Akþener’in partisi kurulalý üç yýl, Davutoðlu’nun partisi kurulalý üç ay, Babacan’ýn partisi kurulalý üç gün oldu.
Her üç parti de siyasette bir boþluk olduðu, o boþluðu kendilerinin dolduracaðý iddiasýyla kuruldu.
Hatta Akþener ve Babacan boþluðun merkezde olduðunu, kurduklarý partinin iþte bu boþluðu dolduracaðýný iddia edecek kadar da “ileri” ifadelerde bulundular.
Oysa ne son seçimler, ne her iki ismin siyasi geçmiþi, çaðrýþýmý ve koordinatlarý bu iddiayý doðruluyor. Partilerin kadrolarý da doðrulamýyor, Ýyi Parti’nin “adet” hesabý vekil borçlanarak gittiði halktan aldýðý oy da doðrulamýyor.
Çünkü merkezi dolduran partinin merkezdeki varlýðý aynen devam ediyor.
18 yýldýr iktidarda olan parti hala orada, merkezde. Toplumun geniþ ve farklý kesimlerinden, ülkenin coðrafi olarak her bölgesinden oy almaya devam ediyor.
Üstelik 15 Temmuz sonrasý MHP ile kurduðu Cumhur Ýttifaký Türkiye siyasetindeki aðýrlýðýný ve tayin ediciliðini de koruyor.
Hal böyleyken siyasette kendine yer açmak isteyen her heveskârýn ve sitemkârýn ilk vurgusu bu oldu; “merkezdeki boþluk”.
Siyaset yer çekimsiz ortamda, sýfýr noktasýnda yapýlmýyor, yapýlmaz. Seçmenin/toplumun idealleri, beklentileri kadar ülkenin siyasi, ekonomik, askeri, toplumsal gereklilikleri ve tercihleri de belirleyici olur.
Maharetli ve basiretli bir siyasi lider ideal olanla reel olan arasýndaki dengeyi doðru kuran kiþidir.
Bildiðimiz dünyanýn kabuðu çatlarken ve yeni dünya düzeni henüz kurulmamýþken; bölgemizdeki tüm ülkeler kanlý kaotik süreçler yaþarken ve Türkiye peþ peþe sofistike saldýrýlarýn hedefindeyken bu gerçeðe arkasýný dönerek siyaset yapýlmaz. Yapýlamaz.
Türkiye toplumu tehlikeyi bizzat yaþadý, saldýrýlara direndi, bu uðurda evlatlar kaybetti. Haliyle ülkeyi yönetecek siyasi partiden ve liderden de bu gerçekliðin farkýnda olmasýný ve doðru bir siyasetle mücadele etmesini bekliyor. Yokmuþ gibi davranmasýný deðil. Bu yüzden de seçmen mevcut partiler/ittifaklar arasýndan bunu en iyi yapacaðýný düþündüðü partiyi seçiyor.
Bu çerçeveden bakýnca siyasi arenaya yeni çýkan partilerin “merkez” iddiasý kendiliðinden çöküyor. Zira ne merkez boþ, ne AK Parti saða kaymýþ vaziyette.
Çok dar bir kesim hariç siyasi görüþü ne olursa olsun toplum geneli, Türkiye’nin sistematik bir saldýrý altýnda olduðunu görüyor ve bununla baþ etmede Erdoðan’ýn liderliðinin hakkýný veriyor.
Bilhassa 15 Temmuz öncesi-sonrasý yapýlan kamuoyu araþtýrmalarý da, bu süre zarfýnda yapýlan seçim sonuçlarý da bu deðerlendirmeyi doðrular nitelikte.
Merkez boþalmýþ deðil yani.
Ya da AK Parti durup dururken saða kaymýþ deðil. Ama “merkez” diye tanýmlanan siyasi alan –bile- ülkenin karþý karþýya olduðu risklerin farkýna vararak siyasetin bu risklere göre yapýlmasýný talep eder hale gelmiþ vaziyette.
O yüzden þunu görmek gerek.
Yeni kurulan partiler siyasi yelpazedeki merkezi deðil millet ittifaký diye tanýmlanan muhalefet cephesinin merkezine talip görünüyor.
Karþý cephenin ana karakterini CHP ve HDP oluþturuyor. Ve ikisi arasýndaki devasa boþluðun merkezinin doldurulmasý gerektiði için seçimlere giderken alelacele, derme çatma bir köprü kuruldu. Adýna Ýyi Parti denildi.
Ýyi Parti milliyetçi ulusalcý görünümüne raðmen “merkezi dolduracaðým” dedi ve seçimlerde de yüzde 9 ile CHP ve HDP ittifakýnýn oluþturduðu dehþeti dengeleyerek parti tabanlarýný yatýþtýrdý.
Ama “karþý cephede” 2023 için yetersizlik aþikar. Muhalefet cephesinin sadece merkezi deðil saðý solu da delik deþik. CHP ve HDP tabanlarý ve teþkilatlarý iki taraflý olarak bu evliliði taþýyamýyor. Ýþ öyle bir noktaya geldi ki mahkeme marifetiyle oy iadesi istiyor birbirlerinden gizli ortaklar.
Ýyi Parti kurulduðu günden bu yana ufalanýyor. Oy aldýðý tabanýn tepkisine artýk bigane kalamýyor, üstelik kamuflaj etkisi de azaldý.
Haliyle karþý ittifakýn merkezi boþ!
Yeni kurulan partilerin ise iktidara talip olmak, iktidara ortak olmak gibi bir hedefi olmadýðý, kuvveden fiile geçtikleri þu üç yýl, üç ay, üç günde anlaþýldý.
Ama iktidar karþýsýndaki ittifak ortaklýðý için iþlevsel deðerleri elbette var.
Üstelik Akþener’in MHP, Davutoðlu ve Babacan’ýn ise AK Parti geçmiþlerine dair kamuoyuna esaslý birer öz eleþtiri vermesi gerekiyor.
O partilerde edinilmiþ siyasi kariyerlere yaslanarak kendi partilerini kurmalarý deðil tek sorun. Eski partilerinin baþarýlarýna ortakçý çýkýp noksanlarýný hatalarýný baþkalarýna yýkmalarý ve þimdi tam da buradan siyaset yapmaya kalkmalarý. Bu da yetmezmiþ gibi bir de bu kolaycýlýðý yüceltmeleri…