Türkiye, her ile bir üniversite projesini tamamladý. Hatta bazý illerimizde birden fazla üniversite bile kuruldu. Bundan sonra uzmanlaþma ve mevcutlarýn kalitesini arttýrmak öncelikli olmalý. Bu doðrultuda belli bölgelerin bilim-araþtýrma parklarýna, üniversite bölgelerine çevrilmesi ve o yerlerde yapýlacak yatýrýmlara özel teþviklerin verilmesi düþünülebilir.
Bu baðlamda Türkiye’de bir tane bile Üniversite Kenti (university town) bulunmayýþý üzerinde de durmak gerekiyor.
Literatüre göre, ekonomisinin en az % 50’den fazlasý bir veya birkaç üniversiteye dayanan þehirlere Üniversite Kenti denir. Bunlar eðitimde, özellikle de yüksek öðretimde uzmanlaþmýþ, özel kentlerdir. Üniversite Kenti, hem eðitimde mükemmelleþme yöntemidir, hem de alternatif bir kalkýnma modelidir.
Üniversiteler büyük kentlerin ve gündelik yaþamýn içinde eðitsel ve bilimsel faaliyetleri istenilen düzeyde gerçekleþtirmeyebilirler. Bu anlamda Üniversite Kentleri gündelik hayatýn dýþýnda eðitime ve bilime uygun vahalar gibidir.
Üniversite Kentleri diðer üniversitelere ve düþünce kuruluþlarýna yetiþtirdikleri kiþiler ile bir tür bilim-eðitim fidanlýðý görevini de görürler.
Alternatif kalkýnma cephesinden bakýldýðýnda ise üniversite merkezli kentler çevreye, kültüre ve tarihe duyarlý kalkýnmayý temin ederler. Ayrýca tüm sakinleri üniversite ile bir þekilde iliþkili olan bu þehirler ileri teknoloji yoðun yeni nesil sanayiyi de (yazýlým sektörü gibi) o bölgeye çekerler.
Üniversite Kentlerinde çok canlý bir düþünce hayatý vardýr. Kentlerin koþuþturmasýndan uzakta, ülke sorunlarý daha nitelikli bir þekilde ele alýnýr. Bu halleriyle Üniversite Kentleri bulunduklarý ülkelerin düþünce parklarý, entelektüel parklarý gibidir.
***
Yukarýda saydýðýmýz ve daha pek çok nedenden dolayý baþta ABD ve Batý Avrupa olmak üzere, pek çok ülke üniversite kentleri kurmuþtur. Sadece ABD’de 350’den fazla Üniversite Kenti vardýr. Bunlardan bazýlarý: Troy, Berkeley, Santa Barbara, Hartford, Princeton, Syracuse (NY) vd.
Avrupa’da da çok sayýda üniversite kenti vardýr. Avrupa’dakilerin temel farký daha ziyade tarihi kentler olmalarýdýr. Örneðin Oxford, Cambridge, Durham (Ýngiltere), St. Andrews, Szeged, Leiden (Hollanda), Bologna, Salamanca, Gent; Pisa, Siena (Ýtalya); Göttingen, Tübingen, Passau, Marburg, Jena, Konstanz, Freiburg (Almanya) vd.
Dünyada pek çok örneði bulunan üniversite kentlerinden ülkemizde bir tane bile yoktur. Ülkemizde bazý kentlerde birden fazla üniversite bulunmaktadýr. Örneðin Ýstanbul’daki üniversite sayýsý 40’ý aþmýþtýr. Ankara’da 20’ye yakýn üniversitede 200 binden fazla öðrenci vardýr. Fakat bu rakamlarýn hiçbiri ne Ýstanbul’u, ne Ankara’yý ne de diðer kentlerimizi Üniversite Kenti yapmaz. Çünkü bu illerimizde üniversite ana iþ deðil, yan kollardan biridir ve söz konusu kentlerin hiçbiri üniversiteye göre dizayn edilmemiþtir.
Çevre illerde ise o illeri sadece ekonomik deðil, kültürel ve sosyal açýdan da geliþtirsin diye kurulan üniversiteler, zamanla kurulduklarý illerin sosyal ve kültürel yapýsýna uymaktadýrlar. Baþka bir deyiþle, taþralaþmaktadýrlar. O bölgeyi kendisine benzetmesi beklenen üniversiteler, kendileri kurulduklarý yer gibi olmaktadýrlar.
Kýsacasý, Türkiye’de henüz bir Üniversite Kenti bulunmamaktadýr. Üniversite Kentleri olmadýðý gibi kampus-üniversite mantýðýyla kurulmuþ üniversiteler de kampus avantajlarýndan yararlanamamakta, kampuslar kýsa sürede hýzla büyüyen kentlerin içinde kaybolmaktadýr.