Umudu, yarınlara miras mı bıraktık!

Ligin ilk yarısını bitirdik... Onca maç sonunda; Türk futboluna artı katkı veren gelişmeler oldu mu? Umutlarımız mı arttı, kuşkularımız mı?

İnovasyon; yalnız ticaret, sanayi, teknoloji ve bilimde olmaz... Futbolda da füturistik girişimlerimiz var mı? Yarınlara aktarabileceğimiz, miras bırakacağımız kalıcı özelliklerimiz stilimiz/tarzımız/önderliğimiz oldu mu?

***

Geçtiğimiz son 4-5 sezonu baz alırsak; bırakın bu artılardan söz etmeyi, (Ortam o kadar kötü ve umutsuzdu ki) futboldan kaçar/soğur/nefret eder olduk. Statlar hızla boşalıyordu. Çünkü kimse bir şey oynamıyordu. Yavan/tatsız/tuzsuz bir ligimiz vardı...

Ama ne olduysa oldu, içinde bulunduğumuz ve yarısını tamamladığımız bu sezon; bahar güneşinin sabahları insana mutluluk veren ışık huzmeleri içinde uyandık. Futbolumuzda sevindirici gelişmeler oldu.

İşte bu yazıda, hepimizi yeniden statlara koşturan; güzel/anlamlı/umut içeren ipuçlarını konu edeceğiz.

***

Neymiş onlar:

1- Dikkat edin; 1959’dan bu yana tam 59 yıldır, her sene “Bu hakemlerle lig bitmez” feryadıyla feci sezonlar geçirdik. Hakem hataları elbette bitmedi ama; en az can yakan sezon olduğu ve en az tartışıldığı bir dönemi yaşıyoruz.

2- Futbolumuz, kaplumbağalar kendi aralarında lig yapıyormuş gibi; maçlar ağır/hantal/temposuz geçiyordu. Geçmiş yıllara oranla, belirgin şekilde tempo kazandık. O kadar ki; Beşiktaş son hafta içinde yenilgi alsa bile, maç boyu hem hızlı oynadı hem rakip ceza sahasına tam 49 orta yaptı. Buna rağmen kaybetti. Artık iddiasız takımların bile yüksek hız yapabildiği, kafa tutabildiği, oyunu renklendirebildiği cazip bir lig yaşıyoruz.

3- Duran bir topun yeniden oyuna girme ortalama süresi, Avrupa’da 9 saniye iken, bizde 30 saniyelere kadar dayanıyordu. O konuda da çabuklaştık. Ortalamayı 18 saniyeye indirdik. Gene de ağırız ama, düzelme yolundayız.

4- Tribünlerde ve stat çevresinde çirkin olaylar azaldı... Futbolcuların seyircileri tahrik etme alışkanlığı, (Durma değil ama) duraklama evresinde...

5- Hakeme yönelik o kadar çok/yoğun/gereksiz itirazlar var ki; bunun sayısının azaldığını fark etmekte zorlanıyoruz. Ama sayısal düşüş gerçek.

6- F.Bahçe’nin mutlak 3 puana hayati ihtiyaç duyduğu bir maçta, Oğuz Kağan gibi genç bir oyuncuyu ilk onbire alması; iyileşme umudumuzu daha da arttırıyor.

Haydi darısı, ligin ikinci yarısına...