Var olan uluslararasý örgütlerin yeniden yapýlandýrýlma ihtiyacý giderek artýyor. BM, IMF, Dünya Bankasý ve niceleri gibi AB de Savaþ sonrasý kurulmuþ ve iki kutuplu sisteme göre yapýlanmýþtý. Soðuk Savaþ’ýn bitip yeni bir sisteme girildiðinde ise bu kurumlarýn yeni koþullara kolay uyum saðlayamadýklarý açýða çýkmýþ, ancak geçici bazý uygulama ve yapýlarla bir süre durumu idare etmiþlerdi.
AB’nin bulduðu geçici çözüm, tek paraya geçmek ve geniþleyerek Doðu Avrupa’yý istikrarsýzlýktan korumaktý. BM’nin bulduðu geçici çözümlerin baþýnda ise Bosna, Kosova ve Libya örneklerinde görüldüðü gibi NATO’yu bazý operasyonlarda görevlendirmek olmuþtu. NATO ise topluca hareket etmek yerine esnek koalisyonlar kurulmasýna onay vererek Irak ve Suriye’de örneklerini gördüðümüz askeri müdahale koalisyonlarýna yol vermeyi tercih etmiþti.
Uluslararasý ekonomik ve mali kuruluþlar ise politika ve eylemlerini Davos Ekonomi Forumu, G-8, G-10 ve G-20 gibi platformlarla paylaþmayý denemiþlerdi. Bu arada “kalkýnma-geliþme” sorunlarýný geliþmekte olan ülkeler ile en az geliþmiþ ülkelere özgü sorunlarmýþ gibi deðerlendirmeye de devam etmiþlerdi.
Etkinsizlik örnekleri
Aradan geçen zaman, bulunan bu yöntemlerin kalýcý, adil ve sürdürülebilir mekanizmalarýn kurulmasýna katký saðlamadýðýný ortaya koydu. Diðer bir ifadeyle bulunan ara çözümler, küresel sistemdeki sorunlarýn çözümüne etkili bir katký saðlamaya yetmedi. IMF gibi küresel bir kuruluþ ile AB gibi dünyanýn en zengin ve istikrarlý ülkelerini bir araya getiren kuruluþ, 11 milyonluk Yunanistan’ýn hem iflasa sürüklenmesine hem de iflastan çýkmasýna çözüm bulamadý.
BM ve NATO gibi uluslararasý barýþ ve güvenliðin teminatý olan, uluslararasý hukuk normlarýný üreten kuruluþlar, Kýrým’ýn Rusya’ya baðlanmasýna, Ukrayna’nýn ve Yemen’in fiilen ikiye, Irak ve Suriye’nin fiilen en az üçe ayrýlmasýna, radikal Ýslami kuruluþlarýn adeta birer uluslararasý gerilla ordusu gibi faaliyet göstermelerine engel olamadýlar.
Ýran’ý nükleer çalýþmalarý Uluslararasý Atom Enerjisi kurumundan çýkýp 5 artý 1 denen bir platformda konu edilirken, Çin ve Rusya’nýn son dönemde geliþtirip denemelerini yaptýklarý yeni kitle imha silahlarý gündeme bile gelemedi.
Etkinsizliðin riskleri
Uluslararasý kuruluþlarýn bu denli etkinsiz hale gelmelerinde bir dizi neden bulunuyor. Bunlardan en önemlisi, her birinin farklý biçimlerde de olsa “dýþlayýcý” nitelikte olmalarý. BM, Güvenlik Konseyi’ndeki 5 daimi üye dýþýndaki tüm ülkeleri dýþlýyor; Almanya, Japonya, Hindistan ve Brezilya gibi dünya ekonomik ve siyasi geliþmelerinde rol oynayan devletler bu mekanizmalarýn dýþýnda býrakýlabiliyor.
NATO, Rusya ve müttefiklerini dýþlýyor; IMF “paradan para kazanamayacaðý” ülkeleri dýþlýyor, AB Türkiye’yi, Arap Birliði Ýran’ý ve daha niceleri baþka ülkeleri dýþlayýp duruyor.
Sorunlarýn tümü küresel, ama çözüm arayýþýna kalkýþanlar küreyi temsil etmekte yetersiz. Ortadoðu için çözüm arayan çok sayýda masa kuruluyor ama etrafýnda çatýþan tüm taraflarýn temsilcileri yer almýyor. Yunanistan iflasa sürüklenirken, olabilecekleri deðerlendirenlerin içinde Yunanistan’ýn tüm kesimlerinin temsilcileri yer almýyor. Sonuçta, birileri baþka birileri adýna karar almaya çalýþtýkça, çözümlerden giderek uzaklaþýlýyor.
Bu tür kurumlarýn çoðullaþtýrmalarý saðlanamazsa, her devlet daha fazla kendi çýkarýnýn peþine düþecek, daha korumacý olacak, daha agresif davranacak ve sistem giderek daha fazla dünya savaþý öncesine benzeyecek. Bu risk, her bir devletin kendi iç sistemi için de geçerli. Ýçeride dýþlayýcý politikalarý önceleyen devletler, dýþarýdaki olumsuz geliþmelere de su taþýmýþ olacak.