Üfürükten teyyare

Nedir Üfükten Teyyare?
Gurup Vitamin’in bir şarkısı mı?
Kılıçdaroğlu Kemal Bey’in 8 Haziran seçimleri öncesindeki söylemleri mi? 

“Çok acayip pek garip

Bir haldeyiz ya habib

Durumu kurtarmaya

Yetmiyor hiç bir tabip!”

Bilmem anlatabildi mi?

Neyse... Cevaplardan ikisi de doğru!

Elbete Gurup Vitamin’in bir şarkısı.

Elbette Kılıçdaroğlu Kemal Bey’in gerek söylem gerekse de eylemlerini tanımlayan bir şarkı.

Örnek mi?

KIlıçdaroğlu Kemal Bey’in Kemal Derviş’e seçim sonrası kurulacak CHP hükümetinde bakanlık önerisi nedir?  Ali Bayramoğlu’nun da söylediği gibi Derviş’in bakan olması Türkiye için bir katkıdır. Ne var ki, CHP’nin iktidar olma ihtimali bulunmadığından bu öneri sadece bir göz boyama, panayır sihirbazlarının hokus pokus iki tavuk bir horozundan başka birşey değil.  Böyle bir açıklamayla ne kazanacağını sanır Kılıçdaroğlu Kemal Bey?  Adaşına bakanlık önererek seçimlerden ne kadar umutlu olduğunu mu kanıtlamak ister? Aslında “Benim partimde ekonomiden anlayan bir tek Allah’ın kulu yok. Onun için Kemal Bey’i davet ettim” demektedir de farkında değildir! Koskoca CHP’de ekonominin başına getirebileceğin bir tek kişi bulamadın da onun için mi adaşına gittin diye sormazlar mı?

Geçelim...

Bütün emeklilere dini bayramlarda birer maaş ikramiye vaadi ne ola?

“Biz iktidar olunca mazotun litresi 1 lira olacak” gibisinden çocukları bile kahkahadan kırıp geçirecek bir adet üfürükten teyyare mi?

Ancak bu vaadi notere onaylatınca Kılıçdaroğlu Kemal Bey vergi borcuyla burun buruna geldi ki resmen akıllara ziyan! Dile kolay, 1.7 milyon lira ödeyecek notere!

“Saçının yarısını normal şampuanla

yarısını hiç görmediği köyünün yağmuruyla yıkamış

ahenkle dans eder, nutuk atarken yakalanmış da

ahenk bir yorum yapamamış!”

Bu noter harcı ki 1.7 milyon lira tutmaktaymış, Kılıçdaroğlu Kemal Bey’in mi kesesinden çıkacak CHP’nin kasasından mı? Ya da üzerine mi yatılacak, milletvekilinin dokunulmazlık yastığına baş koyarak?

“Lafını edip lafını ediyor

Arkası nedense hep kuru kalıyor...”

Geçelim...

Kitap okumaya da pek meraklı Kılıçdaroğlu Kemal Bey.

Cüneyt Özdemir, olduğunca mayhoş değil olamadığınca hoş gösteririm amacıyla belki de, kitap okuyup okumadığını sorar Kılıçdaroğlu Kemal Bey’e.

Çok acayip, pek garip bir cevap alır:

“Pikkarty’nin ‘21. yüzyılda Kapital’ adlı kitabını okuyorum. Çok kalın bir kitap. Tamamını değil ama çok önemli yerleri, arkadaşların çizip işaretlediği önemli yerleri okuyorum!”

Bu nasıl bir cevaptır, nasıl akıllara ziyan bir cevaptır! Hangi fikrin ince gülü bir cevaptır?  Arkadaşlar “önemli” yerleri çizip işaretleyecek sen de kitap okuyacaksın!

Engin Ardıç Bilen Bilmeyeni Yener” diye bir yazıdan söz etmişti çocukken sınıfında, tahtanın üzerinde asılı duran. Kılıçdaroğlu Kemal Bey’in en büyük yanılgısıysa salt bilmemek değil, bilmediğini de bilmemek. İşte bu deyiş, yani “bilen bilmeyeni yener” söylemi de bizi alır hop diye 9 Haziran 2015 sabahına götürür...