Ukrayna ve dahasý

Ukrayna Cumhurbaþkaný’nýn Türkiye ziyareti, buradan verilen mesajlar, özellikle Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn Ukrayna’daki krize ve Kýrým ilhakýna yönelik net tavrý ve beyanlarý Rusya’da da ilgi ile takip edildi.

Rusya’nýn yumuþak karný listesine giren Ukrayna ile iliþkilerin düzelmesi için çabalarý boþa giden Rusya’nýn, kendine yeni savaþ alanlarý açma taktikleri ise Rusya içerisinde giderek yeni devrim havasýný yükseltmektedir.

Rusya, Ukrayna ile savaþ halinde olsa ve Kiev yönetimiyle iliþkiler giderek çýkmaza girse de, halen Ukrayna’da Rusya etkisi söz konusudur.

Özellikle Ukrayna bölgelerinde ve sade halk içerisinde Kiev’le Moskova arasýndaki çatýþmayý, büyük güçlerin kendi arasýndaki “menfaat hesaplaþmasý” olarak yorumlayanlar da az deðil.

Putin’in her ne kadar Yahudilerle mesafeli olduðunu gösterse de, Ýsrail’e ve Yahudi lobisine ihtiyaç duyduðundan, ezdiði Yahudi iþadamlarýnýn yerine, yeni ve kendine yakýn Yahudi iþadamlarýna Rusya’da alan açtýðý da bilinmektedir. Ayrýca Netanyahu ile görüþmesinde Netanyahu’nun Putin’e, hiç önem vermeden tokalaþmasý, vücut diliyle yukarýdan aþaðýya bakmasý da Rusya içerisinde bir hayli analiz konusu olmuþtur.

Ukrayna yönetiminde ise Rusya karþýtý görüþlerin temsilcileri siyasetin üst kademelerine girmesine raðmen, halen devletin orta tabakasýndaki etnik yapý ve ideolojik yaklaþým, Rusya eðilimi üzerinedir. Bu durum þimdi deðil, lakin ileride Rusya lehine geliþmelere kapý açacaktýr. Putin; Ukraynalýlarýn kalbinde, kendine yönelik açýlmýþ derin yarayý kapamanýn da yollarýný aramaktadýr.

Bu karmaþýk durumda, Ukrayna - Türkiye iliþkileri giderek daha da anlam kazanacaktýr.

Sadece Ukrayna deðil, Belarus, Moldova ve Baltýk ülkeleriyle iliþkiler ciddi boyuta geçmelidir. Rusya’nýn Putin’le, uzun süre devam edeceði bellidir. Eðer devrim olmazsa, Putin ileride kendi yerine Sergey ÞoyguDmitri Rogozin, Sergey ÝvanovDmitri Medvedev ve hatta ismi bilinmeyen ama kulislerde konuþulan bir kaç yeni ismi de devreye sokabilecektir. Hatta bu önümüzdeki seçimlerde, muhtemelen tekrar sahnede kendisi olacaktýr.

Kindar ve geri adým atmayý gurur meselesi yapacak kadar konuya kiþisel perspektiften bakan Putin’in, önümüzdeki süreçte ciddi sýkýntýlar yaþayacaðý da aþikârdýr.

Kendi halkýný, savaþ ve kahramanlýk hikâyeleriyle doyuramadýðýnýn farkýndadýr. Putin; Stalin gibi yönetmek istiyor. Lakin hayat tarzý, milyoner Roman Abramoviç gibidir. Bu artýk Rusya’da sokaklarda konuþulan bir konudur. Karþýsýnda bir bardak votkaya “Stalin þerefine” deyip, Ýkinci Dünya Savaþý’nda kahramanlýk gösteren bir toplum da yoktur. Ruslar son yýllarda parayla tanýþtý. Zenginlikle tanýþtý. Þimdi de giderek bunun hesabý sorulmaya baþlayacak gibi.

Türkiye’nin bu alanda sýk sýk Rusya ile karþýlaþacaðýný, bir defasýnda da yazmýþtým.

Rusya’nýn yumuþak karnýný doðru tespit etmek lazým. Onun kendi alaný olarak gördüðü yerlerin, Türkiye’nin de hinterlandý olduðunu hesaba katmamýz ve bu alana girmemiz þarttýr. Lakin en önemlisi bunu gecikmeden yapmaktýr. Çünkü siyasi meydanlar boþluk sevmez. Sen girmezsen, birisi mutlaka girecektir. Zaten tüm savaþlar ya boþ ya da boþaltýlan alanlarý sahiplenme için deðil mi?