Umut var, kavga yok...

Sarýyer sahilinde uzun süredir iþ tutan sahte bir doktor var.

Doktor deðil eczacý olarak tanýyor kendisini, sahildeki çay bahçelerinden birine oturup tüm gün gelenlere hazýrladýðý ilaçlarý satýyor. Çok rahat, baðýra baðýra konuþuyor, 8 ayrý hattý olduðunu anlatýyor bazen, hakikaten telefonlarý durmuyor.

Arayanlara “Türkiye’de tedavi edemediðim deri hastalýðý yok” ve artýk arayan hangi þehirden ise “ O þehrin yarýsýný ben tedavi ettim” en fazla kullandýðý kelimeler.

Ýki yýldýr defalarca rastladým bu adama, bazen polise ihbar etmeyi düþündüm sonra insanlarýn ne umutlarla geldiklerini görünce, görmezden gelmeyi tercih ettim.

Bu Cuma günü bambaþka bir manzara çýkardý karþýma o sahte doktor.

Umut varsa, siyasi farklýlýklarýn, sosyal sýnýf farklarýnýn hiç önemi olmadýðýný bir kez daha gördüm.

***

Sarýyer sahilinde, meþhur bir dondurma markasýnýn kafesine sabahýn erken saatinde oturdum.

Sahte doktor iki masa ilerimdeydi yanýnda baþörtülü iki haným vardý.

Klasik cümleleriyle yine ilaç satýyordu “Herkese 150 lira ama sana 100’e olur” vesaire.

O sýrada telefonu çaldý, arayan bir hanýma daha bulunduðu yeri söyleyip randevu verdi.

O sýrada masadaki hanýmlardan biri ablasýnýn derdini anlattý hatta ablasýyla telefonda da konuþturdu. Bir konuþmayla teþhisi koyup, 40 lira deðerindeki ilacý artýk arabasýnda mý nerede bilmem almaya gitti sahte doktor.

O sýrada masaya straplez bluz giymiþ, sarýþýn bir haným geldi, bilmem ne bey burada mý oturuyor diye sordu, sonra da oturdu.

***

Otur oturmaz da siyasi tartýþmalarda asla yan yana gelmeyecek bu 3 haným arasýnda senin derdin ne, benim þu, þu ilacý iyi geldi vesaire bir muhabbet baþladý.

Sonra sahte doktor geldi, konuþtular, iki haným parayý elden verdiler, diðer haným akýllý telefonundan banka havalesi yaptý.

Sonra hesabý istediler, birlikte ödediler. O sýrada Ýzmir’den biri aradý, derdini anlatýp ilaç istedi.

Adam ona da hesap numarasýný verdi, “yarýn kargoya veririm” dedi.

Straplez giymiþ olan haným “Eðer havalimanýna gelirse,akþam uçaðýyla Ýzmir’e gidiyorum ben götürürüm” dedi ve hiç tanýmadýðý birine yardým teklif etti.

Sonra kalktýlar iki haným Beylikdüzü’ne dönmek için otobüs duraðýna gitti , diðer haným da tahminen adýnýn baþ harflerini taþýyan son model BMW aracýna...

***

Umut etmek çok güçlü bir duygu ama bu manzara gösterdi ki siyasi görüþü ya da ekonomik sýnýfý ne olursa olsun insan ayný dertleri çekiyor, dertlerini paylaþýyor, ayný masada birlikte oturup çayýný içiyor, birlikte hesap ödüyor.

Demek ki siyasi kavgalar, yok saymalar, ikinci sýnýf vatandaþ olarak görmeler Yeni Türkiye’de anlamsýz hale gelmiþ.

Güzel bir manzaraydý...