Üç Müslümanı öldüren Hicks’in psikolojisi

Olayın gazete haberi şöyle: “Kuzey Carolina Üniversitesi yakınlarında sakin bir yerleşim yeri olarak bilinen Chapel Hill bölgesinde yaşayan Deah Shaddy Barakat (23), eşi Yusor Muhammed (21) ve baldızı Razan Muhammed (19), evlerinde uğradıkları silahlı saldırıda hayatını kaybetti. Kanlı olayın ardından 46 yaşındaki Craig Stephen Hicks, 3 genci öldürdüğünü itiraf ederek polise teslim oldu.”

Olayın daha açık hali ise şöyle: Shaddy Barakat Filistin kökenli, Ürdün vatandaşı, diş hekimliği öğrencisi. 1.5 yıldır öldürüldüğü apartmanda yaşıyor. Bu dönemde komşusuyla bir sorunu yok. Shaddy bir ay önce evleniyor. Eşi de diş hekimliği öğrencisi ve başörtülü. Baldızı da öğrenci, başörtülü ve kendileri ile beraber yaşamaya başlıyor.  Komşu Hicks ile bir park sorunu açığa çıkıyor. Hicks bir kez silahla tehdit ediyor. Sonra eve gelip, üçünün de başına sıkarak öldürüyor.

Olayı anlamak için biraz daha bilgiye ihtiyacımız var. Acaba eylemi yapan Hicks’in profili nasıl? Profil şöyle: Beyaz, 46 yaşında, erkek, avukat yardımcılığı eğitimi almış, dinler karşıtı, radikal ateist. Facebook’unda dinler karşıtı radikal söylemler yazıp paylaşıyormuş.

Hicks’in temel motivasyonu neydi?

 Şimdi esas sorumuzun cevabını aramaya koyulalım. Hicks’in bu üç Müslümanı öldürmesinin ana motivasyonu nedir? Tartışmaya başlayalım. İlk sorumuz şöyle: Hicks diğer komşuları ile de park problem yaşamış. O park yeri sorunu yaşadığı kişileri öldüren bir psikopat  veya akıl hastası mı? Bu sebeple de bu üç kişi, Müslüman olmasından dolayı değil de, Hicks için rastgele hedef mi? Cevabım şöyle: Hicks, daha önce kimseyi öldürmemiş. Hatta hiç bir suç kaydı yok. Hiç bir akıl hastalığı belirtisi de yok. Bu sebeple de üç Müslümanın rastgele hedef olduğunu söyleyemeyiz.

Halen şu soru sorulabilir: Psikopat olmayan, sıradan insanlar da, ani bir öfke nöbetiyle insan öldürebilirler. Acaba Hicks öfke haliyle cinayet işlemiş olmasın? Ciddiye alınması gereken bir yaklaşım. Tartışalım. Hicks, çeşitli seçeneklere sahipti. Sözlü tartışmaya devam edebilirdi. Dövüşebilirdi. Veya eve gittiğinde Shaddy’i korkutabilir, bacaklarına sıkabilirdi. Sadece Shaddy’I öldürebilirdi. Tüm bunları yapmadı. Üç kişiye de yakın mesafeden, başlarına sıktı. Kontrollü, planlanmış ve kararı alınmış bir eylem demek daha doğru.

Hicks’in psikolojisi: Görevini yapan kahraman

Benim açıklamam şöyle: Bireysel olarak insan ilişkilerinde kavgacı ve şiddete yatkın bir birey var. Bu kişilik özellikleri ile tüm komşularıyla park meselesinden dolayı kavga ediyor. Bu kişi aynı zamanda radikal din karşıtı, özellikle de islam karşıtı  görüşlere sahip.

Bu birey şu an Amerika’da var olan islamofobik sosyal ortamda yaşıyor.  Bu sosyal ortamın baskın mesajı Müslümanların terorist ve Amerikan karşıtı olduğunu söylüyor. Bu kişi aynı zamanda sanal alemde kendine benzeyen kişiler ile de alt kültür bağları kurmuş. Adam bu halde iken, Müslüman ve Arap olduğu açık belli olan iki başörtülü komşusu oluyor. Komşular; genç, Müslüman göçmen ve kolay av konumundalar. 

Bu psikolojik ortamda, Hicks hızla park meselesinden, Amerikan toplumu adına terörist öldürecek, anti-din görevini yapacak bir kahraman psikolojisine geçiş yapıyor. Bir nevi Charlie Hebdo’nun intikamını alacak adam rolüne soyunuyor. Bu ruh hali ile üç Müslüman’ın evine gidip, soğukkanlı bir terorist gibi, başlarına kurşun sıkarak infaz ediyor. Tıpkı Charlie Hebdo’ya saldıranlar gibi.

Sonuç olarak, Hicks’in komşusu üç Müslümanı öldürmesinin temel motivasyonu, içsel nedeni, itici psikolojik gücü “Müslümana duyulan nefret”. Ne yazık ki, Amerika ve Avrupa’da buna benzer Müslümana nefretten kaynaklanan cinayetleri görmeye devam edeceğiz.