Önce yerel seçimler, daha sonra S-400 hava savunma sistemi merkezli ABD-Türkiye gündemi nedeniyle dikkatimiz daðýldý.. Gözden kaçýrýyoruz. Suriye’nin kuzeyinde, Fýrat’ýn doðusunda kilitlenen bir süreç, Ýdlib’de yakýndan izlenmesi gereken geliþmeler var.
Rejim güçlerinin Türk gözlem noktalarýna dönük artan saldýrýlarýný biliyorsunuz. Rejim, Türkiye ve Rusya’nýn giriþimiyle oluþturulan çatýþmasýzlýk bölgesini ele geçirmek istiyor. Bu niyetini de gizlemiyor. Ankara bu saldýrýlara sahada etkili bir karþýlýk verirken ayný zamanda Moskova’yý da uyardý. Saldýrýlarýn þimdilik dindiði gözlemleniyor.
Fýrat’ýn doðusunda ise ABD ile anlaþamýyoruz. ABD, S-400 ve F-35 tartýþmasý açarak odak saptýrýyor. Ankara masada PKK ve FETÖ’yü gündeme getirdiðinde, S-400 ve F-35 konusuyla mukabele ediyor. Bu yüzden Suriye’nin kuzeyinde daha önce gündeme gelen güvenli bölge konusunda ilerleme saðlanamýyor, belirsizlik sürüyor.
Washington bu sýrada kendi planýný uygulamak için diplomasi trafiði yürütüyor. ABD, o bölgede oluþturacaðý yapýlanma için önce Fransa ve Ýngiltere, daha sonra Almanya’nýn kapýsýný çalarak kiralýk asker istedi. Fransa ve Ýngiltere’nin bu talebe olumlu yanýt verdiði söyleniyor. Almanya’ya ise teklifin henüz sunulduðu belirtiliyor. Alman hükümet sözcüsü Steffen Seibert bu talebe “Suriye’de kara birliðimiz yok ve bunu deðiþtirmeyi düþünmüyoruz” diyerek yanýt verdi. Özetle ABD’nin Almanya’dan da eli boþ dönmesi beklenir.
ABD hangi planý yaparsa yapsýn, Ankara’nýn, sýnýrýnýn hemen güneyinde artan güvenlik tehdidini karþýlamak için daha fazla bekleme lüksü yok. ABD’nin, Türkiye’nin yaþamsal güvenlik kaygýlarýna kayýtsýz kalmasý Ankara’yý tek taraflý adým atmaya zorlayabilir. Bu ihtimal artýk olgunlaþmýþtýr ve geçmiþte hiç olmadýðý kadar yüksektir. Türkiye’nin, çýkarlarýný korumak, sýnýrlarýný güven altýna almak, üzerindeki mülteci baskýsýný hafifletmek için yakýn vadede sahada hamle yapacaðý öngörülebilir. Son günlerde sýnýra yapýlan askeri yýðýnak bunun iþaretidir.
Bu durumu Türkiye’nin arzuladýðýný sanmýyorum. Ancak sözde müttefiklerin Ankara’nýn endiþelerine kayýtsýz kalmasý ve tehlikenin giderek büyümesi karar alýcýlara baþka seçenek býrakmamaktadýr.
Önceki hafta Japonya’nýn Osaka kentinde yapýlan G-20 zirvesinde de gündeme gelmiþti. ABD Baþkaný Trump, sadece S-400 deðil, F-35 konusunda da Türkiye’nin haklýlýðýný vurgulamýþtý. ABD Baþkaný’nýn “1 milyar 400 milyon para vermiþler, sen malýný vermiyorsun. Böyle anýlmak da iyi bir þey deðil” dediði biliniyor. Ancak Pentagon, Türkiye’ye ait F-35’lerin Türkiye’ye gönderilmesi konusunda engelleyici tutumunu sürdürüyor. Neden? Bunun için bir çok açýklama getiriyorlar. Türkiye’nin satýn aldýðý S-400 sistemine “dost-düþman” tanýmlamasý yapýldýðýnda F-35’lerin gizli özelliklerinin deþifre olacaðýný ileri sürüyorlar. Ancak bunlarýn Ankara’da bahane olarak görüldüðünü söyleyelim. Üst düzey bir kaynaðýmýn ifadesine göre F-35 pürüzünün arka planýnda daha derin bir neden yatýyor. O da þu: F-35, sahip olduðu özellikler nedeniyle “oyun deðiþtirici” bir silah. S-400’ler de öyle. ABD, Türkiye’nin ayný anda iki oyun deðiþtirici silaha sahip olmasýný istemiyor. Böyle bir durumda bölgede Türkiye’nin aðýrlýðýnýn daha fazla artacaðýndan endiþe ediyor. F-35 tartýþmasýný bu yüzden yaþýyoruz.