Ýnternet ve özellikle sosyal medya ‘özgürlük ve demokrasi ölçütü’ sayýlýyor artýk. Ancak bir ‘ölçenler’ var, bir de ‘ölçülenler’...
Ölçme yetkisi ABD ve Avrupa’nýn tekelinde, ölçülebilirlik ise ‘diðer dünya’da geçerli. Biz ‘diðer dünyalýlar’ bunu öyle sorgulamadan kabul etmiþiz ki; en son Ýngiltere (Londra) ve Almanya’daki (Frankfurt, Hamburg) olaylarda örneklerini gördüðümüz ‘internet eriþimini engelleme’ uygulamalarý ve ‘Twitter kapatma’ tehditlerinin özgürlük ve demokrasi ölçütü sayýlmamasý bile bizi ‘uyandýrmaya’ yetmiyor!
Ýki ülkedeki son olaylarý hatýrlayýn;
Londra, Frankfurt ve Hamburg’daki ‘halk hareketleri’ polisin su ve gazlý müdahalesiyle daðýtýldý; yüzlerce kiþi gözaltýna alýndý; ‘olay bölgesinde internet eriþimi kesildi’; olaylar, yaralýlar ve gözaltýna alýnanlarla ilgili haberler ana akým medyada ‘sýradan olay’ muamelesi gördü. Dünya medyasýnda tek veya iki fotoðrafla servis edildi. Geçen ay Almanya’da konuþtuðum bir Türk, “Almanya’da basýnçlý sudan birçok kiþinin gözü çýktý, bir genç de öldü, duydunuz mu” diye sordu. Duymadýk!
Ayný süreçte Türkiye’deki ‘halk hareketleri’ne polis ayný þekilde su ve gazlý müdahale etti; çok sayýda kiþi gözaltýna alýndý; ancak ‘internet eriþimi kesilmedi, sosyal medya engellenmedi, aksine GSM þirketleri olay yerlerine gönderdiði mobil baz istasyonlarýyla eriþimi kolaylaþtýrdý’; olaylar, gözaltýlar ve yaralýlar dünya medyasýnda ‘foto galeri’ olarak verildi; uluslararasý medya ‘canlý yayýn’ yaptý.
Dün ‘aðabeyim’ Ardan Zentürk yazdý; iki hafta önce Google, Ýngiltere hükümetine “Youtube’ayüklenen video ve ses kayýtlarýný önceden kontrol etme ve ulusal güvenliði tehdit ediyorsa müdahale etme” hakký verdi. Ýngiltere Güvenlik ve Göçmen Bakaný James Brokenshire “Yalnýz yasa dýþý içeriklerin deðil, ülke halkýnýn internette görmek istemeyeceði içeriklerin de kaldýrýlmasý yönünde bu anlaþmayý geniþletmeyi hedefliyoruz” dedi!
Sonuç;
Ýngiltere ve Almanya’nýn ‘özgürlük ve demokrasisi’ ölçülmedi; Türkiye’ninki ölçüldü ve ‘özgürlükleri kýsýtlayan otoriter ülke’ ilan edildi!
Google, Youtube, Twitter gibi internet ve sosyal medya tekelini elinde bulunduran þirketler ABD ve Avrupa ülkelerininkapatýlmasýný istedikleri site, içerik ve hesaplarý derhal kapatýyor; ‘sakýncalý kelimeler’in aranmasýný engelliyor.
Oysa Türkiye’den böyle bir ‘yargý kararý’ gittiðinde, örneðin, kullanýcýlarýnýn yüzde 6’sý Türkiye’den olan Twitter ‘insan haklarý’ný hiçe sayýyor. Türkiye, vatandaþlarýnýn hukukunu koruma adýna tüm siteye eriþimi engelleyince de ‘yasakçý’ oluyor!
Nüfusun yarýsýný (36,5 milyon) internet kullanýcýsý yaparak ABD, Japonya ve Ýngiltere’den sonra ilk 10’a sokan Türkiye yasakçý!
ABD Dýþiþleri Bakanlýðý’nýn Twitter hesabýný yöneten memur, ülkesinin Guntanamo’da ‘toplama kamplarý’ kurmasýndan utanmadan Türkiye için “Twitter’i kapatmak kitap yakmak gibidir” diye tweet atýyor!
16 milyon çocuða internetle büyüsünler diye ‘kitaplarla birlikte’ ücretsiz tablet bilgisayar daðýtan Türkiye için!..
Twitter’in engellenmesine neden olan yargý kararlarýna bakýn. 17 Aralýk sonrasý hükümete yönelik yasa dýþý saldýrýnýn üssü olan siteyi engelleyen ‘hükümet’ deðil, ‘vatandaþ’...
21 Þubat yazýmda belirtmiþtim;
2009 yerel seçimlerinde Ýstanbul Büyükþehir Belediye Baþkan adayý olan Kemal Kýlýçdaroðlu da, Facebook’ta açýlan “Kýlýçdaroðlu PKK’lýdýr” grubuna karþý “mümkünse gruba, deðilse Facebook’a eriþimin engellenmesi” istemiyle dava açmýþ; mahkeme de ‘sitenin engellenmesi’ kararý vermiþti. Ancak TÝB’in giriþimleri sonucu Facebook içeriði kaldýrmýþtý.
Kýlýçdaroðlu bugün bu olay hiç olmamýþ gibi davranýyor. Pekçok konuda öyle yapýyor ya...
Ama o baþvuruyu yapmaktan baþka çaresi yoktu o gün. Belki Kýlýçdaroðlu’nun giriþimi de etkili oldu ve Facebook, Türkiye’de ofis açtý, ‘hukuki iþbirliði’ni kabul etti. Artýk Facebook hesaplarýyla ilgili bir sorun yaþanmýyor.
Devletin ‘demokratik düzeyi’ni sorgulayanlar kendilerini de sorgulamalý.
Ya “Twitter’in kimin hakkýný ihlal ettiði umrumda deðil; yeter ki benim ‘tweet’ özgürlüðüm kýsýtlanmasýn” diyeceksiniz;
Ya da; siz kullandýðýnýz için para kazanan þirkete “Yurttaþýmýn, arkadaþýmýn, komþumun hakkýnýn ihlal edilmesine izin verme” diyeceksiniz.
Tabii maksat baðcýyý dövmek deðil, üzüm yemekse...