Sýrayla gidelim: Ýlk tur oylamada “hayýr” oyu veren CHP neden ikinci tur oylamada “evet” oyu verdi ve AK Parti’nin özel tasarrufu olarak lanse edilen “dokunulmazlýklarýn kaldýrýlmasý” meselesini “Meclis kararý”na dönüþtürdü?
Bu CHP saf mý?
Bu soruya hem “evet”, hem “hayýr” cevabýný verebiliriz.
Saf, çünkü HDP’yle yan yana görünmemek, “teröre bulaþmýþ milletvekillerinin hamii” muamelesi görmemek için can havliyle AK Parti’nin peþine takýldý ama bir þeyi hesap edemedi:
Dokunulmazlýklarýn kaldýrýlmasýndan sonra oluþabilecek komplikasyonlardan sadece AK Parti sorumlu tutulmayacak. CHP’nin de eþit miktar katkýsý olduðu konuþulacak ve saldýrýlardan en büyük payý CHP alacak.
Nitekim saldýrýlar baþladý bile... Bu CHP’yi 90’lý yallarýn SHP’siyle bir tutan mebzul miktar yorum dönüp duruyor internet ortamýnda. Baþý Hasan Cemal’ler, Beyaz Türk mahallesinden HDP’ye sokuþturulmuþ vekiller, paralelciler, “Altan biraderler” çekiyor. En hafif eleþtirileri þu: Tarih, Kemal Kýlýçdaroðlu kadar beceriksiz bir siyasetçiyi kaydetmedi... “Beter olsunlar” deyip devam edelim...
Hayýr, CHP o kadar da saf deðil...
Ben CHP diyorum, siz Kýlýçdaroðlu anlayýn.
HDP’nin peþine takýlmayarak, yani dokunulmazlýklarýn referanduma gitmesini engelleyerek, “paralel oylama” ihtimalini ortadan kaldýrdý, daha doðru bir ifadeyle Erdoðan’ýn tuzaðýna düþmemiþ oldu ama partisinde de ciddi çatlaklar oluþturdu. Erdoðan’ýn tuzaðýný bozayým derken (çünkü Erdoðan’la sandýkta karþýlaþmaktan ölesiye korkuyordu) kendi kendisini tuzaða düþürdü.
Bu açýdan bakarsak, “Kýlýçdaroðlu saf deðil” ifadesi yerine oturmuyor.
Belki þöyle diyebiliriz:
Kýlýçdaroðlu þaþkýn...
Daha doðrusu, beceriksiz...
Çünkü, bir þeyi engelleyeyim derken, bir çuval inciri berbat etti.
Bunu da þu þekilde açabiliriz:
Ýlk tur oylamada, Kýlýçdaroðlu ve “yargýlanma korkusu” taþýyan milletvekilleri “hayýr” oyu verdiler. Hatta Kýlýçdaroðlu, üzerinde “evet” yazan pusulayý ortalýk yerde unuttu. Bunun, prestij meselesi ve önemli bir güven kaybý olduðu vakýa.
Peki, nasýl oldu da, pusulasýna dahi sahip çýkamayan Kýlýçdaroðlu partisinden bazý vekilleri dokunulmazlýklarýn kaldýrýlmasýna ikna etti ve oylarýnýn rengini deðiþtirtti?
Bu konuda parti kararý mý aldýrttý?
Hayýr.
Kemal Kýlýçdaroðlu herhangi bir çalýþma yapmadý.
Parti kararý da aldýrtmadý.
Bir önceki sonucun çýkacaðýný (yani, 367’nin bulunamayacaðýný) düþünüyordu.
Sandýða gitti (bu defa “evet” oyunu ortalýk yerde unutmamýþtý) büyük bir gönül rahatlýðýyla “hayýr”ý bastý.
Fakat sandýktan farklý bir sonuç çýktý.
Kýlýçdaroðlu’nu HDP’ye kol kanat germekle suçlayan ulusalcý milletvekilleri (bunlarýn sayýsýnýn 20 civarýnda olduðu ve Deniz Baykal’la ortak hareket ettikleri söyleniyor) oylarýnýn rengini deðiþtirdiler ve dokunulmazlýklarýn kaldýrýlmasýný saðladýlar.
Kýlýçdaroðlu, içine sinmese de, bu sonucu sahiplendi.
Zevahiri kurtarmak için de, “Referandum ihtimalini ortadan kaldýrdýk. Erdoðan’ýn tuzaðýna düþmedik!” açýklamasýný yaptý. Esasýnda (referanduma “tuzak” diyeceksek), bir tuzak bozulmuþ oldu ama takdir edersiniz ki, bunu bozan Kýlýçdaroðlu deðildi. Asýl tuzak partisindeki muhalif milletvekilleri tarafýndan kurulmuþtu. Bunu göremedi.
Kýlýçdaroðlu þimdi iki cepheyle birden savaþacak:
Dokunulmazlýklarýn kaldýrýlmasýný “Meclis kararý”na dönüþtürdüðü ve AK Parti’yi kurtardýðý için “þer ittifaký”yla, partisine doðru dürüst bir yön tayin edemediði için muhaliflerle...
Savaþýn maðlubunu þimdiden söyleyebiliriz.
Kemal Kýlýçdaroðlu.
Prestij kaybýna uðradý. Muhtemelen koltuðunu da kaybedecek.