Üniversite giriþte rekor baþvuru

2014 Öðrenci Seçme ve Yerleþtirme Sistemine baþvurular 15 Ocakta tamamlandý. ÖSYM tarafýndan açýklanan rakamlarý birlikte deðerlendirmeye çalýþalým. Çok ilginç durumlar var.

Talep çok yüksek

Hemen her gün Türkiye’de çok sayýda üniversite açýldýðýndan þikâyet ediyor bazý hocalar ve aydýnlarýmýz.

Türkiye’deki baþvuru sayýlarýna bakýlýrsa, bu hoca ve aydýnlarýmýzýn daha uzun süre benzer þikâyetleri sürdürecekleri anlaþýlýyor. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti tarihinde üniversite giriþ sýnavýna ilk defa 2 milyondan fazla (2.084.293) aday baþvurdu. Geçen yýla göre bu yýl, tam %8’lik bir artýþ söz konusu.

Son yýllardaki eðilimlere bakýlýrsa, Türkiye’de yükseköðretime istikrarlý ve artan bir talep söz konusu. Yani, kim ne derse desin, Türkiye toplumunun hâlâ karþýlanamayan çok ciddi bir yükseköðretim talebi söz konusu. 

Bunun sebebi, hâlâ kontenjanlarýn baþvuran aday sayýsýnýn yarýsýndan az olmasý. Daha önemlisi, nitelikli kontenjanlar yani özellikle mezunlarýnýn istihdam edilebilirliði yüksek programlarýn sayýsý sýnýrlý. Özetle, arz ve talep arasýnda yeterince bir uyuþma hâlâ yok.

Yeni ve eski mezunlar

Bu yýl 850 bin civarýnda lise son sýnýfta okuyanlar sýnava girecek. Bu sayý, önümüzdeki yýllarda daha da artacak.

Her yýl yeni mezun sayýsýnýn artmasý normal. Çünkü 4+4+4 yani zorunlu eðitimin 12 yýla çýkarýlmasý düzenlemesi sonucunda 2016’dan itibaren her yýl liseden yeni mezun olacak öðrenci sayýsý hýzla artacak. Bu sayý, muhtemelen 1 milyonu aþacak ve hatta tam uygulanabilirse 1 milyon 200 bini bulacak.

Ancak ilginç olan þey, mevcut giriþ sisteminin eski mezunlarý da beklenen ölçüde eritemiyor olmasý. Zira bir yükseköðretim programýný kazandýðý halde yeniden sýnava girenlerin sayýsý her geçen yýl artýyor. Örneðin, geçen yýl 370 binden fazla sayýda aday, bir yükseköðretim programýna kayýtlý olduðu halde yeniden sýnava baþvurdu. Bu sayý, her yýl sürekli artýyor. Bu, adaylarýn mevcut yükseköðretim programlarýndan memnun olmadýklarýný gösteriyor.

Verimsiz bir sistem

Bir öðrencinin bir yükseköðretim programýný kazandýðý halde yeniden sýnava girmesi ve ardýndan program deðiþtirmesi, en az 1-2 yýlýný kaybettiði anlamýna geliyor. Öðrenciler program deðiþtirdiðinde, ayrýldýklarý programdaki kontenjanlarýn da zayi olduðu söylenebilir. Dolayýsýyla hem öðrencileri memnun edemeyen hem de bundan dolayý mevcut kontenjanlarý tam olarak verimli kullanamayan bir sistem söz konusu.

Bu sistemi daha verimli hale getirmek, gerekli ama hiç kolay deðil. MEB, YÖK ve üniversitelere düþen önemli görevler var.

Ne yapýlmalý?

MEB, üniversite adaylarýna rehberlik edilmesi konusunda daha fazla çalýþma yapmalý. Böylece adaylarýn sonradan yýl kaybetmelerini ve mutsuz olmalarýný engellemeye çalýþmalý.

YÖK, daha esnek bir geçiþ sistemi oluþturmalý. YÖK bu doðrultuda, programlar arasýnda yatay geçiþleri zaten kolaylaþtýrdý. Yeni atýlan bu adým, sistem üzerindeki baskýyý zamanla azaltacaktýr. Bu, baþka benzer adýmlarla desteklenmeli.

Üniversitelerin de programlarýný gözden geçirmeleri ve mezunlarýný daha fazla istihdam edilebilir kýlmak için sorumluluk üstlenmesi lazým. Gittikçe görünür bir sorun haline gelen boþ kontenjanlar, yýllardýr kendini yenilemeyen bölümleri yenilenmeye zaten gittikçe daha fazla zorluyor.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlýðý ve TÜBÝTAK gibi kurumlar, temel bilimlere ve devletin ileride ihtiyaç duymasý muhtemel diðer stratejik alanlara öðrenci çekmek için çalýþmalar yapmalý.

Sadece burs vermeyi kast etmiyorum çünkü burs kýsýtlý da olsa zaten var. Mühim olan matematik, fizik, kimya ve biyoloji gibi temel bilim mezunlarýnýn itibarýný artýrmak ve çalýþma koþullarýný iyileþtirmek. Bu çerçevede, öðretim elemanlarýnýn maaþlarýnýn düþük olmasý ile sanayimizin AR-GE kapasitesinin oldukça sýnýrlý olmasý ciddi sorunlar.

Sonuç olarak, yeni üniversite sýnav sistemi tartýþmalarý yapýlýrken, Türkiye’de yükseköðretime talebin hâlâ çok yüksek olmasý, bunun önümüzdeki yýllarda da devam edeceði ve mevcut sistemin verimsizliði de dikkate alýnmalý.