Milletin karþýsýnda, hasým cephenin yanýnda üç merkez, bugüne kadar hiç piþmanlýk itirafýnda bulunmadý.
1. Vesayetin TSK içindeki cuntacýlarý. 27 Mayýs 1960’la baþlayan darbelerin hiç birinden, darbelerin insanlýk dýþý cinayetlerinden ve zulümlerinden asla piþmanlýk duymadýlar.
2. Darbecilerin destekçisi, milletin inançlarýna gericilik paranoyasý ile saldýran, milli iradeyi hazmedemeyen medya.
3. FETÖ elebaþý F. Gülen ve FETÖ elemanlarý…
Hâlbuki piþmanlýk duyanlar oldu bu ülkede.
Bir dönem hüsnü zanna dayalý bakýþla “cemaat”, “hizmet hareketi” diye sahip çýkýlan yapýnýn, bir terör örgütü olduðu anlaþýlmaya baþlayýnca, baþta yönetim kademesi büyük bir çoðunluk, FETÖ’nün karþýsýna dikildi.
Neden iyi niyetli bir bakýþ olmuþtu?
Vesayetin dine ve dindarlara yönelik paranoyasý, 1960’lardan sonra milli ve manevi deðerleri önemseyen/benimseyen ve azgýnlaþan sol teröre karþý çýkan gençlik hareketlerini baþlattý.
Milletimiz de artýk Allah, peygamber diyen, yeni nesillerin manevi/milli eðitimine önem veren her adýmý, grubu, cemaati hüsnü niyetle destekliyordu.
Ýþte böyle bir atmosferde “Gülen cemaati” bilhassa yurtlar, okullar, dershaneler, üniversiteler, hastaneler yoluyla aileleri, yakýnlarýný etkilemeye baþlamýþtý. Onlarýn kurumlarýna giden çocuklardaki, gençlerdeki müspet deðiþim þehir efsanelerine dönüþtü.
Bir de üstüne, daðýlan Sovyetler Birliði’nin ardýndan baðýmsýzlýðýný ilan eden Türk Cumhuriyetlerinde Türk okullarýnýn açýlmasý geldi. Bütün Türkiye heyecanlandý. Toplumun yüzde 80’i etkilendi.
Artýk büyük þehirlerin stadyumlarýndaki Türkçe olimpiyatlarýna koþan on binleri stadyumlar almýyordu. Meclis Baþkanlarý, Bakanlar, belediye baþkanlarý gelen konuklara ev sahipliði yapýyordu.
Milletin hissiyatýna paralel Rahmetli Özal, Demirel, Ecevit, Erdoðan farklý görüþlerden siyasetçiler ve devlet adamlarý da bu yapýya hep iyi niyetle destek oldu.
Ne zaman ki 7 Þubat 2012 MÝT krizinden itibaren, Gezi ayaklanmasý, 17/25 Aralýk siyasi darbe teþebbüsü, MÝT TIRlarýnýn durdurulmasý ihanetleri ortaya çýktý, iþ deðiþti.
Baþta Cumhurbaþkaný Erdoðan bu yapýyla mücadele baþladý. 15 Temmuz darbe teþebbüsü sonrasýnda artýk ihanet, kalleþlik, Haçlý ittifakýnýn taþeronluðu, milletimiz tarafýndan apaçýk görüldü.
Bir zamanlar bu yapýya iyi niyetle destek verenler üzüntülerini, piþmanlýklarýný hemen her fýrsatta ifade ettiler. Bir erdem ve yiðitlik olarak “Rabbimiz, milletimiz bizi affetsin” dediler.
Amma 7 Þubat’tan 2012’den itibaren FETÖ’nün bütün hamlelerinde ona destek olanlar, onunla yan yana olanlar hiç piþmanlýk göstermediler.
Tam tersine, piþmanlýk duyanlara, dönüp dönüp “siz destek verdiniz, siz önlerini açtýnýz, Gülen’le ilgili neler neler dediniz, yazdýnýz” diye FETÖ’nün beþinci kolu gibi afra tafra yaptýlar/yapýyorlar…
Piþman olanlar, risk alarak FETÖ ile yalýn kýlýç mücadele ederken bunlar þehitler, gaziler verdiðimiz 15 Temmuz ihanetini “kontrollü darbe” diyerek hükümeti suçladýlar. Pensilvanya’daki FETÖ elebaþýnýn algý operasyonuna, ABD ve Avrupa’nýn saldýrýlarýna malzeme taþýdýlar.
Piþmanlýk bir üzüntüyü, erdemi ve en önemlisi samimiyeti ifade eder.
Piþman olmamak ise samimiyetsizliðin, bir daha fýrsat olsa ayný þeyi bir daha yapma beklentisinin, dün de bugün de haklý olduðunu dayatmanýn ölçüsüdür.
Evet, bu ülkede piþmanlýk duymayan üç merkez var:
1. TSK içinde yuvalanan, dini ve dindarlarý bu ülke için tehdit gören, irtica paranoyasý iliklerine kadar iþlemiþ cuntacýlar…
2. Vesayet düzenine yataklýk yapan, cuntacýlarý kýþkýrtan ve onlarý cumhuriyeti koruyup kollayan demokrasi kahramanlarý olarak parlatan, pazarlayan gayri milli medya.
3. FETÖ elebaþý F. Gülen ve FETÖ lider kadrosu ile hala Gülen’i beklenen kurtarýcý olarak gören zavallýlar…
Üçü de piþman olmadý. Neden?
Çünkü güçlerinin bittiðini, tükendiklerini kabul etmiyorlar. Kendilerine bir fýrsat doðacaðýna, bunu da Batý’nýn saðlayacaðýna ve yeniden geri geleceklerine inanýyorlar.
Göremedikleri ne? 15 Temmuz’da, Fýrat Kalkaný’nda, Afrin’de dirilen Çanakkale ruhu…