Geçen yazýmýzda, politikasý 'yabancý düþmanlýðý' gibi bu topraklara yabancý meþ'um bir düþünceye dayanan ve üstelik bu düþüncesini olaylarý manipüle ederek þekillendirdiði propaganda aygýtý ile yaymakta mahir siyasetçi ile bölücü etnikçilerin ayný þebekeye baðlý olduðunu söylemiþtik.
Basit bir ilkeden hareketle söylüyoruz bunu.
Mantýkla ilgilenen hemen hemen herkes bilir ki...
"A baþarýsýzlýðý üzerinden atar, gidip B'nin ayaðýnýn dibine düþer, B C'ye atar, C D'ye, ta ki sonunda Y Z'nin yüzüne fýrlatana kadar ve orada patlar."
Ýçinde yaþadýðýmýz çaðýn hafýzasý yok.
Öyle bir zamandan geçiyoruz ki...
Ýçinde debelenip durduðumuz krizden kurtulmak için yaþadýðýmýz sistemi þekillendiren 'asýl' düþünceye gitme cesaretini göstermekten baþka çaremiz yok.
Hele hele kendi coðrafyasýnda bilmem kaçýncý kere operasyona maruz kalan bir ülke için bu farz.
Türkiye aslýnda bir direnç hattý oluþturmaya çalýþýyor.
Fakat, olaylar öyle hýzla geliþiyor ki...
Ve...
Olaylar karþýsýnda zaman zaman akamete uðrayan politikalar çok yoruyor.
Ama kimilerinin mutlak diye dayattýklarý düþünceler, iþi içinden çýkýlmaz hale getiriyor.
Dünya sistemindeki kriz derinleþtikçe...
Özellikle metropol kapitalist ülkeler vekalet verdikleri örgütler aracýlýðýyla kaosu ve þiddeti körüklüyorlar.
Maalesef ülkemiz, söz konusu Batýlý ülkeler tarafýndan yönlendirilen örgütlerin ürettikleri güdümlü propagandalarla yaþadýðý yapay kimlik tartýþmalarý yüzünden barýndýrdýðý bütün potansiyele raðmen, bu kirli stratejinin uygulama sahalarýndan birine dönüþüveriyor.
Korkunç bir gerçek var.
Yalan üretme mekanizmasý aracýlýðýyla insanlarýn hakikatle temaslarý koparýlýyor.
Zihinler toza dönüþtürülüyor.
Sol liberal perdeli etnikçisi, Türkülüðün muhayyilesinden bihaber yabancý düþmaný, Müslümanlýðýmýza karþý konuþlanmýþ sözde enternasyonalist Ýslamcýsý, hedonizmine perde arayan laikçisi, köksüz seküleristi...
Ayný þebeke üyeleri, farklý cephelerden fakat ayný amaçla Türkiye'ye karþý bir hibrit savaþ yürütüyorlar.
Bu savaþýn ateþi yükseldi ve kendi içimize gömüldük birkaç haftadýr.
Biz burada uðraþýrken...
Dünkü coðrafyamýzda yangýnýn alevleri yükseldikçe yükseldi.
Savaþ gittikçe yayýlma eðiliminde.
Bu arada ABD ile Ýsrail arasýnda ilginç geliþmeler yaþanýyor.
Kýzýl Deniz kaynýyor...
Teori þu...
Türkiye ne kadar içe kapanýrsa, Ortadoðu'da yeni düzen o kadar kolay oluþturulur.
Köksüz, daraltýlmýþ kimlik tartýþmalarý ile tarihten koparýlan, coðrafyasýna yabancýlaþtýrýlan bir Türkiye'nin, özellikle Türkistan'dan baþlayan Türk Kuþaðý stratejisinin de akamete uðramasý mukadderdir.
Esas hedef de bu.
Þimdi deþifre zamaný...
Nevzuhur, köksüz bir Türklük tanýmý ile...
Özellikle gençliði ayartmak için göçmen karþýtlýðý üzerinden doðrudan coðrafi ve tarihi muhayyilemize bir savaþ açýlýyor.
Bizim muhayyilemizde öteki yoktur.
Biz cümle varlýðýn birliðine ve kardeþliðime inanýrýz.
Yani... 'Öteki' kavramý ithal bir kavramdýr ve bizi hem kendimizden hem de gerçeklikten koparýyor.
Göç, gittikçe kronikleþme eðilimi gösteren bir sorun, bu doðru.
Üstelik ideolojilerinin kalýplarýna sýkýþtýrýlmýþ inanç kavramlarýyla bu sorunu çözmemiz mümkün görünmüyor.
Özellikle inancýn, dinin toplum anlayýþý budur diye dayatýlan kozmopolit yaklaþýmlar, enternasyonalist dayatmalar göçmen sorununun çözülmesini engelleyen en önemli anlayýþlardan biri.
Ýþte, nevzuhur kimlik tasarýmýnýn insanlarý baþtan çýkardýðý alan da burasý.
Bir kimlik inkârý üzerine kurulmuþ sözde din tasavvuruna karþý, sözde kimlik tesisi.
Aslýnda her ikisi de mesnetsiz, gelenekten kopuk!
Ne kadar korkunç bir savaþla karþý karþýyayýz, görüyor musunuz?
Tarih yapan bir milleti düpedüz tarihsizleþtirmek için uygulanan kalleþ bir strateji bu.