Üç dýþ, bir iç tehdit

Türkiye’yi gitmekte olduðu yönden çevirmek ya da uygulamak istemediði bir politikaya razý etmek için 1970’lerden beri uygulana gelen bir baský paketi vardýr. Bu paketin içinde PKK, Kýbrýs ve soykýrým konularý olur; dolayýsýyla Türkiye’nin Avrupa, ABD ve Rusya iliþkileri bu üçlü ile yeniden düzenlenmeye çalýþýlýr.

Türkiye’yi bu üç sorunla ayný anda mücadele etmeye zorlayan oyuncularýn hangileri olduðunu söylemek kolay olmamakla birlikte, genel olarak bunlarýn Türkiye’yi belalardan kurtaran oyuncular olduðu tahmin edilebilir. Ancak sorumluyu sürekli dýþarýda aramak, tam da baskýnýn sonuç vermesine yol açtý. Zira PKK, Kýbrýs ve Soykýrým konularý, hükümetlerin üzerinde irade ve otorite kullanmak isteyenler açýsýndan son derece iþlevsel bulundu. Üç büyük tehdit, iç ve dýþ düþmanlar korkusunun yayýlmasýnda baþarýlý biçimlerde kullanýldý, kurtarýcý olarak görülen silahlý kuvvetler de kendilerine verilen bu payeyi siyasal yaþama müdahaleler yapma hakký olarak gördü. Dolayýsýyla vesayetçi yapýlar bu üç sorunun diri kalmasýndan hiç rahatsýz olmadýlar.

Risk

Eski Türkiye, yýllar ve nesiller boyu bu sorunlarýn týrmanma-azalma sarmalý içinde varlýk sürdürdü. Bu da tüm komþularý ve müttefikleriyle iniþli çýkýþlý iliþkiler yaþamasýna yol açtý. Bu arada iç çatýþmalar yaþandý; saðcý-solcu, Alevi-Sünni, Kürt-Türk diyerek gençler birbirini öldürdü; evler, köyler, insanlar yakýldý, askerler, öðretmenler, aydýnlar öldürüldü. Okullar, karakollar, heykeller ve bayrak hedefe kondu.

Bugün ne yazýk ki benzer bir sürecin ipuçlarý var. PKK-PYD yeniden silahlý terör örgütü mertebesinde anýlýyor. TSK kurumsal internet sitesinde, 7 Ekim’de gerçekleþen bir olay, aynen þu þekilde aktarýyor: “Bölücü Terör Örgütüne müzahir 400-500 kiþilik bir grup tarafýndan, Aðrý / Doðubayazýt’ta Kurtuluþ Ýlköðretim Okulu’nun bahçesinde bulunan Atatürk büstüne ve Türk bayraðýna saldýrýda bulunulmuþ, Emniyet Müdürlüðü ekiplerinin müdahalesi ile Atatürk büstü ve Türk bayraðý muhafaza altýna alýnmýþtýr.”

Bir ilkokuldaki büstü yýkmak için 500 kiþi saldýrýyorsa, örgütün Don Kiþot olarak anýlmasý önerilebilir. Ancak buradaki mesele, olayýn kendisinden çok yaratmasý beklenen algý. Ya PKK yeniden büyük düþman olarak tanýmlanmak istiyor ya da öyle görülmesini isteyen baþkalarý var.

Önlem

Anlaþýlan o ki, istenen algý yaratýlmýþ durumda; önce birbirimizi öldürmeye baþladýk; sonra da sokaða çýkma yasaklarý geldi. Tam bu sýrada Kýbrýs’taki müzakereler de durdu. Rastlantý demek zor. Rum tarafý, Kýbrýs’taki doðalgaz sondaj bölgesinde Türk savaþ gemilerinin tacizi olduðunu ileri sürüp masadan kalktý.

Rumlar masadan kalkmak için bahane bulmuþ ya da o bahaneyi Türkiye vermiþ olabilir. Ama sonuç itibarýyla PKK ile Kýbrýs konularý güvenlik sepetinin içine girmiþ ve iç çatýþma riski de ortaya çýkmýþ durumda. Tabloyu tamamlamak için soykýrým çýkýþýný bekleyebiliriz.

Söz konusu sarmala yeniden düþmemek mümkün ve bunu ancak Türkiye halklarý yapabilir. Eline silah kapýp sokaða çýkan, oraya buraya saldýrýp ateþe veren herkes, esasen kimin kovasýna su taþýdýðýný görmek durumunda. Hazýr ortalýk karýþýkken hükümeti zor durumda býrakmanýn ya da ona hata yaptýrmanýn peþinde olanlar olabilir. Bu, siyasetin doðasýna uygun. Ancak soru þu ki, içerideki kývýlcým büyüdüðünde yangýndan hiç bir kesim zarar görmeden çýkamaz. Kabul edelim, Suriye sorunu çoktandýr bizim sorunumuz. Esad’ýn zulmüne maruz kalanla ID’nin zulmüne maruz kalanlar arasýnda bir tercih söz konusu olamaz. Bir tercih yapýldýðý algýsý varsa, bunun tersine çevrilmesinde yarar var.