Türkler... Kürtler... Duygular...

Þunu söylemek mümkün:

- Bu coðrafyada Kürtler'in en sýcak dostu Türklerdir. Hatta bu cümleyi kurmak bile, farklýlýklardan bahsetmek anlamýna gelebilir, Türkler'le Kürtler adeta “tek millet” olmuþlardýr.

Bu“tek millet olmuþlardýr” tezi, “Kürtlere de azýnlýk statüsü verilsin” tarzýndaki Ýngiliz tezine karþýlýk Türk Temsilci Heyetinin Lozan'daki tezidir. Bu tezin altýna da “Bin yýldýr Ýslam bayraðý altýnda yoðrulmuþlardýr” tespiti konmuþtur. Bu doðrudur. Anadolu'da ya da Mezopotamya'da, bir tarih birlikte yazýlmýþtýr. Bu, Çanakkale'de de yan yana dizilen þehit na'þlarý ile ete kemiðe bürünür.

Bu tez, “Barýþ süreci”nde gerçekleþen 2013 yýlýndaki Nevruz'da Öcalan'ýn mesajýna bile yansýmýþtýr.

Bizler Ýç Anadolu'da “Akil Ýnsanlar” çalýþmasý yaparken Türkler ve Kürtlerin aile olduklarý, ortak ticaret yaptýklarý temasýný “inanarak” iþledik. Doðruydu bu. Hatta Eskiþehir'de bir vatandaþ “Benim annem Kürt, babam Türk, ayrýlýrsak ne olacak?” diye sormuþtu da ben “Sizi ortadan ikiye keseriz, yarýsýný anneniz, yarýsýný babanýz alýr” demiþtim.

Evet o dönem bir yara sarma dönemi idi.

Çünkü Lozan'daki yaklaþým Cumhuriyet dönemine intikal etmemiþ, dolayýsýyla “Türk etnisitesi”ne karþý “Kürt etnisitesi” üzerine siyasetin zemini doðmuþtu. Bu, Lozan'da “Kürt etnisitesi”ne oynayan odaklarýn orada sona ermeyen politikalarýný beslemiþti.

Çözüm süreci ilerlemedi. Çünkü uluslar arasý odaklar Suriye – Kobani oyunu ile, HDP'nin – Kandil'in aklýný çeldi ve barýþ sürecine çomak soktu.

Türkiye bütün bu süreçte Kuzey Irak Kürt yönetimi ile sýcak iliþkiler kurdu. Bunu bazen Amerika'ya raðmen yaptý. Ýçerde Kandil'in – HDP'nin tahribatýný Barzani ile onarmak istedi.

Bugün iliþkiler gergin.

Türkiye, Kürtler üzerinden coðrafyanýn yeniden tanzim edilmek istendiði ve bunun kendi güvenliðini tehdit edeceði kanaatinde. Kuzey Irak – Kuzey Suriye ve ötesi... Hükümetin ve medyanýn bu tehdidin geniþ toplum kesimleri tarafýndan da algýlanmasýný saðladýðý söylenebilir.

Barzani ise “Kürtler'in 100 yýllýk baðýmsýzlýk hayalinin gerçekleþme zamanýnýn geldiði” düþüncesiyle hamle yapýyor.

Barzani'nin hamlesinin bütün Kürtler'de olduðu gibi, bizim ülkemizdeki Kürtler'de de heyecan uyandýrdýðýnda kuþku yok. Soru þu: Bizim Kürtlerimiz bu tehdit algýsý konusunda ne düþünüyor?

 “Duygusal kopuþ” temasý öteden beri gündemde olan bir konu... 16 Nisan referandumunda Kürtler'in “Evet” oyu, HDP çizgisi ile ciddi bir ayrýþmayý ortaya koydu. Orada Barzani sempatizanlarý da “Evetçi” idi.

Ya þimdi?

Ben diyorum ki “duygusal kopuþ”a imkan verilmemeli. Araplarla duygusal kopuþ kolay tamir edilmedi. Hala tortular vardýr. Türkler – Kürtler, çok daha derin anlamda “akraba millet”tir. Ama etnik hesap yumuþak karýn haline getirilmek isteniyor.  

Dün Yeni Þafak'ta Mehmet Acet yazmýþ.“Burada da bir 2019 hesabý var” diye. Acet, “...birileri(nin), AK Parti-MHP ittifakýný akýlda tutarak Ak Parti gövdesindeki Kürt oylarýný yeniden HDP’ye doðru kanalize etmeye çalýþtýðýný” ifade ediyor.

Bu arada “Barzani yönetiminin Kuzey Irak’ta yapmayý planladýðý baðýmsýzlýk referandumu öncesi oluþan iklim, neye ne kadar nüfuz ediyor?” diye de bir soru ortaya koyuyor.

2019 hesabý... Acaba 16 Nisan'da “Evet” oyu verenlerde bir duygusal kýrýlma oldu mu?

Zaman zaman Cumhurbaþkaný Erdoðan'ýn seslendirdiði bir söz var: Sýrtýmýzda yumurta küfesi taþýyoruz, diye.

Tam da bu meseledir, diyorum sýrtta yumurta küfesi taþýnacak iþ. Bence her halükarda beyanatlarda duygu boyutunu göz önünde bulundurmak gerekiyor. Bu, tarihi akýþ açýsýndan 2019 hesabýndan da daha önemlidir.

***

DÝPNOT:Kimseyle çamur yarýþý yapamam. Yazacaðýmý yazdým. Herkes de durduðu yeri sergiledi. Falanca grubun TV kanalýnda baþlatýlan “hakaret” yarýþýnýn Star'ýn sayfalarýnda devam etmesi, baþka yerlerde þebeke halinde çoðaltýlmasý dramatik mi, trajik mi, komik mi ona da okuyucu karar versin. Bir de “Siyasetin medya yüzü” diye bir meselesi olanlar...