Ukrayna’da süregelen mücadelenin son raundunu Avrupa yanlýsý güçler almýþ gibi görünüyor. Ama bu bizi aldatmasýn. Bir defa buradaki mücadele son üç beþ yýlýn meselesi deðil, yüzlerce yýllýk geçmiþi olan karmaþýk bir etno-kültürel ayrýþma ve çatýþma sürecinin küçük bir parçasý yaþananlar. Ýkincisi bugünkü haliyle bile týpký bir satranç oyunu gibi karþýlýklý hamlelerle yürüyen bir mücadele bu. Bir taraf hamle yapýp üstünlük saðlamýþ gibi göründüðünde ona karþýlýk diðer tarafýn hamlesi hemen geliyor ve denge yeniden deðiþiyor. Yakýn geçmiþte hep öyle oldu. Bir Rus yanlýlarý, bir Avrupa yanlýlarý hamle yapýp öne geçtiler... Onun için nihai bir netice alýnmýþ olduðunu düþünmemek gerekiyor.
Geçen haftaki yazýda da anlatmaya çalýþtýðým gibi, Ukrayna’daki temel mesele nüfusun çok keskin çizgilerle “iki ayrý toplumdan” oluþuyor olmasý. Ülkenin doðu bölgelerinde yaþayan halkýn önemli bir bölümü doðrudan etnik Ruslardan oluþuyor, bu bölgedeki etnik Ukraynalýlar da kültürel olarak Rusya’ya yakýnlar, tamamýna yakýný Moskova Patrikliðine baðlý. Bu bölgelerde Rusça neredeyse Ukrainceden daha yaygýn.
Batý bölgesindeki nüfus ise Avrupa’ya daha yakýn. Bunlarýn bir bölümü Katolik, bir bölümü ise Vatikan’ýn otoritesini kabul eden Uniat Ortodoks. Bölgedeki halkýn daha büyük bir bölümü ise Kiev Patrikliðine ve Otosefal Ortodoks Kilisesine mensup.
Bu iki farklý toplumun ayný zamanda iki ayrý coðrafi bölgede yoðunlaþmýþ bulunmasý göz önüne alýnýrsa Ukrayna’yý bekleyen tehlikenin ne olduðunun anlaþýlmasý zor deðil. Zaten Rusya yanlýlarý her baþlarý sýkýþtýðýnda “bölünme” kartýný öne sürmekten çekinmiyorlar. Rusya iki seçenek dayatýyor Ukrayna’ya: Moskova yanlýlarýn hükümette olduðu seçenek veya Avrupa yanlýlarýn yönetimi ele geçirmeleri durumunda ülkenin bölünmesi seçeneði...
Avrasyacý jeopolitiðin teorisyeni Aleksandr Dugin, Ukrayna’nýn üniter yapýsýnýn parçalanmasýný Rus milli çýkarlarý açýsýndan elzem sayar. “Üniter Ukrayna’nýn daha fazla yaþamýný sürdürmesine izin verilemez” diyen Dugin’e göre, çözüm bu ülkenin üç parçaya bölünmesidir.
Üçüncü parça hangisi diyecek olursanýz, Kýrým. Buna bakarak, okuduðunu anlamaktan aciz bazý safderunlar vaktiyle “Türk dostu Dugin Kýrým’ýn baðýmsýzlýðýný istiyor” diye sevindirdik yorumlar yapmýþlardý... Bugünlerde de yine “Kýrým’ýn baðýmsýzlýðý” sözü çokça geçmeye baþladý. Türkiye’de birçok kiþi bunun olumlu bir anlam taþýdýðýný zannediyor. Bunun sebebi bence tarihi hafýzamýzýn bugüne iliþkin algýlarýmýzý etkilemesi. Þöyle açýklayayým:
Bizim bir tarihi hafýzamýz var, bugünü o hafýzanýn filtresinden geçirip algýlýyoruz. Mesela Bosna bizim için Müslüman Boþnaklarýn ülkesi demektir. Onun için Eurovision þarký yarýþmasýnda Bosna Hersek halk jürisi Türkiye’ye eksik puan verdiði zaman “bu nasýl kardeþlik” diye kýzýyoruz söz gelimi... Çünkü Bosna Hersek Cumhuriyeti’nin aslýnda iki devletten (Bosna Hersek Federasyonu ile Sýrp Cumhuriyeti) oluþtuðunu; bunlardan Bosna Hersek Federasyonu’nu ise Boþnaklarla Hýrvatlarýn beraberce oluþturduðunu aklýmýza getirmiyoruz. Boþnaklarýn Bosna Hersek Cumhuriyeti nüfusunun ancak yarýsýný teþkil ettiðini bilmiyoruz...
Ayný durum “Kýrým” için de geçerli. Tarihi hafýzamýzýn þekillendirdiði algý burasý için de benzer bir yanýlgýya sürüklüyor zihnimizi. Bin yýllýk Türk yurdu diye bildiðimiz Kýrým topraklarýnda Rus iþgalinin ardýndan iki yüzyýl boyunca sürdürülen demografik dönüþtürme politikalarý bir yana, Türk nüfusun 1944 yýlýnda tamamen sýfýrlanmýþ olduðunu aklýmýza getirmiyoruz. Onun için “Kýrým’ýn baðýmsýzlýðý” lafý geçtiðinde bunu “Kýrým Türklerinin baðýmsýzlýðý” olarak algýlayýp mutlu oluyoruz...
Oysa gerçek öyle deðil ne yazýk ki. Kýrým’da nüfusun yüzde 60’ýný Ruslar, yüzde 24’ünü Ukrainler, yüzde 12’sini Kýrým Tatarlarý oluþturuyor. Demek ki Kýrým’ýn baðýmsýzlýðý bu topraklarýn Rusya’ya katýlmasý anlamýna gelecektir. Dolayýsýyla ne Kýrým Tatarlarý’nýn ne de Türkiye’nin Kýrým’ýn baðýmsýzlýðýný istemesi ve dolayýsýyla Ukrayna’nýn bölünmesinden yana olmasý düþünülemez.
1944’de yurtlarýndan tamamen çýkartýlmýþ olan Tatarlarýn 1990’lardan itibaren Kýrým’a geri göçleri mümkün hale gelmiþse ve burada Kýrým Tatarlarý bugün politik bir aktör olarak rol oynayabiliyorlarsa bunu Ukrayna’nýn mevcut siyasi ve demografik yapýsýna borçluyuz. Bu bir. Ýkincisi Ukrayna bölünürse Türkiye ile Rusya arasýnda bir tamponun ortadan kalkmasý jeostratejik bakýmdan hiç de arzu edilir bir durum olmaz.