Televizyonlarda dolandýrýcýlýk haberleri ne kadar sýklaþtý, herhalde farkýndasýnýzdýr. Eskiden Ýstanbul’a yeni gelen köy aðalarýna Galata köprüsünü satan Sülün Osman vardý, þimdiki dolandýrýcýlar daha cüretkâr. Devletin savcýlarýný, vali yardýmcýlarýný bile kandýrdýklarý oluyor. En son bir þarkýcýyý kandýrýp nesi var nesi yok götürmüþler...
“Götürmüþler” deyiþim lâfýn geliþi. Yeni dolandýrýcýlar dolandýrdýklarý kiþilerle yüz yüze gelmiyor, her þeyi telefonla hallediyorlar. Korkudan ne yapacaðýný bilmez hale getiriyorlar hedef aldýklarý kiþiyi; bankada parasý olmayan borç bulup istenen miktarý dolandýrýcýlara havale ediyor...
Korkunun sebebi, dolandýrýcýlarýn, “Hesabýnýzdan PKK’ya para gönderilmiþ, fiþlenmiþsiniz; sildirebilmek için para ödemeniz gerekiyor” demeleri...
Hadi þarkýcý inanýyor, iþadamý ne yapacaðýný bilemez oluyor, ya savcý, ya vali yardýmcýsý? Onlarý bile korkutup paralarýný götürüyor dolandýrýcýlar...
‘PKK’ya yardým’ bayaðý ciddi bir itham... PKK’nýn sýradan vatandaþ nezdinde korkulan bir örgüt olduðu, þu günlerde bazýlarý tarafýndan unutuluyor. Ýnsanlarýn bütün tasarruflarýný, hatta ilerideki kazançlarýný bile “PKK’ya yardým etmiþsiniz” diyenlere verebilmeleri onlara bu gerçeði hatýrlatmalý.
Türkiye’nin son 40 yýlýnýn neredeyse her gününde var PKK; dar bir kesim dýþýndakiler için hep ‘korkulan’ bir örgüt olarak... “Teröre 40 binden fazla kurban verdik” türü cümleler sarf edildiðinde, o kurbanlarýn kaçýnýn asker ve polis olduðunu, kaçýnýn PKK adýna savaþýrken öldüðünü hesap eden yok; o da öteki de ‘PKK’nýn kurbaný’ olarak algýlanýyor insanlar tarafýndan...
Yanlýþ bir algýlama da deðil bu. Gerçekten son 30 yýl içerisinde, PKK, çok canlar aldý, çok ocaklara yangýn indirdi. Kaçan rahat ve huzurda sorumlu olduðu gibi, siyasi hayatýn uzun yýllar istikrara kavuþamamasýnda da PKK terörü birinci derecede pay sahibi...
Ülkenin istikrarýný istemeyen, güçsüz iktidarlardan çýkarý olan iç ve dýþ çevreler ile meþru taleplere kulak týkamayý marifet sayan kýt akýllýlarýn gönüllü/gönülsüz iþbirliði PKK’yý ülkenin bir numaralý gündem maddesi haline getirdi. Yakalanan istikrar ile demokratik hak ve özgürlüklerin her türlü talebi dile getirmeye izin veren bir geniþliðe kavuþturulmasý sayesinde, bugün farklý bir ortamdayýz.
Bir de dünya konjonktürünün zorlamasýyla... Bugünün dünyasýnda þiddet yoluyla gündem belirleme, hak talebi artýk kabul görmüyor; siyaset daha belirleyici. Taleplerin ifade edilebildiði ülkelerde sonucun siyaset yoluyla alýnmasý bekleniyor.
‘Savaþma, konuþarak hallet’ bugünün dünyasýný yansýtan bir slogan. Türkiye de, slogana uygun bir yöntem kullanarak, PKK’nýn 30 yýldýr gündemde tuttuðu ‘terör’ sorunuyla baþ etme çabasýnda bugün... PKK’nýn bütün ürkütücülüðüne ve korkutuculuðuna raðmen sürüyor çabalar...
Nasýl olduðu hâlâ bilinmeyen bir sebeple Paris’te öldürülen PKK’yla iliþkili üç kadýnýn cenazeleri Türkiye’ye getiriliyor ve törenlerle kaldýrýlýyorsa, sebebi, bunun ‘terörsüz bir ülke oluyoruz’ beklentisine cevap teþkil edebileceði düþüncesidir. Korkularýný yenerek, umutlarý biraz daha yeþererek olaylara yaklaþýyor insanlar...
Unuttuklarýndan deðil, unutmak istediklerinden...
Anlaþýlýp anlaþýlmadýðýný bu noktanýn, bugünkü törenler gösterecek.