Darbe planı yaptığı gerekçesiyle yargılanıp ağır hapis cezasına çarptırılan mütekait generalin refikası, mezkûr planı deşifre eden gazeteci hakkında suç duyurusunda bulunmuş.
Hadi ismini de verelim:
Bu gazeteci Mehmet Baransu...
Buyuruyor ki refika hanımefendi: “Orhan Aykut, sahte belge üreten ve eşlerimizi sahte belgelerle, sahte CD’lerle içeriye attıran çetenin icraatlarını açıkladı. Umarım bu dilekçemizde adalet yerini bulur. Bu sahte belge üreten çete çöker...”
Devam ediyor hanımefendi: “Mesela ordu karargahından alınan resmi belgelerin teslim edildiği kişi olarak açıklanan İskender Pala diye birisi var. Ondan o belgeleri alan bir milletvekili var. Ramazan Akyürek var. Onunla birlikte çalışan ve sahte belgelere iddianame hazırlayan 60’ı aşkın kişi var. Onlar hakkında suç duyurusunda bulunduk.”
Sadece Mehmet Baransu değil...
İskender Pala ve İhsan Arslan hakkında da suç duyurusunda bulunmuş.
Baştan alalım:
Birileri Balyoz belgelerini karargahtan çalıp, Mövempick Oteli’nde romancı İskender Pala’ya teslim ediyor.
Pala’dan AK Partili İhsan Arslan’a intikal ediyor.
İhsan Arslan da, “sözleşildiği üzere”, çalıntı belgeleri Ankara’da sahte belgelerle iddianame düzenleyen bir çeteye (bu çete savcılardan oluşuyor olabilir mi?) havale ediyor.
Savcılardan ve polislerden oluşma bu çete de, “işlenmiş” ve üzerinde çalışılmış belgeleri bir bavul içinde gazeteci Mehmet Baransu’ya teslim ederek, Balyoz sürecini başlatıyor.
Haberi yanlış okumadıysam, bunu demeye çalışıyor hanımefendi.
Peki, hanımefendi iddiasını kime dayandırıyor?
Orhan Aykut’a ve Aydınlık gazetesine...
Orhan Aykut kim?
Eski bir Emniyetçi...
Orhan Aykut’a ve bu iddiaları manşete taşıyan Aydınlık gazetesine geçmeden önce, kendi vicdanında yanıtlaması istemiyle bazı sorularım olacak hanımefendiye:
Refikiniz beyefendinin gerçekten de darbe düşünmediğini söyleyebilir misiniz?
Kulakları çınlasın, demokrasiyi çok mu severdi beyefendi?
Sivillerin yönetimine pek mi bayılırdı?
Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki hükümeti “tepelemeyi” hiç mi aklından geçirmezdi?
BÇG’deki malum icraatlar kime aitti?
Onca fişlemeyi kim yaptı?
Sesine korkunç bir tını vererek, “Tepeleneceksiniz!” diye kim ünledi?
Kimi tepeleyecekti refikiniz beyefendi?
Tepeleme ameliyesinde hangi enstrümanları kullanacaktı?
Tamam, Balyoz yargılamalarında yanlışlıklar yapıldığına, “kurunun yanında yaş da yanar” düsturunca, bazı masumlara gadredildiğine ben de inanırım...
Her yargılamada “adli hatalar” olur.
Fakat, refikiniz beyefendi, darbe düşüncesini eylemlerinden, beyanlarından, üstün fikirlerle donatılmış yazılarından, hatta günlük konuşmalarından eksik etmemiş bir beyefendidir. Siz bizden daha iyi tanıyorsunuz...
Orhan Aykut’a gelince... (Uçmaya hazır olun!)
İşbu Orhan Aykut, bundan bir süre önce de, İhsan Arslan’ın gizlice İmralı’ya gidip Abdullah Öcalan’la görüştüğünü, “tutuklanacak generaller listesini” bizzat Öcalan’ın elinden alarak ilgili adrese (herhalde polislerden ve savcılardan oluşma çeteye) gönderdiğini iddia etti.
Maocu Aydınlık gazetesi de, bu iddiayı manşete taşıdı...
Demek ki darbe yargılamalarını “içeriden” Öcalan yönetiyor...
Bu iddiaya bakarak işin ciddiyetini anlayın ve suç duyurusundan bir şey çıkıp çıkmayacağına kendiniz karar verin.