Ukrayna kriziyle depreşen pervasız ırkçılık hadisesi...

Ukrayna krizi bizlere, Avrupa ve Amerika'sıyla Batı'nın ırkçılığa dair ikiyüzlülüğünü yeniden gösteriyor. Suriyeli ve Afrikalı göçmenlerin teknelerini batıran, kucağında çocuğunu taşıyan babalara çelme takan, dayak kötek onları iteleyen, üstlerini başlarını soyarak kış gecelerinde donarak ölümlerine sebep olanlar sanki onlar değilmiş gibi... Ukrayna'dan kaçan (haklı olarak savaş tehditi altında kaçan) "sarışın-mavi gözlü", Hristiyan ve Avrupa kökenli göçmenlere ne kadar da insancıl davranıyorlar... Davranmalılar da, ama savaş tehditi altında memleketini terk etmek zorunda kalmış göçmenler arasında ayrımcılık yapmak, insanlığa yakışmıyor.

Ya Rusya'ya ne demeli? Çeçenistan'da, Gürcistan'da, Suriye'de kimsenin gözünün yaşına bakmadan yürüttüğü savaş oyunları nerede, Ukrayna'daki çaresizliği, sessizliği nerede? Hem Ukrayna, hem Rusya tarafları sık sık dile getiriyor zaten, tarihi ve kültürel birliktelikleri var, aynı dili konuşuyorlar...Peki, orada ne arıyorsun? Ve savaş ne kadar anlamsız aslında Rusya, tüm dünyaya bunu gösteriyor.

Ama ten rengi şayet esmerse, şayet siyahi ise, dini inancı Hristiyanlık değilse, Asya'dan, Afrika'dan çıkıp gelmiş ise, o kişinin, kişi olarak haklarından bahsedilmiyor bile... Bu pervasız ırkçılık, her savaşta, her krizde, ört bas edilemeyecek şekilde sırıtıyor...

....................................

Ukrayna krizi, yeniden bir "köken" tartışması başlattı tüm dünyada...

Daha önce de genç arkadaşlarla okuduğumuzu söylemiştim. Pınar Yayınlarından çıkan "Afrikalı Beş Müslüman Köle'nin Hatıraları" adlı kitabı okuma önerisi olarak sizlere sunmak isterim. Portekizli köle tüccarları tarafından 1400'lerin sonunda Afrika'dan kopartılarak Amerika'ya taşınan, Süleyman Oğlu Eyyub, Selim Ağa, Nikolas Said, Ömer İbni Said, Timbuktı'lı Ebubekir Şerif'in ibretli hayatları... Bunlar, okuma yazma bildikleri için günlük ve hatıra yazabildikleri için kayıtlara geçenler... Bir de buna hiç fırsat bulamamış yüz binlercesi var... Ve maalesef onlar, dünyaya hâkim ırkçı-ayrımcı siyaset için kökleri ne kadar eskiye dayalı olursa olsun, onlar ne Amerika'nın ne de Avrupa'nın asli unsurları, onlar sessiz çoğunluk maalesef...

Ne kadar kaba saba bir şey değil mi? Ne kadar hayvani saiklerle verilen bir tepkidir bu! İnsanları, ten, saç ve göz renklerine göre ayırmak! Utanmadan bunun üzerinden; siyaseti, ekonomiyi, adalet ve gelir dağılımını düzenlemek!

....................................

ABD senatörlerinden ilgiyle takip ettiğimiz Bernie Sanders, Putin Rusyası ile ilgili çok sarsıcı paylaşımlarda bulundu sosyal medyada. Sanders, siyonist olmayan bir Yahudi ve demokratların şemsiyesi altında siyaset yapan bir politikacı. Rusya'daki oligarşik yapıya dikkat çekerek aslında Putin yönetiminin sınırlı sayıdaki seçkinleri zengin ederken, sadece Ukrayna'ya değil kendi halkına da savaş açmış olduğunu söyledi. Ülkedeki yoksul halk geçim sıkıntısı çekerken, ülkede net varlığı 100 milyon doları aşan en zengin 500 insan, 145 milyonluk Rusya nüfusunun %99.8'inden daha fazla servete sahip dedi... Art arda attığı twitlerle, Rusya'daki çarpık ekonomik adaletsizliğe de işaret etti... Yoksulluk zaten canına tak etmiş Rusya halkı, Ukrayna için çocuklarını ölüme yollayacak mı? Protestolar ve muhalif eleştiriler gün geçtikçe alevleniyor... Afganistan işgali Sovyetler Birliği'nin sonun getirmişti, Ukrayna'nın işgal girişimi de sakın Putin'in sonunu getirmesin?

....................................

Bizim gibi sivillerin, meseleye reel politik çerçeveden, diplomatlar gibi bakmasının imkânı yok! Ne Rusya'nın ne de Nato'nun tarafını seçmek zorundayız. Ama savaş tehditi ile yerinden yurdundan edilen, otobüslerle, trenlerle canhıraş bir şekilde yurdunu bırakan göçmelerin, insani dramını yüreğimizde paylaşıyoruz.

Dini, rengi, dili ne olursa olsun, mağdur ve mazlum Ukrayna halkının yanındayız...