Cuma günü tam hafta biterken, yine ekonomide ve siyasette acayip þeyler oldu; böyle haftanýn son saatlerinde ‘göreceksiniz, bu dönem bitecek, Erdoðan gidecek’ cephesinde, bunlarýn akýllarýnýn alamayacaðý ‘þeyler’ olduðu zaman epey eðleniyorum. Þimdi þu güneþli pazar günü sizin için bu eðlenceliklerden bir seçki yaptým...
Ekonomiden baþlayalým; ABD’de cuma günü açýklanan tarým dýþý istihdam verisi beklenenin üzerinde geldi ve iþsizlik de yüzde 6.3’e geriledi. Biliyorsunuz, ABD’de özellikle iþsizlikte iyi gelen veriler, Fed’in tahvil alýmlarýný azaltmasýnýn yaný sýra faizleri de yakýn zamanda yükselteceði beklentisini güçlendirdiði için, bu durum hemen Türkiye gibi ülkelerde, olumsuza dönen piyasa verileri ile kendisini gösteriyor. Borsa düþüyor, yerel para, dolar karþýsýnda deðer yitirirken faizler de yükseliyor. Cuma günü bu durum, ABD’den gelen veri ile birçok geliþmekte olan ülkede görüldü, ancak Türkiye’de tam tersi oldu; borsa yükseldi, TL, dolar karþýsýnda deðer kazandý ve gösterge bileþik faiz de olduðu yere çakýldý.
Ýþte bundan sonrasý tam eðlencelik; tahmin edeceðiniz haber kanallarýnýn ekonomi yayýnlarýný ve ekonomi yayýný yapan kanallarý, bu saatten sonra komedi dizisi niyetine de izleyebilirdiniz. Þöyle yorumlara rastladým:-abartmýyorum-...
‘Tamam, biz olumlu ayrýþýyoruz, Avrupa Merkez Bankasý geniþleme yapacak beklentisini, Cumhurbaþkaný seçimi sürecinin sorunsuz olacaðýný ve Merkez Bankasý’nýn faiz indirimi algýsýný piyasalar olumlu satýn alýyor, ancak bunlarýn hiçbiri ya olmazsa -ki olmama ihtimali yüksek- siz o zaman Türkiye’yi görün, ne olur.’
Evet, aynen bu yorumu duydum.
Parti kararýný verdi...
Sonra akþam saatlerinde AK Parti MKYK kararlarý geldi; üç dönem kýsýtýnýn devam edeceði birçok kanalda alt yazý olarak geçmeye baþladý... Bunun da anlamý çok açýktý; iktidar partisi, yeni dönemi yürütecek yeni kadrolarla yola devam edecekti ve bu karar aslýnda Cumhurbaþkaný’nýn da kim olacaðý konusunda güçlü bir ipucu veriyordu. Nasýl ki, tam þu sýralar Türkiye’nin, diðer geliþmekte olan ülkelere göre, olumlu bir yöne neden gittiðini anlayamayanlar ve hâlâ ‘belki kötü bir þeyler olur’ beklentisi içinde olanlar, AK Parti’den cuma akþamý çýkan bu kararý da hiç anlamadýlar.
Cevdet Yýlmaz herþeyi anlattý
Þimdi, AK Parti’nin þu üç dönem kýsýtý ile Türkiye ekonomisinin olumlu olarak ayrýþmasý arasýndaki iliþkiye geleceðiz ama cuma akþamý 360 Haber Kanalý’nda Referans 360 Programý’nda bize konuk olan Kalkýnma Bakaný Cevdet Yýlmaz’ýn söyledikleri de tam burayý tamamlýyordu.
Uzun zamandýr, Kalkýnma Bakanlýðý’nýn bu yeni dönemdeki iþlevi ve Cevdet Yýlmaz’ýn burada yaptýklarý konusunda düþünüyorum. Biliyorsunuz, Kalkýnma Bakanlýðý, Devlet Planlama Teþkilatý’ndan doðan bir bakanlýk ve bu kurumun adeta devamý olarak deðerlendiriliyor. Böyle olunca, ‘serbest piyasanýn olduðu yerde plan olmaz’ algýsýnýn da kurbaný bir bakanlýk oldu Kalkýnma Bakanlýðý...
Ancak artýk böyle deðil. Kalkýnma Bakanlýðý; programda Cevdet Yýlmaz’ýn altýný çizdiði gibi, hükümete danýþmanlýk yapan ve bir düþünce kuruluþu gibi çalýþan yer deðil, tam aksine icracý bir bakanlýk. Kalkýnma Bakanlýðý, çözüm sürecinin ekonomik altyapýsýný inþa eden, piyasanýn hakkaniyeti için çalýþmalar yapan, gelir daðýlýmý çarpýklýklarý ve bölgesel eþitsizliklerin giderilmesi doðrultusunda çok farklý kurumlarý yönlendiren ve yaptýðý planlarla da ekonominin gideceði yollarý döþeyen bir bakanlýk.
Büyük deðiþimin üç ayaðý
Cevdet Yýlmaz, bundan sonrasý için üç çok önemli þey söyledi; birincisi bundan böyle Türkiye’de piyasa mekanizmasýnýn doðru çalýþmasý için her þeyi yapacaðýz, anti-tekel düzenlemeler devam edecek, KOBÝ ekonomisini öne çýkaracaðýz. Ýkincisi; bölgesel eþitsizlikler ve gelir daðýlýmýnýn düzelmesi için bundan böyle de çok önemli adýmlar atacaðýz; üçüncüsü, Türkiye’de, yüksek katma deðer üreten sektörleri ve yapýlarý-iþletmeleri konsolide eden, öne çýkaran ve onlara küresel rekabet þansý veren adýmlarý atacaðýz, Ar-Ge’yi bu baðlamda destekleyip, milli gelir içindeki payýný artýracaðýz. Aslýnda bütün bunlar 10. Beþ Yýllýk Kalkýnma Planý’nda da var. Örneðin Türkiye’nin savunma sanayinde dýþa baðýmlýlýðýnýn, týpký geliþmiþ ülkelerdeki gibi, yüzde beþe kadar düþürülmesi -ki þu sýra bu oran yüzde 50’lerde- Bakanlýðýn temel hedeflerinden.
Türkiye’yi iþte böyle yok etmeye çalýþtýlar...
Ancak bunun olabilmesi için, Türkiye’nin bir önceki dönemde yaptýðý bütün yanlýþlarýn hýzla telafi edilmesi lazým. Örneðin, þimdiye deðin, Türkiye’nin bütün stratejik sanayi tesisleri iki þekilde yok edilmeye, uyutulmaya çalýþýlmýþ.
Birincisi kamuda olanlar, yanlýþ özelleþtirmelerle ortadan kaldýrýlmýþ. Bunlar, eskinin devam etmesini isteyen oligarþi içindeki tekelci yapýlara devredilmiþ ve tekeller de bu tesisleri, ayaða kaldýrmak yerine ya söküp arazi rantý peþine düþmüþ ya da uyutarak süreç içinde yok etmiþ. Yine Anadolu’da büyümeye dönük önemli sanayi tesisleri, stratejik büyüklüðe eriþmesin diye, yine bu tekelci merkez sermaye tarafýndan satýn alýnarak batýrýlmýþ.
Bu mekanizma þöyle iþliyordu; oligarþi içindeki tekelci yapýlar, kamuda ve kamu dýþýnda, büyüyerek kendilerine rakip olabilecek stratejik iþletmeleri belirliyor ve bu iþletmeler gerekirse ortak bir havuz oluþturularak satýn alýnýyor ve yok ediliyordu. Kamunun olan iþletmeler de, bu tekelci yapýnýn, bürokrasi içindeki unsurlarý ile atýl arpalýklara dönüþtürülüyordu.
Bunlar, kesinlikle, þimdi kamu bankalarý örneðinde olduðu gibi, kâr amaçlý, rekabetçi bir anlayýþla çalýþtýrýlmýyordu. Biliyorsunuz sonra bu yapýlar, özelleþtirme furyasý zamanýnda da ilk önce mafya yapýlarýna oradan da tekelci sermayeye devredilerek yok edildi.
Ýþte o medya bu medya...