Avrupa Birliði açýkça Ukrayna’yý Rusya’ya vermeyecek tavýr ortaya koyarak, Moskova’yý keskin býçak gibi daha da sertleþtiriyor. Ayrýca Ukrayna Baþkaný Yanukoviç’in durumu kontrol altýna alamamasý da Rusya’yý öfkelendiriyor.
Muhalefete gelin beraber hükumet kuralým teklifinde bulunan Yanukoviç bu etabý kaybetmiþ görünüyor. Ancak, Ukrayna’da asýl çekiþenlerin, zýtlaþanlarýn muhalefet olmadýðýna dikkat edilmelidir. Zira Ukrayna’da Avrupa Birliði ile Rusya savaþmaktadýr. Bu savaþ yerli aktörler kullanýlarak sürdürülmektedir.
Yanukoviç aslýnda kapýlarý Avrupa’ya tamamen kapatmamýþtý ama Avrupa Birliði, bu kadarýný bile kaldýramadý. “Belirsizlik söz konusu olamaz” diyen Avrupa Birliði, Ukrayna’nýn içinde bulunduðu siyasi durumu istediði kývama çekmek için top yekün harekete geçti. Bu konuda, oldukça önemli mesafe katetmiþ gibi de görünmekteler.
Gelinen noktada anlaþýlan o ki, Almanya ve Ýngiltere eksenli bu kavgada Avrupa, kesinlikle Ukrayna’yý Rusya’ya vermek niyetinde deðil.
Ukrayna halký, 3 aydýr kararlýlýkla sokaklardan çekilmiyor. Bunun temel sebebi Avrupa Birliði’dir. Seçilmiþ iktidarýn politikalarýna sivil toplum örgütleri ve siyasi partilerin eliyle müdahale eden Avrupa’nýn tutumu kesinlikle Rusya’nýn tutumundan farklý deðil.
Gerçi Rusya bile beklentilerin aksine Avrupa kadar acýmasýz tavýr sergilemiyor. Ortada seçilmiþ siyasi iktidar bulunuyor. Diðerlerinden farklý olarak bu siyasi iktidar, tamamen Batý yanlýsý tavýr koymamakta, tercihini Rusya’dan yana kullanmaktadýr. Batý da Rusya yanlýsý politika izleyen Yanukoviç’e ceza vermektedir. Göstericilerin sloganlarý her ne kadar “vatan-millet” olsa da Avrupa’nýn asýl hedefi; bu milli duygularý kullanarak Ukrayna’yý tamamen kendi istedikleri çizgiye çekmektir. Muhalifetin buna maþa olmasý ise ayrýca bir üzüntü verici konudur. Ukrayna’nýn hangi tarafa gideceðini milli menfaatler belirlemeliydi ancak buna izin verilmiyor. Rusya bir taraftan Avrupa Birliði diðer taraftan Ukrayna’yý alev alev yakmaktadýr.
Batý, Ukrayna’daki tutumuyla, sözde demokrasi ve insan haklarý ustalarýnýn gerçek tavrýný ortaya koymaktadýr. Rusya hiç bir zaman demokrasi dersi vermediði için ondan herhangi bir beklenti zaten yok. Fakat Batý, deðer ve insan merkezli politikalarla herkesi uyuttuðu için bu tutum, onlarýn gerçeklerini ortaya koyuyor.
Avrupa’nýn esas derdi, Karadeniz sahilindeki Ukrayna’ya hem de Rusya’ya bir adým uzaklýktaki Ukrayna’ya sahip olmaktýr.
Peki bu siyasi kaostan kim kazanarak çýkacaktýr? Rusya, bu oyundan rahatça elini çekmeyecektir. Kýrým meselesiyle, yeni siyasi terminoloji ve durumla ortaya yeni bir savaþ sunacaktýr.
Avrupa Birliði de bu duruma sessiz kalmayacak, baskýsýný bankalardaki hesap ve kitaplarla yapacaktýr. Ayrýca yerli aktörlerine ciddi maddi destek saðlayarak direniþi devam ettirecektir.
Her iki taraf kazanmak istedikçe kaybeden Ukrayna olacaktýr. Bu tabloda Rusya þaþýrtmýyor çünkü Mosova’nýn tutumu, baþlangýçtan bu yana netti. Rusya, siyasi aktörlerle deðil ekonomik olarak baský yaparak Ukrayna’dan tavýr belirlemesini istedi. Bu tabloda en fazla dikkati çeken durum, Suriye’de ve Mýsýr’daki olaylara seyirci kalan Avrupa’nýn tutumudur. Zira Ukrayna’nýn batmasýný, bitmesini dahi göze alarak kendi menfaatleri için ülkeyi açýktan savaþ alanýna dönüþtüren Avrupa, aslýnda kravatlý papyonlu kýyafetiyle üçüncü dünya ülkelerinden daha da ilkel demokrasi kavramýna sahip olduðunu ispatlamýþ oldu.