Türkiye-Ürdün: Hiç olmadýðý kadar yakýn...

Suriye’deki içsavaþýn olumsuz etkilerini Türkiye de hissediyor; ancak çatýþmalar Ürdün’e baþlangýçta beklenenden çok daha fazla zarar vermiþ... Ürdün yönetim kademelerinde yer alanlar için, Suriye’nin baþlarýna açtýðý gâile, endiþe verici boyutlarda...

Dinlediðimiz her yetkili, içsavaþtan kaçýp Ürdün’e sýðýnanlarla ilgili sorunlarý ilk sýraya yerleþtirdi.

Buna ister ‘öngörü eksikliði’ diyelim, ister ‘yanlýþ deðerlendirme’, sonuç çok fark etmiyor: Sýkýntýnýn uzun sürmeyeceðini düþünüp her geleni saðlýklý kayýt bile tutmaksýzýn ülkeye kabul etmiþler ilk elde; þimdilerde mülteci sayýsýnýn 400 bin rakamýný aþmasý hesaplarýný altüst etmiþ...

Türkiye Suriye’den gelen mülteciler için çadýrkentler kurarken, Ürdün, “Bunlar bizim akrabalarýmýz, nasýl olsa kendilerini kabul eden birileri bulunur” görüþüyle sýnýrý açýk tutmuþ... Þimdi yeni yeni çadýrkent kuruluyor ve gelenler sýnýrdan içeriye alýnmýyor...

Ülkenin altý milyonu zor bulan nüfusu içerisinde resmi rakamla 400 bin mülteci büyük bir oran teþkil ediyor... Önemli bir yetkili, “Gayr-ý resmi rakamla mülteci sayýsý 900 bine yaklaþýyor” dedi.

Ekonomisinin belki de en aðýr sýkýntýlarla cebelleþmek zorunda kaldýðý bir dönemde Suriyeli mülteciler ciddi bir sorun Ürdün için... Doðal kaynak fakiri bir ülke burasý; petrolü ve doðalgazý yok... Çevredeki zengin ülkelerin gözetmesiyle ayakta duran kýrýlgan bir ekonomik yapýsý var. Ülkeye giren her yeni boðaz kendi vatandaþlarýnýn sofrasýndan lokmalarý azaltýyor.

Mülteci olarak gelen Suriyeliler ucuz iþgücüne dönüþmüþ, Ürdünlü’nün iþini elinden alýr olmuþ...

Ne beklersiniz? Zengin komþu ülkelerin daha da zor duruma düþürmemek için Ürdün’e yaptýklarý yardýmlarý artýrmasýný deðil mi? Öyle olmamýþ... Daha önce karþýlýksýz yapýlan hibeler ‘proje karþýlýðý yardým’ haline dönüþtürülmüþ ve nakit giriþi durma noktasýna gelmiþ... Kurulan çadýrkenti ziyarete gelenler övgü dolu mesajlar yayýnlayýp ülkelerine dönmüþ; mülteciler için bile yardým görmemiþ Ürdün...

 

Dahasý da var: Suriye’deki içsavaþ yüzünden Ürdün’ün dýþ ticareti müthiþ bir darbe yemiþ... Avrupa’ya sattýklarý gýda maddeleri ile Avrupa’dan ithal ettikleri hayati önem taþýyan mallarýn geçiþ yolu kapalý olduðu için alternatif yollar kullanmak gerekmiþ... Türkiye’yle bile nakliye artýk Irak üzerinden yapýlýyormuþ... Maliyetleri müthiþ artýran bir etkisi de var içsavaþýn...

Hep merak ettiðim, Ürdün’le Türkiye arasýnda Suriye’ye yönelik politikalarda bir farklýlýk olup olmadýðýydý. Öyle ya, ‘rejim deðiþikliði’ yönetici elitlerin kulaðýna hoþ gelmeyen bir kavram; Ürdün komþusunun rejimini sevmese bile orada olandan etkilenebileceði kaygýsýný taþýyor olabilir...

Baþlangýçta varolan o kaygý sonradan zayýflasa da, Beþþar Esad’ýn gitmesiyle Baas’ýn yerine gelebilecek yeni rejimin niteliði kaygý uyandýrmaya baþlamýþ... Ancak þimdilerde bütün bu kaygýlarý aþan bir endiþe fark ediliyor: Suriye’deki içsavaþýn çok daha uzun sürmesi endiþesi...

Kýsa ama yoðun bir iþ ziyareti sýrasýnda Ürdün’de edindiðim en önemli izlenim, ülke yönetici kadrosunun her zamankinden daha fazla Türkiye ile yakýnlaþma arzusunda olduðudur.