Uçaklara içki yasağı geliyor...

Ticari uçuşlarda 1963 yılından beri içki servisi yapılıyor. Mart ayından sonra tüm dünyada bu yasaklanabilir. Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği, Kanada’da düzenlenecek toplantıda uçaklardaki alkol servisi konusunu masaya yatıracak. Durduk yerde ya da bizim memlekette çok sık yapıldığı gibi siyasi sebeplerden kaynaklanan bir durum değil bu. 2007’den bu yana uçaklarda alkol tüketimine bağlı 15 bin vaka yaşanmış ki bu sadece rapor edilen sayı.Kurul’u uçakta içki servisini gözden geçirmeye iten sebep de, bu olayların uçuş güvenliğini tehlikeye düşürmesi, zaman zaman acil inişler ve uçağın geri dönmesine neden olması... Üzgünüm ama bizim memlekette bu konu uçuş güvenliği değil mutlaka siyaset üzerinden tartışılır.

***

Beverly Hills, Los Angeles’ın, tüm Amerika’nın ve belki de tüm dünyanın en sosyetik semti olarak bilinir. Her yanı, zenginlik ve ihtişam, emlak vergileri de çok yüksek ya, kendisini ayrıcalıklı ilan etmiş Beverly Hills.Tüm Los Angeles ve Amerika’da sokaklarda bulunan yangın çeşmelerinin rengi kırmızı sadece Beverly Hills’teki çeşmelerin rengi platin. İstanbul’da bir semtin ya da Türkiye’de bir şehrin kendisine böyle resmi ayrıcalık tanıdığını düşünsenize... Yer yerinden oynar, belediye başkanı hem medyanın hem de diğer siyasi partilerin hedefi olurdu. Emlak vergisi oranına göre olsa bile resmi ayrıcalıkları sevmeyiz biz ama İstinye Park’ın meydanındaki kafe ve restoranların zenginlere, yiyecek katının daha az gelirlere hitap etmesini de normal karşılarız...

***

Hollanda’da, Harlem şehrinde çöpleri karıştırıp kirliliğe neden oldukları gerekçesiyle martılara savaş açıldı.Belediye yumurtalarını çaldı, lazer ışıkları kullandı, olmadı, son çare martı besleyenlere 130 Euro para cezası verilmesi kararı alındı. Geçmiş yıllarda da Venedik ve New York’ta pisliklerini temizleme maliyeti yüksek olduğu için yemlerine ilaç katarak güvercinleri kısırlaştırma operasyonları görmüştük. Bu kararların tamamını belediyeler alıyor orada ama bizde belediyeler, vatandaşların alıp bakamadığı ya da sıkılıp sokağa bıraktığı hayvanlara bakmak zorunda.  

Elbette sokak hayvanlarına bakılacak ama sadece cins hayvanları kutsayan ya da sadece cins hayvan seven vatandaşların durumu konuşmaya değmez mi?Ya da bir başka senaryo, İstanbul’da martılar ya da güvercinlerle mücadele kararı alında neler olur neler...

***

Dünyada olağan bütün karar ve tartışmalar bizim memlekette siyasi tartışmaya dönüyor. Hal böyle olunca hem gerçek siyasi tartışmalar önemini yitiriyor hem hayata siyaset üzerinden bakanlar her konuda mağlubiyet ya da zafer duygusu yaşıyor hem de herkes yoruluyor. Farkında olan var mı?