Selim ATALAY
Selim ATALAY
http://www.selimatalay.com
Tüm Yazıları

‘Ülkem Türkiye’ye benzesin’ diyenler artıyor

Arap dünyasında yapılan anket: 15 ülkede yapılmış, Arap gençliğine sorulmuş: Ey gençler  hayatınız nasıl, gidişat nasıl? Yüzde 76 ‘En iyi günlerimiz gelecekte bizi bekliyor’ diyor... Gayet iyimser bir hava. Arap Uyanışı-Arap Baharı gençleri daha iyimser ve gururlu yapmış. Kimliklerinden memnunlar, daha rahat ve daha güzel günlere inanıyorlar.  

Çok soru sorulmuş, bir de -Hangi ülke sizin için çekici?- diye sorulmuş. Yüzde 31, -Birleşik Arap Emirlikleri- diyor. Dubai, Abu Dabi, Şarjah ve diğer emirlikler... İkinci sırada yüzde 18 ile Fransa var. Üçüncü sırayı yüzde 16 ile Türkiye ile ABD paylaşmış. Fransa galiba standart refleks cevap, kültürel önyargılar var. Ancak Türkiye hemen üçüncü ve ABD ile aynı sırada.

Bir başka soruda 15 ülkeye -Ülkeniz hangi ülkeye benzese?- diye sorulmuş. Yüzde 31, yine BAE demiş. Yüzde 17 Fransa. Yine üçüncü sırada Türkiye ile ABD var, oran yüzde 16.

-Çalışmak için en iyi yer?- sorusuna yüzde 47 -Körfez- diyor. İkinci sırada Avrupa var, ama oran düşük: Yüzde 24. ABD ise yüzde 10 ile üçüncü sırada.

Türkiye’nin çekim merkezi - cazibe merkezi olarak etkisini artırmasının bölgesel etkileri böyle yeniden hatırlanabilir. Türkiye’nin daha da ilerleme sorumluluğu var. Bu sorumluluk hem kendi halkına hem de bölgesine...Yani Türkiye’nin Ortadoğu halklarına karşı da sorumluluğu var. Evin içi düzgün olacak, dışarıdan gelmek isteyenler artıyor.

Yaratalım ve ekonomi büyüsün

 Dünyada alışılmış ekonomiler dışında bir de ‘Yaratıcı Ekonomi’ var. Bilgi, enformasyon, sanat, teknoloji üzerinden geliştirilen ekonomi.

Bu ekonomide kültür, sanat, medya ve dizayn çizim var... Kültürde: El sanatları, folklor-festival ve turizme kadar gidiyor. Sanat var: Müzik, resim, heykel, fotoğrafçılık, hatta antikacılık ve sirk işletmek bile var. Sirk deyip geçmemek lazım: Hayvanlar boğaz tokluğuna çalışşalar da, sirk geniş bir kitleye istihdam sağlar... Sonra yaratıcı ekonomide medya var, her türlü yayıncılık, radyo-tv, matba, dijital ürünler, yazılım ve video oyunlar. Dizayn deyince de mimariden modaya, dekorasyondan mücevher-takı yaratıcılığına kadar geniş bir alan. Yaratıcı düşünceden yola çıkıyor ve düşünceyi ekonomik değer haline getiriyor. Ortaya çıkan ürünü pazarlıyor, satıyor, kiralıyor. Yani önce fikir olacak, yaratıcı düşünce olacak, düşünce şirkete dönüşecek. Şirket büyüyecek, başarlı olacak ve ekonomiye katılıp artı değer yaratmaya başlayacak.

Asya’da hemen herkes yaratıcı ekonomiyi istiyor, benimsiyor. Ancak Kore daha bir fazla ilgili. Kore’de yeni cumhurbaşkanı Bayan Park’ın temel hedeflerinden biri, yaratıcı ekonomide ilerlemek.

Ve de Kore düşünce kuruluşları yaratıcı ekonomi endeksi yapmışlar. Endeks 34 OECD ülkesinin verileriyle yapılmış. Kore listede 25. Türkiye 24. Çin 22. sırada... Listenin başında ABD var. Türkiye’nin Kore’den bir basamak önce olması, olumlu bir sürpriz.

Öte yandan Türkiye’de ‘Yaratıcı Ekonomi’ alanında yapılması gereken çok şey var. En önemlisi de galiba hukuk. Ayrıca rekabet kanallarının açık ve eşit olması gerekiyor. Bu da hukukla ilgili. Listede Japonya’nın sondan ikinci sırada yer alması gayet şaşırtıcı. Dünyanın en büyük üçüncü ekonomisi bu durumda yaratıcı değil. Büyük ekonomi olmak için yaratıcı ekonomide de öncü olmak gerekmiyor. Ama yaratıcı ekonomi de iş ve aş demek. Türkiye olarak bu yaratıcı ekonomiye biraz daha eğilsek, fena olmayacak. Bu ekonomilerde de iş ve ekmek var. Ancak bu ekonomi eğitim, öğrenim düzeyi gerektiriyor...Ve fikri hakların, yaratıcılığın hukuken korunması şart. Aklımıza şarkılar ve TV dizileri de gelsin.

twitter.com/selimatalayny