Turuncu devrimin yeni þifresi: DEMOKRASÝ SANDIK DEÐÝLDÝR!

Baþbakan Erdoðan’ýn Cumartesi günü Adýyaman’da yaptýðý konuþmasýnda altýný çizdiði “demokrasi sadece sandýk deðildir” þifreli oyunu analiz etmek ve YENÝ DÜNYA DENKLEMÝ oluþurken özellikle “güçlü seçilmiþ hükümetlere” karþý yürütülen ortak harekatýn “þifresini” detaylarýyla açmak istiyorum...

Sevgili dostlarým, Mayýs-Aðustos 2013 arasýnda Türkiye’de bazý politikacýlar, yazarlar, akademisyenler ve sanatçýlar tarafýndan ýsrarla her ortamda ifade edilen þu cümleyi lütfen hatýrlayýn; DEMOKRASÝ SANDIK DEÐÝLDÝR, demokrasi sadece sandýk deðildir... Tesadüfe bakýn bu cümle Türkiye ve Mýsýr’da icra edilmesi denenen ve malesef Mýsýrda baþarýya ulaþan hareketlerin ortak “motto’su”! Daha doðrusu seçilmiþ ama “sandýkta yenilemeyeceði “bilinen “halkýn güçlü tecelli etmiþ iradesine” karþý giriþilen harekatýn “þifresi” !

Bu noktada konuyu açmak ve fazla uzatýp içinde kaybolmadan Türk kamuoyunun, özellikle oynanan oyunu görmeye çalýþan her Türk vatandaþýnýn, dikkatini bu gerçeklere çekerek Ýsrail’den çýkan “motto’nun” nasýl sahaya indiðini herkesin sorgulamasýný istiyorum...Bir noktanýn daha altýný çizeyim; Türkiye’de “411 el kaos’a kalktý” manþeti dahil birçok “karýþýklýk planýnýn” arkasýnda parmaðý olan bir Alman gazeteci (X gazetesi genel yayýn yönetmeni) 2011-2013 arasýnda “demokrasi sandýk deðildir” motto’su ile “sandýkta yenilemeyecekse KAOS ile gider” baþlýklý AK PARTÝ’yi” devirme planý ile ilgili fikirlerini Türkiye’deki bazý arkadaþlarýyla sürekli paylaþýyor ve konu hakkýnda toplantýlar yapýyorldu ! Bugün ayný ekip yine iþ baþýnda ve “Diktatör algýlamasý” ile “demokrasi seçim doðru orantýsý Kabul edilemez” tezini Türk kamuoyunda yaymaya ve Kabul ettirmeye çalýþýyor...Ne tesadüf ki; bu yayýn grubu ve Türkiye’deki iþtirakleri ve uzantýlý yazarlarý, Baþbakan Erdoðan’a son iki yýldýr sürekli saldýran ve itibarsýzlaþtýrma kampanyasýný yöneten ekibin yönetici parçalarý!

Sevgili dostlar, Türk halkýnýn seçimle tecelli etmiþ GÜÇLÜ ÝRADE’sini sandýkta yýkamayacaðýný idrak eden yerli-yabancý “Yerleþik Güçler”ülkenin en güçlü dönemini yaþadýðý son 1 yýl içinde ayrý bir oyun içine girdiler. Amaçlarý “seçilmiþ iradeyi” yeni yöntemler ile yýpratmak ve pasif-iþ yapamaz hale getirerek, “kontrol etmeye alýþtýklarý” eski düzeni tesis etmek...Türkiye’deki “deneme” ile Mýsýr’da yaþananlarýn “ayný senaryonun parçasý” olduðu artýk delilleri ile sabit! Türkiye’de baþarýlý olamadýlar hatta “bütün iþbirlikçileri” ile açýða çýktýlar ama Mýsýr’da yollarýna kan dökerek devam ediyorlar! Bu noktada önemli soru þu; Ýslam Dünyasý’nýn iki önemli direði olan Türkiye ve Mýsýr neden hedef seçildi, arkadaki makro oyun planý ne? Deðiþen ve Halký ve Devleti ile ayaða kalkan Türkiye neden bu düzenin unsurlarýný rahatsýz ediyor? Bu sorulara  cevap bulmamýz, kýyýya vuran dalgalarý atlatmaktan çok daha önemli!

Sonuç: Bundan bir süre önce bir ülke istihbarat servisinin bazý üniversiteler ile ortak hazýrladýðý bir raporu açýklamýþtým. O rapordan bir bölüm paylaþacaðým, lütfen yukarýdaki satýrlar ile birlikte deðrlendirin; “...yenilenen yeni hedefler ve alýnacak önlemler doðrultusunda uygulanabilecek senaryolarda yer alacak paramiliter ve sivil unsurlarýn yeniden gözden geçirilmesi zorunlu hale gelmiþtir...Son 300 yýldýr hiçbir Ýslam ülkesinin etkin ve aktif olmasýna izin vermeyen emperyal strateji Türkiye’nin de bu insiyatifi ele geçirmesine asla izin veremez...Türkiye’nin bu çýkýþý ve durdurulmadýðý takdirde bu gidiþatý küresel emperyal denklemi bozacaðý gibi varlýklarý tamamen emperyal odaklarýmýz tarafýndan yönetilen Ýslam ülkelerini akýllarýnda olmayan yeni bir baðýmsýzlýk yoluna itebilir...Bu gidiþat varlýklarýmýz ve etki alanlarýmýz için bütün denklerimizin yeniden tanýmlanmasý anlamýný taþýdýðý gibi dünya denklemi açýsýndan da kabul edilemez...”

Son söz: Durum çok açýk ve net; özellikle 2008 sonrasý ekonomik ve siyasi olarak baðýmsýzlaþan-güçlenen Türkiye’de “HALKIN ÝRADESÝ’nin 70 yýl sonra tam anlamýyla” tesis ediþmesi ve ülkemizin coðrafyasýnda ve dünya genelinde 300 yýllýk gidiþatý deðiþtirme noktasýna gelmesi, coðrafyamýza yönelik topyekün bir planýn devreye girmesine yol açýyor! Türkiye ve Mýsýr’da yaþananlar “ilk perde” ! Hala bu oyunu görmeyenler varsa, onlara söyleyecek söz bulmak zor ! Tek söyleyeceðim; uykudakiler uyansýn belki yanmak vaktidir, gerçekleri bilenler toplansýn þimdi söylemek vaktidir! SUSMADAN SONUNA KADAR GERÇEKLERÝ HAYKIRALIM!