geçilir. Kurtuluşun yolu insan olmak, kurtuluşun yolu islam olmak ve Necip Fazıl Kısakürek'in dediği gibi "Adam olmak cinsiyet meselesi değil şahsiyet meselesidir"...