Türkiye-Rusya krizden barýþa gidebilir mi?

Türkiye-Suriye iliþkileri ‘beklenmedik’ krizlerle her gün yeni bir boyut kazanýyor. Esenboða Havalimanýna indirilen yolcu uçaðý ve Türkiye’nin bu konuda ortaya koyduðu tavýr krizin giderek daha karmaþýk bir hal aldýðýný ortaya koyuyor.

Aylar önce Dýþiþleri Bakaný Ahmed Davutoðlu “Bölgesel soðuk savaþ” kavramýný kullanmýþ ve endiþeli olduðunu ifade etmiþti. Bugün çatýþma giderek daha geniþ bir alanda ortaya çýkýyor. Daha da geniþlemez diyemiyoruz yazýk ki.

Rusya Devlet Baþkaný Vladimir Putin’in Türkiye ziyaretini ertelemesi, tüm bu saydýklarýmýzdan daha önemli bir geliþme. Uçak krizi, Türkiye-Rusya iliþkilerini bir anda ciddi bir gerginliðe taþýdý. Oysa Putin’in ziyareti, Türkiye’nin pek çok önemli sorunu ve en baþta da Suriye açmazýný Rusya ile konuþabileceði bir zemine iþaret ediyordu.

Uçakta bulunan malzemeler gerçekten uluslararasý kurallara aykýrý mý? Þu ana kadar ortaya çýkan manzara, Türkiye’nin hukuki ve teknik anlamda haklý olduðunu gösteriyor. Ancak dýþ politika ve devlet aklý, sadece kurallar ve haklýlýk üzerine inþa edilmiyor.

***

Rusya, gerçekten bir yolcu uçaðý üzerinden böyle bir giriþimde bulunabilir mi? Ya da Rusya’yý zor duruma düþürmek, Ankara-Moskova hattýnda yeni bir gerilim oluþturmak isteyen bir güç, böyle bir tezgahý planlayabilir mi? Bunlarý henüz bilmiyoruz.

Ama bir gerçek var: Irak’tan Suriye’ye kadar uzanan geniþ hatta, Türkiye’yi doðrudan ilgilendiren ve hýzla büyüyebilecek bir büyük çatýþmanýn kuvvetli sinyalleri geliyor.

Suriye’de kelimenin tam anlamýyla bir iç savaþ var. Ýran’da orta sýnýfýn öncülük ettiði ve þaþýrtýcý bir sertlikle devam eden bir toplumsal hareketlilik ortaya çýktý. Irak merkezi yönetiminin Türkiye’ye karþý tavrý giderek sertleþiyor. Bu denkleme katýlma potansiyeli her zaman bulunan Lübnan’ý, giderek kaynayan Ürdün’ü ve bölgemizdeki muazzam silahlanma yarýþýný düþünürsek, tablo biraz daha netleþebilir/vahimleþebilir.

Türkiye’nin Suriye konusunda gerçekten barýþý saðlayacak tezi, uluslararasý sistemin takýntýlarý ve ortaya çýkacak yeni iktidarýn kendilerine hizmet etmeyeceði endiþesiyle yalnýz býrakýldý. Suriye ise bulduðu her fýrsatý, elinde yýllardýr biriktirdiði kirli araçlarý, Türkiye’ye karþý kullanmaktan çekinmiyor.

Böyle bir tabloda tansiyonu düþürmenin, giderek týrmanan gerilimi biraz olsun soðutmanýn yollarýný aramak gerekiyor. Ankara, bir yandan yalnýz býrakýlmýþlýðýn verdiði sýkýntýyla, diðer yandan Rusya ve Ýran’ýn kendisine yönelik hamleleriyle hayli sýkýntýlý günler yaþýyor.

***

Peki böyle mi devam etmeli? Elbette hayýr. Türkiye ve Rusya’nýn son kriz de dahil yaþanan her þeye raðmen konuþabilmesi, tarihsel ve ekonomik iliþkilerin yaný sýra siyasi ve diplomatik zeminde de sorunlarý ele alabilmesi barýþýn anahtarlarýndan birisi. Bu anahtarý kaybetmek ya da derin sulara atmak, ne Ankara’nýn ne de Moskova’nýn iþine yarar.

Mevcut krizi soðukkanlý biçimde yönetip Türk-Rus iliþkilerinin, Suriye baþta olmak üzere giderek derinleþen sorunlarýn çözümüne nasýl katký saðlayacaðý üzerinde daha fazla kafa yormalýyýz. Irak Baþbakaný Nuri Maliki’nin Putin ile görüþmesinin ardýndan, Türkiye’yi suçlayan açýklamalarda bulunmasý, Rusya’nýn Irak’ý hýzla silahlandýrmasý gibi geliþmeler, kuþkusuz bu süreci hayli yaralýyor.

Ama büyük devlet olmak, sakin zamanlarda deðil, kriz anlarýnda politika oluþturmakla/yürütmekle mümkün. Önümüzdeki kritik süreçte bunlarý dikkate almak zorundayýz. Bugün ortalýk toz duman ve sanki her þey böyle devam edecek gibi görünse de, Ankara’da süreci doðru yönetecek bir akýl ve irade var.