Selahaddin E. ÇAKIRGÝL
Selahaddin E. ÇAKIRGÝL
Tüm Yazýlarý

‘Ülkeyi savaþa sürüklemeyeceðiz!’ diyerek savaþa koþar adým..

Ýran ve Amerikan emperyalizmi arasýnda savaþ eþiðine kadar varan son sýcak ve sür’atli geliþmeler içinde, ‘Ülkeyi asla savaþa sürüklemeyeceðiz!’ sözü, Ýran’ýn ‘itiqadî lideri’ Seyyid Ali Khameneî’ye de aid.. Ýran’da dýþsiyaseti de belirleyen en üst makamdadýr, o.. Ve arkasýndan ekliyor: ‘Ama, eðer bize saldýrýrlarsa cevabýný elbette veririz..’ Khameneî’nin bu sözü, ‘Ýran halkýnýn ülkenin yeni bir savaþa sürüklenmesi’ ihtimalinden duyduðu endiþeye karþý, bir ön savunma çabasýný da yansýtýyor. Ama bir saldýrý olursa kendilerini savunacaklarý da açýklanýyor.

Bu sözde bir yanlýþlýk var denilebilir mi?

Öyle ya, son derece barýþçý ve amma saldýrý olursa, ona da derhal karþýlýk verilecek!

Amma nasýl? Amerika saldýrýrsa ve ona karþýlýk verilirse, bu, savaþý sürükleyenin kim olacaðýný gösterir?

Osmanlý’da ‘ibtikar-ý amel’ dedikleri, (fransýzca)inisiyatif’ kelimesini taþýdýðý mânâya da dikkat edilmesi gerekiyor -ki, ediliyor-. Çünkü, savaþta inisiyatifi, karar ve hareket kontrolünü elinde bulunduran taraf, maça 1-0 üstünlükle baþlamýþ olur. Bunun için, aslolan, savaþýn, hasmýn istediði zaman, mekân ve silâhlarla deðil, onlarýn hiç istemedikleri zaman, mekânlarda ve bilinmeyen tahmin edilmeyen silahlarla yapýlmasýdýr.

***

Ýran Ýnkýlab Muhafýzlarý Ordusu sözcüleri, Amerika’nýn 50 küsur hassas noktasýný belirlediklerini açýklýyor; Amerika diken üstünde.. Amerikan Dýþbakaný Pompeo da, bir Ýran saldýrýsý halinde Ýran’ýn ilk vurulacak 52 hassas noktasýnýn belirlendiðini söylüyor. Bu 52 sayýsýnýn, Kasým-1979’da Tahran’daki Amerikan Elçiliði’nin Ýranlý Üniversite öðrencilerince iþgal edilmesi sýrasýnda rehine alýnan 52 diplomatýn sayýsýna iþaret olduðunu; yani, bir tarihî rövanþ olacaðýný da hatýrlatarak..

Amerikan baþkaný Trump,Ýran’ýn tehdit dolu açýklamalardan artýk el çekmesini, aksi halde aðýr bedel ödeyeceðini’ söylüyor. Trump, ‘Eðer bir saldýrýyla karþý karþýya kalýrsak, karþýlýðýný çok sert veririz. Dünyanýn herhangi bir yerinde Amerika’ya aid bir hedef vurulacak olursa, nasýl bir karþýlýk vereceðimiz görülecektir’ diye de ekliyor.

***

Ama, Ýran Gen. Kur. Baþkaný da dün, ‘Amerika’nýn savaþý baþlatacak cesaretinin olmadýðýný, korkak olduðunu’ söylüyordu. Bununla, Amerika’yý kendi belirledikleri bir noktaya çekmek istedikleri de düþünülebilir, elbette..

Ama, Ýran’daki anlayýþa göre resmî kiþilerden sadece 3 kiþinin sözü, ‘Ýnkýlâb Rehberi, Cumhurbaþkaný ve Dýþiþleri Bakaný’nýn beyanlarý Ýran’ý uluslararasý planda da baðlar; diðerlerinin sözlerinin, sadece þahsî görüþlerini yansýttýðý ileri sürülür. Bu da, sorumluluðun paylaþýlmasýndan çok, sorumlularýn gizlenmesi taktiðine uygundur ama, diplomatik görüþmelerde ve uluslararasý planda inandýrýcý bulunmamaktadýr.

***

Yalnýz, unutulmamasý gereken bir önemli nokta, bugünkü savaþlarýn teknolojik savaþlar olduðu gerçeðidir. Keza, iletiþim teknolojisinin eriþtiði noktada, bugün ulaþýlamayacak nokta neredeyse yok gibidir; bütün teknik imkânlardan uzak yaþayanlar hariç.. Nitekim, Suleymanî o kadar gizli hareket etmeye dikkat gösterdiði halde, dronelerle, ÝHA ve SÝHA’larla vurulmuþtur.

Bu arada, Pentagon Sözcüsü’nün yaptýðý 4 Ocak günü yaptýðý açýklamaya göre, (Oðul) Bush ve Obama zamanýnda da Suleymanî’nin öldürülmesine imkânýna ramak kaldýklarýný ve amma bu yoldaki yapýlacak bir operasyona, o Baþkan’larýn izin vermediklerini açýkladý. Trump ise, ‘Ben emir verdim’ diyor. Böylece, ayný zamanda seçim atmosferinden kendi kamuoyuna güçlülük ve kararlýlýk göstersinde bulunuyor. Öte yandan, Amerika Irak’taki 5 bin kiþilik mevcud askerî gücüne 3-4 bin asker daha eklemiþ ve ayrýca savaþ gemilerini de Körfez’e göndermiþ bulunuyor.

***

Ama, ilginç olan þu ki, Amerikan emperyalizminin þefi Trump, yeni bir ilkel zorbalýk anlayýþýna harika bir kýlýf geçiriyor ve hattâ Suleymanî’yi ‘barýþ için öldürdüklerini’ söylüyor. Yarýnlarda birileri de, Amerikalý yetkilileri veya baþkalarýný, sýrf, ‘Dünya barýþýný garanti altýna almak için öldürmek’ þeklindeki düz mantýkla hareket ederlerse, n’olacak?

***

NOT: Benim aslî inanç temelimi oluþturan aqîdeye göre, ‘Ehl-i Kýble olanlar tekfir edilemez..’ Kusurlu, yanlýþlar içinde veya günahkâr olsa bile, ‘Ehl-i Kýble’ olanlar, Müslümandýrlar. ‘Ben Müslümaným’ diyenleri hemen pîr-u pâk kabul edecek kadar safdil ve hatalý, günahkâr olanlarýný da zýndýk, kâfir diye niteleyecek kadar seng-dil (taþ yürekli, duyarsýz) kabul edecek kadar katý olup olmamak, herkesin kendi bileceði iþtir.

Bu açýklamayý, þu son günlerdeki yazýlarýmda, birileri gibi mezhebî çýðýrtkanlýk yapanlar misâli davranmadýðým için mesajlarýnda eleþtiri mesajlarý gönderenlere yapýyorum.. Bu gibiler, kalemlerini, zamanlarýný, güçlerini boþ yere harcamasýnlar. ‘Fakir’, doðru olduðuna inandýðý müddetçe, kendi yolunda sonuna kadar yürümek kararlýlýðýndadýr, inþaallah..