Böyle bir “kalýp” türetildi... Kendilerini ya da gazeteciliklerini övme gereði duyanlar, genellikle bu kalýbý kullanýyorlar, “Uður Mumcu gazeteciliðinden geldiklerini” söylüyorlar.
Uður Mumcu gazeteciliðine bir þey demem...
Ýyi bir gazeteciydi.
Demokrat nitelemesinden uzak bir isimdi, düþünsel olarak örtüþmediklerine karþý oldukça kýyýcýydý, hatta tahammülsüzdü ama son derece baþarýlý ve “cesur” bir gazeteciydi.
Bombalý bir suikastla öldürüldü.
Son zamanlarýnda “silah kaçakçýlýðý”na ve terör örgütlerinin nasýl türetildiðine yoðunlaþmýþtý... PKK’nýn nasýl “ortaya çýkarýldýðýný” ve arkasýndaki uluslararasý güçleri(kimi “dost” ülkeleri) deþifre etmiþti.
Hadi daha açýk konuþalým:
Müttefiklerimizi ele veren bazý “bulgulara” ulaþmýþtý. Bugün Suriye’nin kuzeyinde “terör devleti” kurmaya çalýþan “dost” ülkenin kimi marifetlerini (PKK’nýn kurulmasý ve silah kaçakçýlýðý organizasyonu buna dâhildir) ortaya sermiþti.
Bu nedenle öldürüldü...
Ne zaman “Uður Mumcu gazeteciliði” sözünü (daha doðrusu böbürlenmesini) duysam, zihnim geriye sarýyor; hemen aklýma 12 Eylül öncesinde, sol ve sað ideolojik gruplarýn eline verilmiþ seri numaralarý ayný olan silahlar geliyor.
Devlet, darbeden sonra o silahlarý topladý ama o silahlarýn daðýtýmý ve paylaþtýrýlmasýnda görev alan resmî görevlilere dokunamadý.
Dokunmaya kalkanlar da (Uður Mumcu örneðinde olduðu gibi) havaya uçuruldu.
Bu hatýrlatmayý yapmamýn sebebi þu:
Bir soytarý (ismi lazým gelmez bir soytarý), sosyal medya hesabýndan, bu satýrlarýn yazarý hakkýnda birtakým iddialarda bulunmuþtu.
Elbette cevabýný da almýþtý.
Rahatsýzlýðýmdan dolayý 15 gün kadar uzak kaldýðým için görememiþim. Bir arkadaþým yolladý da oradan öðrendim.
Meðer eleman, yine sosyal medya hesabýndan, benden kopyaladýðý bilgileri (sanki kendisi ulaþmýþ gibi) aktararak, “Biz Uður Mumcu gazeteciliðinden geliyoruz” diye uçup duruyormuþ.
Bu soytarýya söylenecek þudur:
Uður Mumcu gazeteciliðinden geliyorsun ama hakkýnda kalem oynattýðýn “kurum”lardan haberin yok... “Vakýf”la “birlik”in farkýný bile benden öðreniyorsun...
Sonra da benden öðrendiklerini listeleyip, güya beni çürütüyorsun.
Gerçekten Uður Mumcu gazeteciliði yapmak ve bir iþe yaramak istiyorsan, þu “Karþý” gazetesi meselesini bir kurcala.
Bakalým altýndan kim ya da kimler çýkacak?
Kemal Kýlýçdaroðlu gazetenin “kuruluþ toplantýlarýna” katýlmýþ mý?
Bir sor, öðren bakalým!
Kaç yýlýn “casusiye” okuruyum; böylesine heyecanlý bir kitap okumadým.
Üç imzalý bir kitap: “Diplomatik Vahþet, Cemal Kaþýkçý cinayetinin karanlýk sýrlarý...”
Ýstihbarat konularýna vukufiyetiyle tanýdýðýmýz Abdurrahman Þimþek ve Nazif Karaman araþtýrmýþ, romancý Ferhat Ünlü kaleme almýþ.
Ýlk kez yayýnlanan ses kayýtlarý ve belgelerle, “Kaþýkçý” hadisesinin tüm detayýný öðreniyorsunuz. Sadece Kaþýkçý hadisesini deðil, bu cinayetin arkasýndaki uluslararasý güç savaþýný da öðreniyorsunuz. (Kitapta, ayrýca, “Küre Ýttifaký”nýn niçin ve kime karþý kurulduðuna iliþkin detaylý bilgi yer alýyor.)
Politik fiction ve casusiye meraklýlarý kaçýrmasýn...
Emeði geçenleri (özellikle Turkuvaz Kitap yetkililerini) tebrik ederim.