
Ukrayna'da 2014'ten bu yana giderek derinleşen ve 2022 itibarıyla uluslararası barış ve güvenliği tehdit eden savaş ortamının kalıcı biçimde sonlandırılabilmesi, ancak kapsamlı, çok katmanlı ve uluslararası güvenceler içeren bir barış mimarisi ile mümkündür. Bu bağlamda, Rusya'nın Ukrayna topraklarındaki işgal rejiminin ABD eliyle meşruiyet kazanmasından ziyade; 1995 tarihli Dayton Barış Antlaşması'nın Balkanlar'da sağladığı işlevsel fakat hassas dengeli yapının, Ukrayna bağlamına uyarlanmış bir versiyonunun dikkate alınması, hem çatışmanın tarafları hem de uluslararası toplum için rasyonel bir seçenek olarak değerlendirilebilir.
Dayton Antlaşması'nın temel yaklaşımı, Bosna-Hersek'in uluslararası kişiliğini ve toprak bütünlüğünü muhafaza ederken, devletin iç yapısını federatif ve güç paylaşımına dayalı bir modele dönüştürmesidir. Nitekim Dayton'ın Ek 4'ünde düzenlenen Bosna-Hersek Anayasası, ülkeyi iki özerk entiteye ayırırken; dış ilişkiler, gümrük, para politikası gibi merkezi nitelikteki yetkileri federal düzeye bırakmıştır. Bu örnek, Ukrayna için tasavvur edilecek federatif barış modeline normatif bir referans teşkil edebilir.
SAVAŞI SUSTURACAK ANAYASA: UKRAYNA İÇİN DAYTON-PLUS MODELİ
Önerilecek "Ukrayna Barış ve Federal Yeniden Yapılanma Antlaşması" kapsamında Ukrayna'nın uluslararası sınırları korunmalı, ülke bölünmüş bir yapı görüntüsü arz etmemeli, ancak çatışmanın merkezinde yer alan bölgeler için geniş özerklikler içeren bir federatif sistem kurulmalıdır. Bu model, hem Ukrayna'nın egemenliğinin tanınması hem de Rusya'nın güvenlik ve bölgesel temsil taleplerinin belirli ölçülerde karşılanması bakımından uzlaştırıcı bir çerçeve sunacaktır.
Bu bağlamda Kırım, Bosna-Hersek'teki Brčko Bölgesi'ne benzer şekilde, merkezi hükümete bağlı fakat özerk yönetsel statüye sahip özel bir federal birim olarak yapılandırılabilir. Kırım'ın nihai statüsünün uluslararası gözetim altında yürütülecek uzun vadeli bir referandum süreciyle belirlenmesi gündeme gelebilir; ancak geçiş döneminde federal Ukrayna içinde özel statülü bir özerk alan olarak varlığını sürdürmesi, çatışmanın sıcak boyutunu azaltacaktır.
Luhansk ve Donetsk bölgeleri için, Dayton'ın öngördüğü entite modeline benzer şekilde, federasyonun eşit bileşenleri niteliğinde iki ayrı federe birim oluşturulması önerilebilir. Bu birimler, kendi iç yönetimlerinde yasama ve yürütme organlarına sahip olacak; fakat dış politika, savunma ve mali istikrar gibi kritik alanlarda federal hükümete bağlı kalacaklardır. Dayton'da olduğu gibi, federal karar alma süreçlerinde bu bölgelerin temsiline ilişkin veto veya "hayati çıkarlar koruma mekanizmaları" tasarlanabilir.
Zaporijya ve Herson bölgeleri için de, çatışmanın niteliği ve demografik yapı dikkate alınarak özel statülü iki federe bölge kurulması mümkündür. Bu bölgelerin, geniş yerel idari özerkliklere sahip fakat federal yapıya sıkı entegrasyonla bağlı olacakları bir model, hem Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü teyit eder hem de bölgelerdeki güvenlik kaygılarını azaltır.
UKRAYNA BARIŞI İÇİN HİBRİT MODEL
Dayton Antlaşması'nın uygulanmasında kritik bir unsur olan uluslararası gözetim ve barış gücü varlığı, Ukrayna modeli için de vazgeçilmezdir. Bu kapsamda Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) veya Birleşmiş Milletler şemsiyesi altında karma bir uluslararası misyon, geçiş sürecinde güvenlik, insan hakları ve anayasal düzenin işleyişini denetlemelidir.
Sonuç olarak, Ukrayna için önerilen bu federatif barış modeli, hem bölgesel istikrarın tesisine katkı sağlayabilecek hem de tarafların çekincelerini asgari seviyede karşılayabilecek niteliktedir. Dayton örneği bize göstermiştir ki, derin etnik, kimliksel ve jeopolitik çatışmaların çözümü, çoğu zaman tek merkezli ve üniter yapılarla değil; çok aktörlü, özerklik temelli ve uluslararası güvencelerle pekiştirilmiş anayasal düzenlemelerle mümkündür. Bu çerçeve, Ukrayna'da kalıcı barışın inşası için işlevsel bir yol haritası oluşturabilir.