Mustafa KARAALÝOÐLU
Mustafa KARAALÝOÐLU
Tüm Yazýlarý

Tutuksuz yargýlama kimi niye ilgilendiriyor?

Ergenekon, Balyoz, andýç vs gibi önemli davalar görülmeye baþlandýktan sonra kamuoyunda özellikle de medyada daha önce pek rastlanmayan bir hassasiyet ortaya çýkmaya baþladý. Ceza Usul Hukuku ve uzun tutukluluk üzerinde odaklanan bu hassasiyet kýsa sürede davalarýn inandýrýcýlýðýna yönelik bir kampanyaya da dönüþtü. Maksadýn ne olduðu, gerçekte neyin murad edildiði bahs-i diðerdir.  

 Elbette, kampanya ya da hukuk arayýþý olmasý neticeyi deðiþtirmez. Darbe temalý olanlar dahil en aðýr suçlarýn davalarý bile usul açýsýndan mükemmel olmalýdýr. 28 Þubat’ta, 12 Eylül’de, 12 Mart’ta 27 Mayýs’ta seri hukuk cinayetleri iþleyen geleneðin bugün yargý önündeki temsilcilerine ayný muamele asla tatbik edilmemelidir.

Kabul etmek lazým... Sanýklar hakkýnda bir karar verilmeden önceki tutukluluk süresi uzundur. Ayrýca, tutuklu yargýlama kararý da bazý hallerde kolay verilmektedir. Baþbakan da bir süredir tutukluluk hallerini eleþtiriyor ve “Tutuklama son çare olmalý” diyor. Özellikle, baþta eski Genelkurmay Baþkaný Ýlker Baþbuð olmak üzere bazý muvazzaf üst düzey askerlerin tutuklu yargýlanmasýna itirazý olduðu da bilinmektedir.

Peki gerçek durum nedir? Hangi adýmlar atýlmaktadýr ve daha neler yapýlmalýdýr?

Adalet Bakaný Sadullah Ergin bu konuda zaman zaman çok önemli bilgiler ve istatistikler paylaþýyor. Ancak, bu bilgileri duymasý gerekenlerin gözü hukuk arayýþýndan çok belirli davalarý itibarsýzlaþtýrmak olduðu için gerçek resim bir türlü yansýmýyor. Oysa, geliþmeler saðlýklý ve sahici deðerlendirilecek olsa bir sonraki aþamaya geçmek de kolay olacak.

Ergin, demokrat zihinli ve ayný zamanda AK Parti felsefesini çok iyi bilen deðerli bir siyasetçidir. El attýðý konularýn hepsi Türkiye’nin geçmiþteki yanlýþ hukuk zihniyetiyle baðýný koparýrken Yeni Türkiye’yi temel insan haklarý çerçevesinde inþa etmektedir. Bu yüzden de sadece kendi parti tabanýnýn deðil, bütün kesimlerin saygýsýný ve itibarýný kazanmýþ bir bakandýr.  

Bakan’ýn öncülük ettiði üçüncü yargý paketi istediði gibi kapsamlý olamasa da tutuksuz yargýlamanýn geniþlemesi açýsýndan neredeyse bir devrim etkisi meydana getirdi. Daha önce 3 yýl olan adli kontrol sýnýrý kaldýrýlýnca, 15 bin olan tutuksuz yargýlama sayýsý bir anda 30 bine çýktý. Bu yýl da tahminen 40 bine çýkacak... Paketin geçen yýl Temmuz ayýnda yasalaþtýðýný hatýrlatalým.

Genel tabloya bakalým... 2013 yýlý Ocak ayý itibariyle 137 bin kiþi cezaevlerinde bulunuyor ve bunlarýn sadece 32 bini tutuklu statüsündedir. Yani, haklarýndaki hükmün kesinleþmesini bekleyen, mahkemeleri görülmeye devam ederken tutuklu bulunanlarýn oraný sadece yüzde 23.4’tür.

2000 yýlýnda tutukluluk oraný yüzde 49.8’di. 2001’de yüzde 50.4, 2006’da yine ayný seviyelerde yüzde 48.9 iken bugün yarý yarýya düþmüþ bulunuyor.

Bugünkü oraný bir de genel resme bakarak yorumlayalým. Türkiye’de yýllýk ortalama 3 milyon ceza davasý görülüyor ve þu an tutuklu bulunan 32 bin kiþi bu genel rakamýn yüzde 1.07’sini oluþturmaktadýr. Bu gruptakilerin 24 bini ise bir yýla kadar tutuklu kalmaktadýr. 1-3 yýl arasýnda tutuklu kalanlarýn sayýsý ise toplamýn yüzde 96’sýný oluþturmaktadýr. Þimdi birleþtirilmiþ olsa da birinci ve ikinci Ergenekon davalarý sanýklarýnýn tutukluluk süreleri 3 yýlý aþmýþ bulunuyor. Bunu da not edelim.

Peki, Avrupa ülkelerinde tutukluluk oranlarý hangi seviyededir? Malta yüzde 64, Kýbrýs Rum Kesimi 44.6, Hollanda 40.6, Ýtalya 40.2, Ýsviçre 38.9, Belçika 34.3. Danimarka, Yunanistan ve Fransa’nýn tutuklu yargýlama oranlarý da Türkiye’nin üzerinde seyrediyor. G-20 ülkeleri arasýnda ise bu oranýn düþük olduðu 6. ülkeyiz.

Hukuk istatistik deðildir ve bir kiþi için dahi haksýz tutuklama kararý varsa bunun acilen üstesinden gelmek gerekmektedir. Ancak son dönemde yapýlan yasal düzenlemeler Türkiye’nin bu konuda en kritik aþamayý atlattýðýný gösteriyor. Baþta Yargýtay’ýn temposunun artýrýlmasý olmak üzere atýlan adýmlar yargýnýn hýzýný da artýrýyor.

 Mesela, yine üçüncü yargý paketinden sonra 35 bin kiþi denetimli serbestlikten yararlanarak tahliye edilmiþ bulunuyor.

Þimdi hükümetin gündeminde dördüncü yargý paketi var. Bu adým da planlandýðý gibi derinlikli olarak atýlýrsa, gazetecilerin yargýlanmasý sorunu baþta olmak üzere Türkiye’nin hak etmediði birçok hukuk problemini tarihe gömecektir.