Ülkemizi geri alýyoruz

Okullarda Kürtçe eðitim imkâný doðuyor, yasak harfler serbest býrakýlýyor, kamu kurum ve kuruluþlarýnda baþörtüsüne özgürlük geliyor, Süryanilerin mülkü iade ediliyor, Kemalist öðrenci andý kaldýrýlýyor...

Baþbakan Erdoðan’ýn açýkladýðý demokratikleþme paketi asýrlýk yaralarý sarýyor, asýrlýk paslarý siliyor, asýrlýk yükleri atýyor.

Üstelik, 12 Eylül cuntasýnýn dayattýðý yüzde 10’luk seçim barajýný kaldýrmayý teklif ediyor Baþbakan; “Ýsterseniz yüzde 5 yapalým, isterseniz barajý tamamen kaldýralým” diyor.

“Sessiz devrim” sürecinde muhteþem bir aþama.

Devamýnýn geleceðini de bilhassa vurguluyor Baþbakan.

“Kürtçe eðitim niye sadece özel okullarda?”, “Üniformalý mesleklerde de baþörtüsü serbest olsun”, “Heybeliada Ruhban Okulu’nun açýlmasý da pakette yer almalýydý”, “28 Þubat maðduru mahkûmlarýn davalarýnýn yeniden görüleceði müjdesini boþuna bekledik” gibi sorular, eleþtiriler, serzeniþler elbette yerindedir ve fakat bunlarýn da kýsa veya orta vadede gerçekleþeceðine kesin nazarýyla bakabiliyoruz artýk.

Ýki kere iki dört ediyorsa, bu hürriyet rüzgârý bize bunlarý ve çok daha fazlasýný da getirecektir inþaallah.

***

Devrim hükmündeki bu demokratikleþme paketini “Dað fare doðurdu”, “Hepsi bu mu yani?”, “Fevkalade bir þey yok” diyerek karþýlayan siyasetçilere, aydýnlara, gazeteci yazarlara gelince...

AK Parti hükümetinin bu ülkede nasýl bir hürriyet rüzgârý estirdiðini, nasýl bir devrim atmosferi oluþturduðunu, demokrasi çýtasýný nasýl da yükselttiðini anlamak için onlarýn tavýrlarýna bakmamýz yeterli.

Çok partili demokratik düzene geçiþten bu yana gördüðümüz en köklü demokratik reform paketinde kayda deðer bir þey bulamayan bu zevat, þöyle demiþ oluyor:

“11 yýllýk AK Parti iktidarýnda gerçekleþen demokratik reformlarýn ihtiþamý gözlerimizi öyle kamaþtýrdý ki, artýk bir þey göremiyoruz.”

Veya þöyle:

“AK Parti iktidarýnýn 11 yýllýk muhteþem demokrasi performansý beklentilerimizi öyle yükseltti ki, artýk demokratikleþme yolunda ne yapýlsa beðenmiyoruz.”

***

Demokratikleþme Paketi’nin açýklandýðý 30 Eylül Pazartesi günü, hayatýmýn en mutlu günlerinden biriydi.

Bu topraklarda eðreti duran totaliter jakoben ulus devlet anlayýþý tarihin çöp tenekesine atýlýyor, millete vurulan zincir kýrýlýyor, millete giydirilen deli gömleði yýrtýlýyor, milletin bünyesini kemiren mikroplar temizleniyor. 

Düþmanýn devþirdiði kadrolar tarafýndan gasp edilen ülkemizi geri alýyoruz.

Süreç o süreç.

Hayallerimizi gerçekleþtiren sevgili baþbakanýmýza ve kýymetli çalýþma arkadaþlarýna medyûn-u þükranýz.

Allah ebeden razý olsun.